22. Bölüm

30 15 12
                                    

Uzun zamandır eşimle yeni bir eve taşınma planları yapıyorduk. Şehrin hengâmesinden, trafiğinden ve pis havasından kurtulmak istiyorduk. İnsan böyle bir ortamda çok daha hızlı yaşlanıyor. Belli bir süre sonra gezdiği sokaktan, yediği yemekten, zaman geçirdiği kafeden keyif almamaya başlıyor. Her şeyi geride bırakıp uzaklaşmak istiyorduk. Uzun süredir bir hayalimiz vardı: Şehrin dışında, kendi bahçesi olan iki katlı beyaz bir eve sahip olmak. Ve artık bu hayal gerçekleşiyordu. Bankada biriktirdiğimiz para kriterlerimize uyan ve çok beğendiğimiz bir eve yetti. İnanılmaz heyecanlıydık. Küçük kızlarımız da bu heyecanı bizlerle paylaşıyordu. İki afacan bahçede oyun hayalleri kurmaya başlamışlardı bile. Yeni bir hayat başlıyordu bizler için. Huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir hayat…

Evin tek problemi ciddi bir tadilata ihtiyaç duymasıydı. Elektrik ve su tesisatında sorunlar vardı ve çözülmeliydi. O konuyu eşime devretmiştim. Bense asıl probleme odaklanmıştım yani iç dekorasyona. Evin eski sahibi her odayı kendi zevkine göre dekore etmişti. Bu tarz bana ve aileme oldukça uzaktı. Her şey değişecekti. Mobilyalar, parkeler aydınlatmalar vesaire. Ama en önemlisi duvarlardı. Evin önceki sahibi tavanlar dahil her yeri duvar kağıdıyla kaplamıştı. Kafanızı nereye çevirirseniz çevirin birbirinden farklı renk ve motifler görüyordunuz. Sorun şuydu. Ben hiç duvar kağıdı sevmiyordum. Hepsinin sökülmesi gerekecekti ve bununla bizzat ben ilgilenecektim.

Eski dairemizi boşaltarak yeni evimize yerleşmiştik. Çocuklar koridorlarda hoplayıp zıplıyor, biz de eşyalarımızı organize ederken onlara eşlik ediyorduk. İlk keyifli akşam yemeğimizi mutfağımızda yedik. Gülümsüyor, masada küçük küçük şakalaşıyorduk. Yemek sonrası eşimle beraber bahçemizin kenarındaki verandaya çıktık. Üzerimize battaniyemizi çekip ele ele tutuştuk ve bahçede koşuşturan kızlarımızı izledik. Birbirimize aşkla baktık. Evde daha yapacak çok işimiz vardı ama uzun süre sonra rahatlık ve huzur duyuyorduk. Bu ev yaşayacağımız yorgunluğa değecekti.

Güzel bir uykunun sonunda sabah erken kalkmıştım. Yapılacak işlere bir an önce girişmek istiyordum. Çocukları kahvaltı ettirip okula yolladıktan sonra işe koyuldum. Kocam tesisatla ilgilenirken ben de şu modası geçmiş, iğrenç duvar kağıtlarından kurtulacaktım.

Aşağı kattaki salondan başlamıştım. Falçata yardımıyla duvar kağıdını kenardan kesip yüzeyden ayırmaya başladım. Soyma işlemi aşırı keyifli bir his veriyordu. Sanki yazın güneşten bronzlaşan derinizi teninizden ayırır gibi yapıp kolayca duvardan söküyordunuz.

Zevkle işimi yaptığım sırada aniden keskin bir acı hissederek çığlık attım. Parmağımdan kan fışkırmış, duvara sıçramıştı. Derimde derin kesik vardı ve oluşan yara içten içe sızlıyordu. Buna neyin neden olduğuna bakmak için duvara yaklaştım. Yüzeyde küçük bir çivi vardı. Kağıdı sökerken elime girmişti.

Çığlığımı duyan eşim koşarak yanıma geldi. Elimi görünce kısa süreli bir şok yaşadı. Birlikte mutfağa gidip elimi yıkadık ve pansuman sonrası sargı beziyle parmağımı sardık. Duvar kağıdı sökme işlemine en azından o gün ara vermek zorunda kalmıştım.

Yorucu günün ardından yenen bir yemek ve beraber geçirilen zaman sonrası gece dinlenmek için uykuya daldık. Ev sessizdi. Çıt çıkmıyordu. Ta ki ben fısıltıyla karışık şarkı söyleyen birilerini duyana kadar. Sesi duyduğum anda yutkunarak kafamı kaldırdım. Rüyada değildim, kendimdeydim. Duyduklarıma emin olmak için dikkatle yeniden geceyi dinledim. Gerçekten birileri şarkı söylüyordu ve sesler odanın dışından geliyordu.

Korkuyla eşimi dürttüm. Kalkması için ona seslendim ancak oralı dahi olmadı. Uyumaya devam etti. Tereddüt etsem de yatağımı terk etmek zorunda kaldım. Merakım korkumu bastırmıştı. Derinden gelen seslerin kaynağını öğrenmek için parmak uçlarıma basarak ilerledim ve kapıyı açıp koridora çıktım.

GERÇEK KORKU HİKAYELERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin