do you want it bad?

1.7K 210 362
                                    

kalemini elinde çevirirerek yazdığı cümleleri yeniden gözden geçiriyordu. o an tartaglia'nın eğildiğini fark etti. eline bakmak için miydi? aklına yazdığı cümleler gelince yeniden zar zor nefes almaya başladı. bununla nasıl baş edeceğini henüz çözememişti ama en yakın zamanda alışmayı umuyordu.

tartaglia pipetinden içeceğini bitirdiğini belirten bir ses çıktığında bardağını masaya bıraktı. kafasını zhongli'nin omzundan uzatmış, bir an sonra da dayanamayıp çenesini yerleştirmişti. "bu kadar ödev yeter," dedi masum bir tavırla. onunla yeniden oyun oynamak istiyordu ama nasıl söyleyeceğini bilemiyordu çünkü moralinin hâlâ bozuk olabileceğini düşünüyordu.

"peki, bırakalım." zhongli ona temas ettiği için hiçbir şey yapmamıştı. gülme isteğini bastırarak oğlanın kalemi defterinin üstüne bırakmasını izledi. hep böyle yapıyordu. "gidiyor musun?"

"gitmeli miyim?"

neden bunu sormuştu ki şimdi? cevap her zaman evetken.. kendini cezalandırmak istercesine dudağını ısırdı.

"hayır."

zhongli sadece oğlanın koyu mavi gözlerini görmek isteyerek kafasını çevirdiğinde bunun olacağını biliyordu; dudakları oğlanın yanağında, dudaklarının biraz yanında kalmıştı.

tartaglia buna hiç hazırlıklı değildi, öyle ki nefes alabilmek için geri çekilmesi gerekmişti. zhongliyse buna izin vermedi. oğlanla birlikte hareket ederek boşluğu daha açılmadan doldurmuştu bile. geriye, oğlanın üstüne doğru uzanmış, şaşkın hâllerinin dinmesini bekliyordu.

buna rağmen artık dudakları tenine temas etmiyordu, tartaglia güçlükle yutkunarak kendini toparladıktan sonra elinde olmadan iç çekti. bunu yapacaktı,

yapacaktı.

parmak uçlarını hafifçe zhongli'nin çenesinin altına yerleştirdi ve dudaklarını birleştirdi. adeta canı yanıyormuş gibi hissediyordu, göğsü kramplar içindeydi ama bunu hiçbir şeye de değişmezdi.

zhongli defteri daha fazla okumadan cevabını almıştı. demek tartaglia onu hâlâ seviyordu. sırıtarak tek eliyle oğlanın bileğini, diğeriyle yanağını tuttu. demek hâlâ bir şansı vardı.

tartaglia ağlamaya benzer bir inilti çıkardığında oğlanın aslında gerçekten gözlerinin dolduğunu bilmeden onu öpmeye başladı. başlatan olduğu hâlde bir an karşılık verememişti tartaglia. zhongli ısrarla dudaklarını aralayarak dilini yavaşça ağzına soktuğunda kendine gelebilmişti.

kendini hiç olmadığı kadar acemi hissediyordu. oğlana yeniden dokunmak istiyordu ama havada tuttuğu bileğiyle zhongli buna engel oluyordu. yine de tavırları beklediğinden daha nazikti, onu sanki ellerinde kırılacakmışçasına yumuşak tutuyor ve yavaşça öpüyordu.

yine de onu sevmiyordu, değil mi? tartaglia yutkunarak nefes nefese ayrıldı ve "dur lütfen," dedi kızarmış yanaklarıyla. gözleri hâlâ dolu doluydu, sesiyse çok güçsüz. "geçen seferkileri unutacağız demiştik."

"öyleyse şu an hatırlatarak anlaşmayı sen bozmuş oluyorsun." zhongli ne geri çekiliyordu, ne de yeniden onu öpmeye çalışıyordu. yanağındaki elini çekmişti ama bileğini nedense bırakmıyordu.

tartaglia'nın aklı tamamen karışmış hâldeydi. her evine geldiğinde bir şeyler yaşayıp sonra yaşamamış gibi davranamazdı, yaşadıklarından her ne kadar memnun olsa da, istediği ilişki bu değildi.

"ben," dedi güçlükle ama devamında ne getireceğini kendi de bilmiyordu. 'seni seviyorum' mu? belki. "ben.." zhongli sabırla ve soran gözleriyle ona bakmaya devam ediyorken nasıl konuşabilirdi? "çişim geldi," dedi gözlerini kaçırarak.

"ne?" zhongli nefesini vererek güldüğünde gözlerini sıkıca yumdu. aklına gelen tek bahaneydi işte. lanet olsun. "peki, bekliyorum." yüzündeki sırıtışla bileğini bırakıp geri çekilmişti.

tartaglia bir şey diyemeden kaçar gibi kalkıp kapıya atıldı. hemen yüzünü yıkaması gerekiyordu çünkü alev aldığını hissediyordu.

ayrıxa cisi gercekten de vardi...

tamam bitislerde cidden kotuyum xpanwpsslsğ

normalde bolum atmayaxaktım ama woxelio askım gelmis bu da onun ozel istegi tskler

sebiyorum seni <33

stammer | zhongchiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin