Another loves- by Remus Lupin
Sabah olduğunu belirten ışık gözüme girerken yorganı tekmeledim başımın ağrısı bir zehir gibi şakaklarıma doğru yayılırken homurdanarak doğruldum. Yatağı gelişi güzel toplayıp hala uyuyan arkadaşlarıma göz attım, hala arkadaşlarım demek beni sinir etse de umursamadım.
Duygularım şu zamana kadar beni kontrol edememişti ve bundan sonra da edemeyecekti, mantığımla düşünmeye devam etmeliydim.
Kıyafetlerimi alıp banyoya ilerledim hızlı bir duş alıp güzel bir kombin oluşturdum aklımda. Daha sonra hızlıca odaya geçip giyinmeye başladım. Havluyu yere atıp giyeceğim şeyleri çıkarttım.
"Kadınlar kadar ince bir bele sahipsin Aylak, şaşırtıcı." dedi Sirius, bunu derken gözünde hiç de iyi niyetli olmayan parıltılar gördüğüme yemin edebilirdim.
Hızlıca pantolunumu giyip cevap vermekten kaçındım, beklemediğim sözlerdi bunlar, kalbimin hızlanmasına yol açmıştı.
"Nereye bu kadar erken?" derken yataktan doğrulmuş Remusu rahatça görebileceği bir yere geçmişti. Arkasına yaslanıp arkadaşının kaslı gövdesine baktı.
"İşi-"
"Evet, anladık işin var. Ne işi ben de onu soruyorum."
Sözümün kesilmesine sinirlenerek Sirius'a döndüm. Kızmak üzere beynimde kurduğum diyologlar bakışlarını vucüdumda hissedince uçup gitmişti. Yutkunarak arkamı döndüm.
"Önemli bir şey değil." sesim beklediğimden oldukça yumuşak çıktığı için kendime kızdım fakat sadece birkaç saniye sürmüştü.
Kendime onun aptal olduğunu ve sadece bedenimi beğendiğini hatırlatırken gömleği gelişi güzel üstüme geçirip düğmeledim.
"Yanlış yaptın." derken yanıma adımladı.
Uzun parmakları gömleğimi çözerken yüzüne odaklanmıştım. Uzun kıvrık kirpiklerinin gölgesi yüzüne düşerken yeni uyandığı için karışık olan saçlarından bana ulaşan kokuyu içime çektim.
Açtığı düğmeleri geri yerlerine yerleştirirken gözlerimiz saniyelik bir şekilde buluştu. Bu iki saniye kalp ritimimin bozulmasına yol açmıştı. Önümdeki çocuğu hızlıca ittirip üstüme ceketimi geçirdim.
"Çıkıyorum ben."
*
Odaya ilerlerken içerden gülüşme seslerinin geldiğini duydum, geri dönmeyi düşünsem de hızlıca vazgeçtim.
Odaya girip yatağıma ilerledim, yatağa oturduğumda karşı yatakta Sirius'un bir kızla sarmaş dolaş olması beklemediğim bir şeydi. Sinir katsayım hızla artarken görmezden gelmeye çalışarak ceketimi askılığa astım.
"Selam, sen Remus olmalısın." derken kıkırdıyordu kumral kız, yüzündeki ufak çiller onu oldukça sevimli bir hale bürüyordu.
"Evet." yatağıma oturup aklıma gelen fikirle sırıttım. Bu kızın daphne olmadığını biliyordum fakat onların bunu bilmesine gerek yoktu.
"Sen de Daphne olmalısın, Sirius senden çok bahsetti."
Kızın yüzündeki gülümseme saniye saniye silinirken yavaşca Siriustan uzaklaştı. Patiayak bana uyarıcı bakışlar yollarken bunu yanlışıkla söylemiş gibi dudağımı ısırdım ve Sirius'a pişman bakışlar yolladım.
"Daphne, Peter'in sevgilisi Remus, karıştırmış olmalısın."
"Evet, ben Viollette." dedi şirinliği miğdemi bulandıran kız. Saniyesinde inanmıştı, ne aptallık ama. Gülümseyerek kafamı salladım.