Bir şeyden vazgeçmek bir çok anlama gelebilir ve altında bir çok neden barındırabilirdi. Ben bir şeyden vazgeçmeyi en kaba tabir ile zamanında istediğin bir şeyi artık gözden çıkarmak ya da artık onu istememek diye açıklardım.
Birini istediği bir şeyden vazgeçirmek ise bambaşka bir şeydi. Kişi istediği bir şeyden vazgeçiyorsa eğer ya gücü buna yetmiyordur ya da istediği şeyin iyi şeyler doğurmayacağının farkına varmıştır.
Ezekiel'in yapmak istediği şey de tam olarak buydu. Beni yıllardır yapmak istediğim şeyden vazgeçirmek istiyordu ve benim gücüm istediğim şeye yettiği için tek seçeneği ikinci yoldu. Ve ben onun bunu başarıp başaramayacağı hakkında tahmin yürütemiyordum.
Dün akşam Respiro'nun küçük sarayına geri döndükten sonra hep beraber yemek yemiş ve sabah saat 8.00' de yola çıkma kararı aldıktan sonra da odalarımıza dağılmıştık.
Şimdi ise Respiro ile vedalaşıp yola koyulmuştuk. Hatırladığım yolların arasından tekrar geçerken geçide gelmemize az kalmış olması gerekti.
Dünkü yolculuğumuzun aksine bugün kimseden ses çıkmıyordu. Bu ne kadar rahatlatıcı olsa da garipti. Evet artık onların hepsi bir aradayken sessiz olmaları bana garip geliyordu. Çünkü konuşacak konular hiç bitmeyecekmiş gibi birbirleri ile olan sohbetlerine ne kadar başımı ağrıtsalarda alışmıştım. Onlarla tanıştığımdan beri ne kadar çok şeye alışmıştım ama. Hayatım geri dönülemez bir şekilde değişiyordu ve bu kararlarımda da etkili olabilecek miydi bilmiyordum.
Bir kaç dakika içinde geçidin olduğu yere vardığımızda bu sefer kimse kimseyi beklemeden rastgele bir sırayla burası ile bağımızı koparacak geçitten geçtik. O kadar güzelliğin ve ihtişamın ardından normal hayattaki bu orman artık bana basit ve sıradan geliyordu. Herkes kendi düşüncelerine dalmış bir şekilde yolda ilerlerken hepsi konuşmamaya sözleşmiş gibiydi. Ama bir süre sonra Nancy bu sessizlikten sıkılmış olmalı ki yanıma geldi ve çocuksu bir heyecanla
"Naber?" dedi. Onu omuz silkerek cevaplamam bu hevesini söndürmenin yanından bile geçmezken konuşmaya devam etti.
"Bizimle göreve çıkmak nasılmış bakalım?"
"Nancy bir tek sizinle göreve çıktığımı biliyorsun değil mi?" dediğimde ne kadar göz devirsede
"İyi ya, işe en eğlenceli ekiple başladın." dedi.
"Bir şeye başladığımı falan sanmıyorum ama neyse." diye mırıldanırken Nancy'nin
"Efendim" demesiyle
"Yok bir şey, kendi kendime mırıldanıyorum işte." diye geçiştirdim onu.
Nancy ısrarla bana bir şeyler anlatmaya başlarken Ezekiel ile göz göze geldim. Nancy ile bana bakıp gülünce kafamı 'ne var' diye salladığımda omuz silkip önünde döndü. Bense mecburen Nancy'i dinlemeye devam etmek zorunda kaldım.
Zamanla Nancy'nin konuşmalarına diğerleride katıldı ve bana bir şeyler anlatmaya başladılar. Bir süre sonra ise bu konuşmalara Ezekiel ve Alvaro bile katıldı. Bende zaman geçtikçe bu sohbetten keyif almaya başladım. Sırayla bana birbirleriyle yaşadıkları komik anıları anlatırlarken hepsi kahkahaya boğuluyor sonra başka bir anıya geçiyorlardı. Bense yüzümde hafif bir tebessüm ile onları dinliyordum.
Yolculuğumuz böyle devam ederken ilk olarak 1 gün önce kaldığımız evime ulaştık. Ardından yeryüzüne indiğimiz sahile gittik ve yeryüzüne nasıl indiysek öyle geri döndük. Bu süre içinde ilginç bir şekilde sinir bozucu ya da garip bir durum yaşanmadı. Acantilado'ya vardığımızda ise herkes birbiri ile vedalaşıp evlerine dağıldı. Bense Baş Koruyucunun emriyle Ezekiel'in gözetiminde olduğum için paşa paşa arkasından onun evine gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENGESİZ GÜÇLER |KANATLAR VE KARARLAR SERİSİ-1|
FantastikDudakalarım her saniyede onunkilerde daha çok iz bırakırken kendimi o tehlikeli bir zehri olan kıskaçlarında kaybetmemek için zor tuttum. Sakinleşmesinin verdiği etki ile ondan ayrılacağım sırada ensemden tutup benim yaptığım gibi dudaklarımızı yeni...