Şarkı=> On purpose // Sabrina Carpenter
*Luna
Dünya insanların yaşadığı gezegen. İnsanlar için var olmuş adeta, güzelliğiyle büyüleyebilirdi sizi ama her güzelliğin altında yatan bir kusur vardır.
İnsanlar bu güzelliği Yok etmek için çabalamışlar sanki, her yer bina dedikleri yapılardan oluşuyor. Dört teker üstünde güden bir evleri var mesala ama arkasından kirli bir hava çıkarıyor.
Işıklar her yerde mesala ama gerçek Işık'lar yok görünürde, tek bir yıldız bile parlamıyor terk etmişti dünyayı sanki göstermemişti ışığını küsmüştü onlara.
Ayın bile zor parladığı bir yerdi burası. Neden yaparsın ki bunu neden yaşadığın yuva dediğin yeri mahvedersin.
Kulaklarım sesten ötürü rahatsız burnum kirli hava yüzünden sızlıyor. Gözlerim ise ışıklardan kör olacakmış gibi.
Karanlık gecede insanların lambayla aydınlattıkları yollarda yürüyorum. Gece olunca hayat daha yeni başlıyormuş gibiydi bazıları için.
Lotus omzunda oturuyordu oda benim gibi çevreyi inceliyordu. Peki ben Sahra'yı nasıl bulcaktım. Onun beni bulmasını bekleyemezdim ya da beklemeliydim çünkü bırakalı bilmiyordum. Bilmediğim yerde bilmediğim birini bulmazdım.
Kulağıma dolan haykırış sesiyle olduğum yerde durdum. Sese kulak verdiğimde cılız bir şekilde tekrar duydum. Omzumdaki Perim hiç bir şeyden habersiz bir şekilde oturuyordu. Sesi duymadığına eminim.
"Bir bak bakalım nerden gelmiş."
"Ne?"
Lotus'a açıklamadan sese doğru ilerledim. Önüme tek katlı bir ev çıktığında içerden "İmdat" "Yardım edin" sesleri geliyordu.
Kaşlarım çatıldığında kapının koluna dokundum ve metali büktüm. Kapı açılınca odayı aydınlatan ışıktan görmek istemeyeceğim bir manzarayla karşılaştım.
Kalkıp inen kemerden atılan çığlıklardan kulaklarım uğuldamaya başladı. Daha fazla katlanamayacağım bir manzara karşısında dik durdum ve kemerin adama dolanmasana izin verdim.
Şaşkınlıkla kala kalan adamdan sonra odadaki kız çocuğunun yaşlı gözleri beni buldu. Dudaklarından belli belirsiz gülümseme döküldü. Kıza sonra kadına baktıktan sonra adama döndürdüm tehlikeli bakışlarımı.
"Sen. Sen de nesin böyle?"
"Hayatında göreceğin son kişiyim."dedikten sonra kemerin tokasını yönlendirdim ve adamı sarmasına izin verdim.
"Ucubesin sen!"
"Ben ejderha demeni tercih ederdim açıkçası."dedim ve acı verdim adama. Dudaklarından dökülen acı yakarışlar içimdeki ateşi dahada körüklüyordu.
Adam acıdan bayıldığında gözlerim bana korku ve dehşetle bakan iki insana döndü.
Kızın yanına ilerlediğimde bakışlarını kaçırmadı yerinden de milim kıpırdamadı. Hissetmişti ona zarar vermeyeceğimi.
Küçük kızın eline dokundum yeşil ışık yavaşça vücudunu iyileştirirken gözlerini kocaman açmış bana bakıyordu.
Kızla işim bittiğinde kadına yöneldim. Bakışlarında korku barındırıyordu, aynı işlemi ona da yapıp ayağa kalktım.
"Gidecek bir yeriniz var mı?"
"A-annemin evi."dedi kesin zorlukla. Başımı salladım ve elimle kapıyı işaret ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın ve Aydınlığın Varisi {Varis Serisi }
FantasíaBeyaz ve siyah iki Ejderha biri aydınlık diğeriyse karanlık peki ya birbirlerine aşık okurlarsa ve bir kız çocukları olursa kız kimin tarafında olur ? En yakın arkadaşlarının ihanetine uğradılar.Kız kendini korumalı kimseye güvenmemeli çünkü güç ist...