Koko'nun sana güzel bir tenis kıyafeti aldığını ve kıçını o şirin eteğin altında zıplayıp sallanışını izlemek için aldığını hayal et. Ya da önünüze gelen topu yakalamaya çalıştığınızda gömleğinizin altından göğüs altınızın birazcık tepesini görmek Koko seninle oynamaya bile çalışmıyor, sipariş ettiği pahalı şampanyayı izleyip içerken rastgele insanlarla oynamana izin veriyor. Sizi kaldırmak, öpmek ve bu süreçte yumuşak kıçınıza masaj yapmak için kazanırsanız, ara sıra size gelirdi. Koko, birlikte oynadığınız bu adamların size bakıp sırıtarak birbirleriyle konuştuklarını fark etti. Bir süre sonra sinirlendi - meleğine bakan ve onunla flört eden diğer erkekler tarafından bile kızdı, bu yüzden kolunuzu tutup sizi yakındaki banyoya çekip lavaboya doğru eğdi. Hayır, kapıyı kilitlemeye, hatta düzgün bir şekilde kapatmaya bile tenezzül etmedi, kapı hala hafif açıktı. Ama Koko bu eziklerin onu güzel prensesiyle sikişirken görmelerini istedi. Koko eteğini yukarı kaydırdı ve soğuk, ince ve halkalı parmaklarını damlayan ıslak kedi dudaklarının yağlarında yukarı ve aşağı kaydırmak için beyaz külotlu tangasını yana çekti. "Aww..neden bu kadar ıslandın kedicik?" Beyaz saçlı erkek arkadaşın bunu söylerken, başınızı çenenizden tutup önünüzdeki aynadan kendinize ve ona bakmanız için kaldırdı. "Bu adamların tüm ilgisi seni azgın mı yaptı, seni pis sürtük?" Soğuk parmağı sıcak amına girdiğinde sızlandın "h-hayır, babacık! Yemin ederim!" Koko, saçını yana çekerek boynunu açığa çıkardı, böylece içine oldukça karanlık noktalar bulaştırabilirdi "o zaman neden ıslıyorsun? Söyle bana." Kalçalarınız birbirine kenetlendi ve olduğu yerde kalması için elini sıkıştırdı. "Kıçımla oynadın..babacığım..bunun beni nasıl hissettirdiğini biliyorsun.." Kıkırdadı ve hafif ıslak boynunu süsleyen güzel koyu lekelerle yumuşak bir şekilde öptü. "Evet? Bu sana nasıl hissettiriyor?" Koko, parmakları sıkı küçük amının içinde hareket etmeye devam ederken, senin ciyaklamana ve kıçını kıpırdatmana neden olurken, alaycı bir şekilde avucunu senin kıçına dayadı. "Ben-bu beni azdırıyor babacık!!" Koko, cevabının bu olacağını biliyordu, açıkçası. Ama bunu her zaman söylediğini duyunca, beyaz pantolonunun dar sınırları içinde horozunu seğirtti, Koko sana daha fazla eziyet etmek için parmaklarını amının içinde kıpırdattı. Aynada senin sevimli acılı yüzünü görmek, onu giyinik sikini kıçının güzel açıkta kalan etine sürtmeye zorladı. "Siktir- kıçını kaptığım için bu kadar ıslandın mı prenses?" Serbest eli yanaklarınızın yumuşaklığında gezindi ve daha hızlı cevap vermeniz için biraz başınızı salladı. babacık-AH!" Koko Protestoları duymaktan hoşlanmadı, ya dediğini yaparsın ya da durur. Ama duramayacak kadar azgındı, bu yüzden bir kez daha kıçına şaplak atarak seni uyardı. Sadece sızlandın Lavaboya geri döndüğünüzde ve hareketlerinize hafif bir yuvarlanma ile ileri geri zıplamadan önce kıçınızı onun horozunun üzerinde kıpırdatırken biraz. Elleri kıçını yakaladı ve amının onu ne kadar iyi aldığını izlemek için yanaklarını ayırdı. bu yüzden ani ve sert vuruşuyla sizi aynaya doğru iterek sizi şaşırttı. "Ohh!! Babacık- y-kendini çok iyi hissediyorsun baba! Ahh!" Koko, kalçalarını daha hızlı hareket ettirmeye başlarken kıkırdadı, sırılsıklam olan ıslak kıvrımlarının arasına şişmiş olan horozunu sokma sürecinde rahim ağzını hafifçe zorladı. "Zaten aptal mı oluyorsun?" diye sordu sesinde hafif bir alayla. "Yine de bundan sonra eve gideceğimizi düşünme, hayır.." kıkırdadı ve boğazını okşadı ve üzerine hafif bir baskı yaptı "Sen bunlarla oynamaya devam ederken tüm o boşalmayı değerli amının içinde tutmak için mücadele ettiğini görmek istiyorum. Lanet zavallılar" bunu kulağına hırladıktan kısa bir süre sonra hassas amının derinliklerine geldi, bitirmene bile zahmet etmeden kendini tekrar pantolonuna sokmak için sikini çıkardı ve sonra senin güzel külotunu yukarı çekti. onun pisliğini amının içinde mühürlemek için uylukları.. Hemen cum ince kumaştan hafifçe sırılsıklam ederek onu gülümseterek ve kulağının içine fısıldayarak "şimdi oraya git ve benim için daha fazla maç kazan, tamam mı?" Kıçını ve patpatladı, gitmene izin verdi, ama sen maç'a doğru gitmek için topallarken eli aniden bileğinizi yakaladı ve ağzınıza fısıldamak için yüzünüzü tuttu. "Ve bir damlasını bile boşa harcamaya cüret etme bebeğim. Onların önünde seni becermemi istemezsin, değil mi?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
