Bölüme başlamadan önce ufak bir not: Bölüm şarkısı (benim çok ama çok sevdiğim çok özel bir şarkı) bana bu hikayeyi yazmamda kıvılcım niteliği şarkılardan bir tanesi. İkincisi ise zaten hikayeye ismini veren şarkı ve onu final için saklıyorum. Klibini de vakit ayırıp izlemenizi tavsiye ederim. Neden ilham verdiğini anlayacaksınız. Beklediğiniz bölümün ilk kısmı geldi. Keyifli okumalar dilerim.
... Ya da al
Elimde kalan ne varsa...Gece _ Yarım
Delfin içinde beliren beyaz noktanın ne anlama geldiğini biliyordu. Ne kadar uzun süredir kaçtığının farkındaydı ve daha fazla kaçamayacağının da. Derin'e güvenmesi gerektiğini biliyordu. Derin her ne kadar güvenmediğini söylemiş olsa da ona güvenmişti bir kere. Şimdi ise tekrar bunu yapması gerekiyordu. Her şeyin buna bağlı olduğunu biliyordu. Ağzından çıkacaklar değiştirecekti ikisinin hayatını da. Derin bir nefes alıp geri çekildi. Alınlarını ayırdı. Derin de geri çekilip onun yüzüne baktı.
"Anlat. Dinleyeceğim." dedi Delfin kararlı bir sesle. Derin başta anlamayarak duraksadı. Sonrasında ise Delfin'in neyi kastettiğini anlayarak hafifçe gülümsedi.
"Artık inanacaksın demek ki." dedi bir iç çekişle koltuğa oturarak. Delfin'in ellerini bıraktı. Delfin ellerinin ayrılması ile hissettiği soğukluğu görmezden geldi. Duygularını bir süreliğine susturması gerektiğini biliyordu. Bir şey demeden Derin'in gözlerine baktı. Bu Derin için yeterli bir cevap olmuştu.
"Öyleyse en başından başlamam gerekecek. Çünkü bana gerçek anlamda inanman için önce benim için kim olduğunu bilmen gerekiyor." dedi Derin kararlı bir sesle. Ardından masadaki kadehine uzanıp içkisini bir dikişte bitirdi ve derin bir nefes aldı.
"Seni ilk gördüğüm gün, Serpil'i almak için okula geldiğim gün, orada oluşumun tek sebebi Serpil değildi. Seni defalarca kez Serpil'den dinledim. Serpil'le olan fotoğraflarınızı defalarca kez gördüm. O gün Serpil'i okuldan almaya ilk gelişim değildi. Daha önce de gelmiştim. Seni uzaktan izledim. Bilirsin, o zamanlar hızlı yaşayan aklı yerine başka bir yerini düşünme organı olarak kullanıyordum. Ve senin uzak durmam gereken biri olduğunu biliyordum. Beni o güzel ve nedensiz bir hüzün taşıyan gözlerinle büyüleyip hayatımı elimden alabilirdim. Bir orta çağ delikanlısı gibi senin sinsi bir cadı olduğunu düşündüm." dedi gülerek. Delfin istemsiz gülümsedi ama şaşkınlığı daha ağır bastı. Derin'in daha önceden kendisini bildiğini bilmiyordu.
"Bu kadar teatral anlatmak zorunda mısın?" dedi Delfin alaycılığın ardına gizlenerek. Derin onu duymazdan geldi.
"Serpil bunu sana hiç söylemedi ama tanıştığımız gün Serpil'den bizi tanıştırmasını ben istedim. Onu ikna etmem zordu çünkü nasıl bir adam olduğumu biliyordu. Seni üzersem neler yapacağı ile ilgili bir işkence listesi sundu bana. Ben de seni üzmeyeceğime dair defalarca kez yemin ettim ona. Ne yalan söyleyeyim, ettiğim yeminlerde o zamanlar dürüst değildim. O zamanlar tek istediğim sana hayatı öğretmekti. Çünkü ben senin yaşadığına inanmıyordum. Nitekim ilk konuştuğumuzda anladım gerçekten yaşamadığını. Shakespeare'in büyülü dünyasına kendini kaptırmıştın. Sonelerle hayat geçer, aşkı bulabilirsin sanıyordun. Nefes diye tozlu sayfaları çekiyordun içine. Ben de hayatını yaşaman için hırs yapmıştım." dedi iç çekerek.
"Eh, en azından seninle ilgili ilk düşüncemde yanılmamışım. Kalbim seni ilk görüğüm anda çarpmaya başlamıştı. Başta senden hoşlandığım için sanmıştım. Sonra ise korktuğum için olduğunu anladım. Sanki kötü bir rüya görmüşsün de sabaha hatırlamamana rağmen delicesine atan kalbinden bunun bir kabus olduğunu biliyormuşsun gibi." dedi Delfin iğneleyici bir sesle. Derin gülüp tekrar kadehini doldurdu ve bir yudum aldı. Sonrasında Delfin'in sözlerine bir yorum yapmadan kadığı yerden anlatmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çırpınırken (Düzenleniyor...)
RomanceDüzenleme yapılan bölümler *Bölüm Sayısı* şeklinde belirtilmiştir. Hüzünlü Aşklar Serisi 1 Delfin tüm kalbiyle tutunduğu öfkesi ve gururu ile yıllar boyunca kendi kabuğunda kalmıştı. Bu öfke ve gurur ile sarmaladığı kabukta yalnız değildi tabii...