4. Sensin benim kurtuluşum

538 222 1.4K
                                    

Yukarıya bıraktığım şarkı eşliğinde bölümü okumayı unutmayın 🧚
Sınır; 30 vote 200 yorum

Keyifli okumalar~

"Boynu bükük papatya! Bugün yapraklarını kolardılar, seni parçalara ayırdılar nasıl hala dik durabiliyorsun? Nasıl yaşayabileceğine İnanıyorsun?" Parçaları ayrılan papatya bakışlarını gökyüzüne çevirerek acı bir tebessüm etti. "Mavi orda oldukça umudum hiç kaybolmayacak! Bırak ayakları altında ezileyim, parmakları arasında yapraklarımı kaybedeyim Mavi benimle oldukça parçalansamda sorun değil o beni iyileştirir."

Alnımda birikmiş teri koluma silerek cafe'nin ortasında ki saate baktım. Mesaimin bitmesine son yarım saat kalmıştı.
Mutlu olmalı mıydım? İkindiden beri burdaydım. Sol omuzumda ki sekiz dikiş atılmış kesik toplu tabakaları kaldırırken çok acıyordu ama yapabilecek hiçbir şeyim yoktu. kimse bana geç otur sen yaralısın canın acır demiyordu aksine daha fazla üstüme geliyorlardı.

İş verenlerin amacı kendinden alt tabaka onlarak gördüğü kişileri ezmek miydi? Bütün insanlar böyleydi neydi bu kendini büyük görmüp etrafındakini ezip geçme sevdası! Hepimiz eşittik Tanrı bizi yaratırken aynı çamurdan yarattı yüzlerimiz farkı olsada aslımız aynıydı. Benim oluştuğum toprak parçasından oluşan insan sen benden üstün değilsin ben de senden üstün değilim bırak bu bilmişliği, gör hatalarını iyi bir insan ol!

"Yon!"

Bayan kim'in seslenmesi üzerine yerleri silmeyi bırakarak arkamı dönmüştüm. Yüzüne bir kilo makyaj yapıp her zamanki gibi kendini sosyetenin bir üyesi olarak görmüş giymişti parlak kıyafetlerini. Hafif tombul kırklı yaşlarda bir kadındı.
Ellerini parlak kyafetinin iki yanına koymuş bana çatık kaşlarla bakıyordu. Yine neyi beğenmemişti?

"Son gelenlerde kalkmış ne duruyorsun toplasana masayı!"

Başımı sallayarak elimdeki Vileda'nın sapını bir kenara koymuş çarpazımdaki masanın üzerindeki tabakaları üst üste koymuştum.
Burda çalışan tek insan ben değildim ama en eziği her zamanki gibi bendim! İnsanlar benim ezik olduğumu nereden anlayarak üzerime bu kadar kolay gelebiliyordu? Topladığımız bardak ve tabakaları tepsinin içine yerleştirip kaldırdığımda omuzumuda ki acı arttığı için dudaklarımdan istemsizce acı bir inleme dökülmüştü.

"Ne oldu?"

Bayan kim endişeyle yanıma yaklaştığında acı ile kıstığım gözlerimi eski haline getirmek zorunda kalmıştım.

"Bi-bir şey yok bayan kim."

"İyi bardakları kırma sakın onlara bir sürü para ödedim."

Elimdeki tepsi ayakta durdukça ağırlaşıyordu bir an önce mutfağa gitmeliydim. Bir şey demeden sadece başımla onaylayarak elimdeki tepsiyi mutfağa götürüp tezgahın üzerine bıraktım.
Mutfaktaki masanın üzerinden bezleri alarak geri döndüğümde bayan kim hala olduğu yerde duruyordu.

"Bugün sen de bir haller var her zaman hızlısındır bugünse bir yerlere dalıp duruyorsun yavaş hareket ediyorsun yoksa hasta mısın?"

Hasta olmamdan endişe ederek bir kaç adım geri gitmişti. Hastalık konusunda çok tedbirliydi canına çok değer veriyor birimiz hasta olduğunda onu cafeye asla almıyordu.
Sargılı elimdeki bezleri masaya bırakarak bayan kim'e döndüm.

"Hayır efendim sadece dün gece bir tahliksizlik sonucu sırtımı yaralandım ondan yavaş hareket ediyorum."

Kaşları endişe ile çatılmıştı her zamanki gibi zaten o hiç gülmez hep asık suratıyla emirler verirdi. Bu endişeside benim için değildi cafesine zarar vereceğimden korkuyordu.

𝗕𝗹𝘂𝗲 𝗦𝗶𝗱𝗲                        𝙆𝙞𝙢 𝙎𝙚𝙤𝙠𝙟𝙞𝙣Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin