''Bunu yapmasına izin verdiğine hala inanamıyorum. Şu haline bak. Tamamen kapanacak gibi görünmüyor Kook.''
''Kapatabildiğin kadar kapat. Ben görmediğim sürece sıkıntı yok Jimin.''
Uyanır uyanmaz Taehyung'la yola çıkmıştık. Yol boyu tek kelime konuşmamıştık. Şimdi ise Jimin'in yatağına oturmuş, yapmasına izin verdiğime şimdiden yüz kere pişman olduğum izlerimi kapatmasını bekliyordum.''
''Babanla henüz görüşmedin değil mi? Kudurduğuna eminim. Ne yapmayı planlıyorsun?''
''O iş bende merak etme. Bitti mi?''
''Evet kapatabildiğim kadar kapattım. Dolapta bir kaç kıyafetin olacaktı üzerini değiştir de çıkalım.''
Onu onaylayıp dolabına yöneldim. Sık sık birbirimizin evinde kaldığımız için kıyafetlerimizi bırakırdık. Kolaylık sağlıyordu, şu an da olduğu gibi.
Üzerimi değiştirdikten sonra arabayla okula doğru yola çıktık. Boynumun ne halde olduğunu bilmiyordum tek bildiğim uzun bir süre o izlerle yüzleşemeyecek olmamdı.
20 dk içerisinde okuldaydık. Hoseok'un kapıda beklediğini görünce keyfim yerine eldi ve koşarak yanına gittim.
''Bir gün bile görmesem seni özlüyorum. Aramızdaki ilişkiyi ilerletsek iyi olur.''
''Kızlara ilgim olmasına rağmen senin için her zaman yerim var bebeğim. Ne zaman istersen hazırım.''
Eğilip yanağına büyük bir öpücük kondurdum.
''Şimdi kusacağım. Yürüyün hadi geç kalmayalım.''
Jimin'in bizi uyarması üzerine Hoseok'u kolumun altına alıp yürümeye başladım. Düşünmemeye karar vermiştim. Düşündüğüm zaman ortaya çıkan yorgun ve duygusal Jungkook'u sevmiyordum. Çünkü o güçsüz ve savunmasızdı.
Ama düşünmeyip olayları akışına bırakan Jungkook eğlenceli ve yaramazdı. Ben de tam olarak bunu istiyordum. Taehyung'la eşittik. Onun vücudumda şimdiden bir çok yerde izi benimse dudaklarında mührüm vardı. Videoyu artık umursamıyordum. Eğer ortalığa yayacak olsaydı şimdiye on kez bunu yapmıştı. Ama o videoyu benimle yakınlaşmak için kullanmıştı. Yani şu an için düşüncem bu yöndeydi. Ama onu cebinde bir yedek plan olarak tutacaktı bundan emindim. Bir gün o videoyla beni tehdit edecekti. Sadece doğru zamanı kolluyordu.
Yürüdüğümüz yol boyunca herkes bize daha doğrusu bana bakıp aralarında fısıldaşmıştı. Ne hakkında olduğunu gayet iyi biliyordum. Ben bu meselenin uzamasını beklemezken Koca Adam beni savunarak ikimizi de farklı bir duruma sokmuştu. Eh Jeon Jungkook'a da bunun keyfini çıkarmak yakışırdı.
Sınıfa geçip boş bulduğumuz yerlere oturduk. Bugün derslerim yoğundu. Dışarıdan dinlemiyor gibi görünsem de aslında kulaklarım hep açıktı ve hocanın dediği her cümleyi bir kez duymam benim için yeterliydi. Ben sadece birilerini kızdırmak için kötü öğrenciyi oynuyordum o kadar.
O an aklıma telefonumun dünden beri kapalı olduğu geldi. Cebimden çıkarıp açtım. Ne arama ne de mesaj vardı. Fırtına öncesi sessizlik bu sefer beni korkutmamıştı.
5 dk içinde sınıf dolmaya başladı. İnsanlar beni görür görmez yanındakine bir şeyler fısıldıyor ve muhtemelen tamamen kapanmamış olan boynumdaki izlere bakıyordu.
''Birilerinin gecesi sert geçmiş anlaşılan.'' duyduğum sesle başımı sağa çevirdim.
''Ne o kıskandın mı yoksa?''
''Pek değil. Ama kırılmadım desem yalan olmaz. Benden önce senin tadına başkalarının bakıyor olması beni üzdü.'' Ayağa kalkıp hem gözleri hem de sözleriyle beni arzuladığını seneni başından beri belli eden Eun Woo'ya döndüm. Mükemmel yüzü ve mankenleri kıskandıran fiziğiyle heykelden bir farkı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lollipop
Fanfiction"Vücudunun her santimini izlerimle süsleyeceğim Jeon." #Taekook Düzyazı