|16.BÖLÜM|

6.1K 436 40
                                    

Yazan: SeKaiLover

Sehun, Tao'yu aradıktan sonra buluşmak için görkemli bir mekan seçmişlerdi. Tao, buranın yabancısı olsa bile gayet iyi biliyordu lüks mekanları. Sehun taksiciye adresi söylerken, hala kafası dağınıktı. Adresi yanlış vermenin eşiğinden dönmüştü.

Jongin nasıl oluyorda böyle dengesiz olabiliyordu? Tamam, Sehun'u sevmiyordu ve bu kabul edilebilirdi. Ama sevmediği bir insana sık sık dokunarak oynuyor olması acı vericiydi. O, bunu anlayamıyor ve bilmiyor olsa bile. Yada sadece işine gelmiyordu.

Sehun bir daha Jongin'in bunu yapmasına izin vermeyeceğinden neredeyse emindi. Ona kesinlikle engel olmalıydı. Hatta onun dokunuşlarını vücudundan silmek için bir şeyler bile yapabilirdi. Kendisinin bile hiç hoşuna gitmeyecek olan bir şeyler. Tao ile girişte buluştuklarında ona gülümsedi. Düşünecek mecali kalmayana kadar içmek istiyordu bugün.

Tao, Sehun'a sarılmak için hamle yaptığında Sehun pek yanaşmadı ve omuzları çaprazlamasına birbirine değdikten sonra çekildiler. Ama Tao bunu hiç sorun etmemişti. "Seni yeniden görmek güzel. Telefonlaşmak bir yere kadar değil mi?"

"Evet, seni görmekte öyle." Sehun gülümsemeye çalıştı. Fazla rahat hissettiği söylenemezdi ama sorun yoktu, Tao iyi biriydi.

Kapıda daha fazla dikilmeyi es geçerek içeri yöneldiler. Gürültülü müziğe bir süre sonra kulakları uyum sağlamıştı. Neredeyse at koşturabilecek kadar geniş görünen dairesel mekanın, tavanı camdandı. Herhalde yıldızlarla birlikte dans edip içmek harika bir duygu olmalıydı.

Geniş olduğu kadar da yüksek mekanın alt, ama yinede açık kısmı dans etmek içindi. Bir üstü ise kenarlar boyunca korkuluklarla kapatılarak içme mekanı oluşturulmuştu.

Sehun ve Tao direk içki içmek için girişten, bar kısmına geçtiler.

Sehun, Tao'ya henüz evli olduğunu anlatmamıştı. Tabi sahte bir evlilik olduğundan. Aslında bunu bilmesine gerek bile yoktu. Böylesi daha iyi olurdu.

Tao, içecekleri kendisine bırakmasını söylediğinde Sehun karşı çıkmadı. İçmeye başladıktan sonra sohbete başladılar.

"Sevgilin var mı Sehun? Seni havaalanına karşılamaya gelen kişi..." Tao bunu telefonda sormanın garip olacağını düşünmüştü önceden.

"Sadece...arkadaşım..." Sehun bunu söylerken hiç bu kadar zorlanmamıştı. Uh unutmuştu, artık arkadaş değillerdi. Ne oldukları bile belli değildi çünkü. "Sevgilim yok. Senin var mı?"

"Yok. Ama hoşlandığım birisi var." Tao sırıtarak söylediğinde Sehun ona gülümsedi. Tabi, kendisininde bir sevdiği vardı ama içinde tutmaktan başka bir şey yapmıyordu. Söylese bile bir şey değişmeyeceği için.

"Anlıyorum..." Sehun'un telefonu çalmaya başladığında aklından tamamen çıkarmak istediği kişi olduğunu dahi bilmeyerek hiç bakmadan telefonu kapattı. Zaten onun arayacağına pek ihtimal vermemişti.

Jongin yine pişmanlık duyacağı bir şeyler yaptığı için kendine bütün küfürleri saydırıyordu. Tamamen çuvallamıştı. Chanyeol bile Sehun'un nerede olduğunu bilmiyorsa, o gerçekten çok kötü olmalıydı. Jongin sinirle telefonu yere atmıştı lanet olası şansına halıya denk gelmişti.

Sehun'u nerede arayacağını bilmiyordu çünkü asla Jongin'in bileceği bir yere gitmezdi. Her zaman en olmadık yerleri seçerdi. Yeniden bir delilik yapıp yurtdışına gitmemiş olmasını umdu sadece. Tek yapabildiği beklemekti.

Koltukta beklemekten uyuştuğu ilk saatte koltuktaki tüm yastıkları etrafa savuşturmuştu. Sinirini eşyalardan çıkarmaya çalışıyordu. İkinci saatte ise içki şişesini kapmış koltuğa çıkarak bağdaş kurmuştu.

|Charming Spouse|✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin