"aslında daha teslime iki haftamız vardı, çok acele ediyorsun." tartaglia atkısını zorlanarak söküp oğlanın sandalyesine bıraktı. kan donduran soğuk yüzünden nefes nefese kalmıştı. "bak bize ne getirdim."
mesajı alır almaz çıkıp gelmişti. son zamanlarda aralarının daha iyi olduğunu düşünüyordu ve bu yüzden mutluydu. karşısında başını eğmiş oturan oğlanın yüzüyse tam aksini söylüyordu.
elindeki içecek poşetini hayâl kırıklığıyla masaya bırakıp yatağında oturan zhongli'ye adımladı. "iyi misin? solgun görünüyorsun."
"iyiyim," derken başını hafifçe aşağı yukarı salladı. "teşekkür ederim."
kesinlikle bir şeyler yanlıştı. bu tepki zhongli'ye ait olamazdı. şaşkınlık içinde montundan kurtuldu ve yatakta oğlanın yanına oturdu.
"iyi görünmüyorsun ama. neyin var söylesene."
zhongli o böyle yaptıkça kendini daha da kötü hissediyordu. burun kemerini sıktı ve dişlerinin arasından "iyiyim dedim," diye hırladı.
"sen ben kötü hissediyorken tepemden ayrılmamıştın. konuşsana hadi!"
"zorlama işte. sinirleniyorum."
"olsun," derken garipçe gülümsedi tartaglia. "bana her türlü kızıyorsun zaten." boğazını temizleyerek elini gergince ensesine götürdü. bir şey belli etmek istemiyordu. zaten şu an konu kendisi değildi, önemli olan zhongli'ydi.
"evet, öyle yapıyorum." gözlerini ovuşturarak iç çekti. öyle yapıyordu, evet. içinde sürekli hissettiği öfke aslında oğlanın taktığı mükemmel maskesi yüzündendi. onu tanıdıkça öfkesi diniyordu ki. şimdi bunu nasıl söyleyebilirdi?
"sence kötü biri miyim?" diye sordu alçak sesiyle. yanında ilgiyle ona odaklanmış tartaglia'ya bir türlü dönüp bakamıyordu.
"değilsin. kim seni böyle üzdüyse o kötü biri."
zhongli bunun üzerine elinde olmadan nefesini vererek güldü. bir şeyler söylemek istiyordu ama hiçbir şeyi belli etmemeliydi. biraz suskun kalıp cümlelerini toparlamaya çalıştı. omuzları hissettiği ağırlıkla çökmüştü. yanındaki oğlansa hâlâ tüm dikkâtiyle onu izliyordu.
"bazen hissettiğim şeyleri kabullenemiyorum ve ters tepiyor sanırım."
tartaglia hiçbir şey anlamamıştı. gözlerini kırpıştırarak "nasıl yani?" diye sordu en yumuşak tonuyla. hazır konuşmaya başlamışken sussun ya da kızsın istemiyordu. normal insanlar gibi oturup bir şey konuşuyorlardı ve bu ikinci kez oluyordu. zhongli'nin kendinden bahsetmesiyse bir ilkti.
karşısındakinin kederli hâli yüzünden buna sevinememişti bile. şu an sadece iyi hissetmesini sağlamak istiyordu.
"yani hiç dinlemediğin ama yine de nefret ettiğin bir grup şarkı çıkarır da içten içe çok hoşuna gider ya," verdiği örneğin saçmalığına hafifçe güldükten sonra saçlarını geriye atarak iç çekti ve devam etti. "ama o grup hakkında hep kötü düşündün, hep öyle söyledin kendine de çevrene de.. bu yüzden şarkıyı kötülemeye devam ediyorsun. sevmemek için resmen direniyorsun. çok anlamsız aslında."
"onun yerine gruba bir şans vermen gerekiyor sanırım."
"sanırım." zhongli dönüp onu anladığı için minnetle baktığında tartaglia inanamaz tavrıyla gözlerini kırpıştırdı. sersemlemiş hissediyordu. bu beklediğinden çok daha sıcak bir tepkiydi. "teşekkür ederim."
"n-ne için?" hiçbir şey yapmamıştı ki. paniklemeye başlıyordu, ne oluyordu cidden? zhongli'ye ne olmuştu böyle? kriz geçirip ölecekti burada. ya da bayılıp rezil olacaktı.
"yanımda olduğun için."
tartaglia kulaklarının kızardığını hissederken garipçe güldü ve "ne zaman istersen," dedi. oğlan istediği sürece yanında olurdu, istemediğinde de zorla oluyordu gerçi. "hadi ödevi yapalım, biraz kendine gelirsin."
zhongli onu başıyla onaylayarak yatağından kalktı ve "yapalım," dedi. gerçekten biraz daha iyi hissediyordu. sadece biraz..
zhongli'me çok sövüyosunuz üzülüyorum..
BU ARADA BÖLÜMLERİN GEÇ GELME SEBEBİ DE ZHONGLI CİKARMAM XĞSMWĞWLWÜWŞSÜD KASMAYA CALİSİYORUM DA 🛐🛐🛐🛐🛐😭😭😭😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
stammer | zhongchi
Fanfictiondışarıdan mükemmel göründüğü için zhongli'nin sinirini bozan tartaglia, sırasının altında unuttuğu defteriyle tüm kusurlarını ortaya sermiş olur.