Karanlığın ve Aydınlığın Varisi {Varis Serisi }

40. Bölüm

Nasılsınız ? Sınavları olanların nasıl geçiyor ?

Okumadan önce oy verir misiniz ?

Satır arası yorumlarınızı da eksik etmeyin...

♥️♥️♥️

Ruhları birbirine bağlı insanlar vardır, yürekleri mesafe tanımaz.

~Milena'ya Mektuplar~

♥️♥️♥️

***

"Yeter bu kadar sarıldığınız."diye söylenen Aaron'la gülüp ayrıldık. Ben hala yerde otururken Jackson'un eli görüş açıma girdi.

Gülümsedim ve elini tutup kalktım. Bana dostane bir şekilde sarıldı. Ayrıldığımızda sırayla Tom ve Max'e sarıldım.

Köşede dudağını ısırıp endişeli bir şekilde bana bakan Rose'u gördüğümde kaşlarım çatıldı. Yavaş adımlarla yanına geldim.

"Rose."dediğimde gözünden bir damla yaşa aktı. Avucunu bana doğru doğrulttuğunda gözlerim kocaman oldu.

"Lotus." diyebildim sadece

***

Periler çiçek özlerinden var olurlar hayatları boyunca da ışık saçarak yaşarlar. Işıkları söner ise o Peri için ölüm vakti gelmiştir.

Geri getirmenin bir yolu yoktur, o perinin hatırları ise hep bizimle kalır sadece.

Göz yaşlarım tane tane akarken perimin bedenini elime aldım. Bir çiçek gibi solmuştu ve artık aramızda yoktu.

Bana karışacak bağıracak bir perim yoktu. Kendi ateş özümle hayat verdiğim perim için bu dünyada yaşama süresi dolmuştu.

Bedenini ışık süzmesi kaplayıp toz halde havada uçuşmasıyla arkasından bakakaldım. Acı vericiydi sevdiğin birini kaybetmek.

Omzuma birinin dokunmasıyla yaşlı gözlemle ona doğru döndüm. Aaron ise beni kollarına hapsedip saçlarımı okşamaya başlamıştı.

Omzunda sessizce ağlarken gökyüzünün kararmasıyla iç çekip başımı kaldırdım. Kara gökyüzünün ardında duyulan kükremeyle birlikte Solventa halkı dizlerinin üstüne çöktü onunla birlikte Alice'de.

Siyah ejderha tüm ihtişamıyla karşımızdaydı. Aşağı indiğinde insan formunu aldı. Gözleri herkesin üstünde gezdirip en sonunda beni bulmuştu. Zümrüt hareleri ruh diyarındaki gibi soğuktu.

Adımlarını bana doğru atıp önümde durdu. Elnini kaldırıp eğilen halkın ayağa kalkmasını sağladı. Sonrasında bana doğru döndü.

" Hoşgeldiniz." dediğinde kaşlarım çatıldı biz zaten buradaydık ve hiç de hoş gelmemiştik.

" Krallığımın kurtuluşuna verdiğim balo da sizi görmek isterim özellikle seni Luna. "

Gözlerimi kıstım ne yapmaya çalıştığını anlamamıştım ama kabul etmekten başka seçeceğim yok gibiydi. Başımı ağır ağır evet anlamında salladım.