Meet my bf- by Remus Lupin
James ve Peter ile konuştuktan sonra hızlıca daha önce benimle ilgilenmiş erkekleri düşünmeye başladım. Odada ileri geri adımlarken aklıma gelen isimle gülümseyerek hızlıca odadan çıktım.
Slytherin yatakhanesine doğru ilerliyor olmam delirdiğimi doğruluyor olabilirdi ama umrumda dahi değildi. Kapıdaki bir kıza yaklaşıp gülümsedim.
"Selam, Henry'i çağırabilir misin?"
"Neden?" Derken oldukça sinir bozucu biri olduğunu anlamıştım bile.
"Konuşmam gerekiyor da onunla, acil."
Kız bir şey demeden içeri girdiğinde beklemeye başladım, yaklaşık beş dakika sonra Henry kapıya çıkmıştı. Şaşkınca bana bakıp gülümsedi.
"Selam, bir sorun mu var?"
"Çıkmak ister misin? Yani farkındayım biraz ani oldu ama yani sonuçta nasıl söylenir başka bilmiyorum ve.." saçmaladığımı fark edip yutkundum o ise sadece tebessüm ediyordu.
"İsterim..."
Derin bir nefes verip gülümsedim. "Harika, o zaman yarın sınavdan sonra kaymak birası içmek ister misin?"
"Harika olur derim."
İçimi kaplayan rahatlama hissi ile her şeyin hallolduğunu düşünüyordum. Parmak uçlarıma yükselip oldukça uzun olan çocuğun yanağına ufak bir öpücük bıraktım ve hızıca ilerlemeye başladım.
Tuhaf olan çok şey vardı. İlki normalde çoğu kişiden uzun olmama rağmen bu çocuğu öperken parmak uçlarıma kalkmak zorunda kalmıştım, ikincisi oldukça yakışıklı olmasına rağmen Sirius kadar ilgimi çekmiyor olmasıydı. Harika birine benziyordu ama yanağını öperken bile onu öpüyor gibi hayal edememiştim.
Daha demin gelen rahatlama hissi hızla yok olurken hırsla saçlarımı karıştırıp yatakhaneye girdim, sanırım bir süre daha bu hisse katlanmam gerekecekti.
***
Hayatımda hiç bu kadar streslendigimi hatırlamıyordum. Özellikle sınavlarda fazlasıyla çalıştığımdan rahat bir insandım fakat bu sınav çok farklıydı, her şey benim için zordu. Ne düzgün çalışabilmiştim ne de önündeki kağıda odaklanabilmiştim.
Yanımda oturan patiayak bana kopya vermem için yalvaran gözlerle bakmasına rağmen en ufak bir şey yapamıyordum. Ellerimi saçlarıma geçirip sertçe çekiştirdim, bir şeyler hatırlamam gerekiyordu. Gözlerimi kapatıp bir şeyler hatırlamaya çalışssam da en ufak bir şey hatırlamıyordum.
Sinirle yerimden kalkıp boş kağıdı masaya bırakıp sınıftan koşar adımlarla uzaklaştım, nefes almam gerekiyordu.
Bahçeye çıktığımda hiçbir yere bakmadan hızlıca bir ağacın dibine oturdum. Dolu gözlerimle gök yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamamak sinir bozucuydu. Nefesimi düzene sokmakya çalışarak göz yaşlarımı elimin tersiyle sildim. Omuzuma bir el konana kadar ayak sesi bile duymamıştım.
Gözlerimi elin sahbi, Henry'e çevirip ne istediğini anlamaya çalışşam da sadece;
"İyi misin?" dedi."Evet." derken sesim titremiyor olsa eminim daha ikna edici olurdu.
Beni kolları arasına çekip sarıldı ve yavaşca omuzumu okşamaya başladı, bu ise daha önce görmeğim boyutta bir teselliydi. Kafamı omuzuma yaslayıp kokusunu içime çektim fakat beklediğimin aksine kokusu beni mayıştırmamış veya sakinleştirmemişti, aksine rüyadan uyanır gibi bir farkındalığa varmıştım, amacım sadece onu Sirius olarak görmekti, o olarak hayal etmek ve aynı hissettirmesini istemek.