beş

1.7K 208 125
                                    

"..ve bu şekilde, herkes ikişerli gruplar hâlinde çalışacak. ne yazık ki bir kişi açıkta kalıyor, bu yüzden son grup üç kişi olmak zorunda. isimleri kendiniz belirleyemeyecekseniz ben sisteme atacağım, aksi hâlde gün içinde belirleyip bana ulaşmasını sağlayın. iyi dersler."

görevli konuşmasını yaparken tartaglia her zamanki gibi sırasında yayılmış, yan gözle zhongli'ye bakıyordu. acaba hemen ganyu'yla mı eşleşmişti? görevli çıktığı an "işte başlıyoruz," diye düşünerek derin bir nefes aldı ve ayaklandı.

"arkadaşlar, ben isimleri teslim ederim. ara bitene kadar hâlledip gruptan yazın."

harika.

herkes onayladığında keyifle sırıtmasını bastırarak kafasını salladı ve dudağını kemirirken yeniden yerine oturdu. o sırasına bir şeyler karalarken mesajlar gelmeye başlamıştı bile.

tahmin ettiği gibi, ganyu gruba zhongli'yle olduğuna dair bir mesaj atmıştı. mola bitmek üzereyken "herkes tamam mı?" diyen bir mesaj yazdı. birkaç kişi grup bulamadığını söylediğinde onları da kafasına göre eşleştirdi ve kağıdı alıp çıktı.

zhongli onun kendisiyle ilgilenmemesine ya da grup olmak isteyerek taciz etmemesine karşılık şaşkınlıkla arkasından bakakalmıştı. "hm, aşık olunca beni saldı demek," diye düşündü. elindeki kalemi ne kadar sıktığından, yüzünün ne kadar kötü bir hâl aldığından habersiz; yaklaşık son beş dakikadır yaptığı gibi tartaglia'ya bakıyordu. sonunda oğlan görüş alanından çıktığında öylesine bir gülüş savurdu.

"iyi misin zhongli, neyin var?"

kız kafasını onun yüzüne yaklaştırarak eğdiğinde dişlerini sıktı ve "ganyu, iyiyim," dedi daha da sinirlenmemeyi denerken. "sürekli şunu yapmaktan vazgeç."

"afedersin, üzgünüm.." ganyu başka bir şey demeden kendi işine döndüğünde daha fazla dayanamadı ve kalkıp derslikten çıktı. tartaglia büyük ihtimal aşık olduğu kişiyle grup olmaya çalışmıştı, değil mi? onu bulup kimle eşleştiğini sormalıydı.

"nereye böyle? ders başlıyor."

yüzündeki keyifli sırıtışla karşıdan gelen tartaglia onu durdurmuştu. tam da zamanında. "yürümek istedim biraz," diye cevapladı. "sen nereden?"

tartaglia'nın afalladığı her hâlinden belli oluyordu. zhongli herhangi bir sorusuna normalce cevap vermiş, üstüne bir de onu mu sormuştu? doğru anladığını umarak "ben.. ben li-listeyi teslim ettim," diyebildi gözlerini inanamaz tavrıyla kırpıştırırken.

zhongli onun bu hâline şaşırsa da çaktırmadan devam etti. "hmm, kimle eşleştin? gruptaki mesajları takip edemedim."

"açıkta kalmıştım, kendimi rastgele ikili bir gruba attım işte. neden sordun?"

sadece "merak," diyerek kestirip attı. "hadi, dersliğe dönelim."

kızıl saçlı oğlan afallamış hâlde bakmaya devam ederken tedirgin tavrıyla yutkundu ve "t-tamam," dedi. "dönelim. sen iyi misin?"

bunun üzerine zhongli sabır dilenerek gözlerini kapattı ve "iyiyim," diye cevapladı dişlerinin arasından.

"güzel.. hâlâ yürümek istiyorsan çıkışta yürüyebiliriz?" anlaşılan tartaglia sonunda şaşkınlığını yavaş yavaş üstünden atıp her zamanki hâline bürünüyordu.

"hayır."

"o zaman şimdi yürüyebiliriz?"

"hayır."

"o zaman seni sırtımda taşıyabilirim?"

"aaah, hayır!"

"kucağımda?"

"tartaglia, yeter!"

"iyi, ayrı ayrı yürürüz."

koridorun diğer ucuna geçip kırgınlığını saklamaya çalışarak kısa bir bakış attı sevdiği çocuğa. zor bir şey istememişti, sadece yürümekti işte. zhongli her zamanki boş ifadesiyle karşılık verdiğinde adımlarını hızlandırıp ondan önce sınıfa girdi. şimdi kendini toparlasa iyi olacaktı çünkü birazdan çok daha zor tepkilerle başa çıkmak zorunda kalacağını hissediyordu.

mesela zhongli'nin listeye ikisini eş yazdığını öğrenmesi gibi.. ganyu'yu da sosyalleşmesi bahanesiyle üçlü olan gruba postalamıştı. siktir, gerçek anlamda dayak bile yiyebilirdi. tam bunları düşünürken, zhongli ona kaşlarını çatarak yerine oturduğunda strese girip bacağını sallamaya başladı. tamamen mahvolmuş hissediyordu.

stammer | zhongchiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin