14♡

375 32 30
                                    

İzuku'dan

Akşam olduğunda shotou'nun gitmesi gerekmişti. Bizde kacchan'la onu durağa kadar bırakmıştık. Sonra kacchan bende kalmak istediğini söylediği için bize gidiyorduk. Kacchan'a aklıma gelen bir soruyu sormak istemiştim. Yolun kenarında minik bir market gördüm ve dedim ki:

"Kacchan dondurma alalımmı?"

"Çok terledik ama. Hasta olursun."

"Bişey olmaz yaa. Lütfeeen~"

Ona yavru köpek bakışı attım.

"Ahhh. Tamam. Hadi gidelim."

"Teşekkürler kacchann~"

"Birşey değil."

Sonra markete yöneldik. Dondurma aldık ve yürümeye devam ettik bende o sırada sormaya karar verdim.

"Kacchan bu gün eğlendin mi?"

"Evet niye?"

"Todoroki sence nasıl biri?"

Biraz düşündü ve konuşmaya başladı.

"Kötü biri değil. Eğlenebiliriz ama yanında ağlamasaydım iyiydi."

Elindeki dondurmadından bir ısırık aldı.

(Dondurmayı ısırarak yemeyi sever.)

Diğer eli cebindeydi. Ama yinede yumruk yaptığı anlaşılıyordu. Sinirlenmişti büyük ihtimal ama dışarı vurmamaya çalışıyordu. Kacchan'ı durdurdum ve önüne geçip cebindeki elini çıkardım. Tahmin ettiğim gibi sıkıyordu.

"Kacchan sinirlenme. Herkes ağlayabilir."

"Ben ağlamam."

"Yaa öylemi?"

"Sen istisnasın. Ama o değil."

"Eh peki madem."

Koluna girdim ve yürümeye devam ettik. Eve geldiğimizde ikimizde buz gibiydik. Yaz akşamı olmasına rağmen kısa kollularla çıktığımızdan kollarımız donmuştu. İkimiz de rahat bişeyler giydik ve salona gittik. Kacchan lavaboya gitmem gerek diyerek yanımdan ayrıldı.

Katsuki'den

Lavaboya gitmem gerek diyerek salondan çıktım ve banyoya gittim. Kapıyı kapattım ve kilitledim. Aslında çok sinirlenmiştim. Ama izuku'ya belli etmek istemedim. Kırıcak bişeyler lazımdı bana. Yani benim evde olmadığımız için bişeyle dokunmak yanlış olurdu. Cebimde telefonum vardı. Kırsam ne olur ki? Aman banane. Aldım elime iki elimle büktüm. Sonra diğer tarafa ve yine çevirdim. Eveet parçalama işi bittiğine göre sövmeye geçebiliriz...

Nerdeyse yarım saat boyunca sövdükten sonra bu kadarı yeterli diyip çıktım. Hala sövebilirim gerçi de gerek yok. Salona gittiğimde koltukta bir köşeye kıvrılıp uyumuş olan izuku'yu gördüm. Üşümüştür kesin. Yanına gidip baktığımda terlediğini gördüm. Ayrıca yüz ifadesi de korktuğunu gösteriyordu. Ve hafiften de sesler geliyordu.

"H-hayır..."

Ne olduğunu anlamamıştım ama uyandırsam iyi olabilirdi. Yanına gittim ve hafifçe dürttüm. Titremeye başladı.

Aghh! Napıcaam? Yavaşça kaldırıp kucağıma oturttum ve sarıldım.  Kollarını bana sardı. NE Yani uyanık mıydı?! Kollarımı ona doladım ve bir elimle saçlarını okşadım. Hafif hafif sessizce ağlıyordu. Kendisini tutmaya çalışıyordu. Kafasını kaldırdığımda gözleri kapalıydı. Uyanık mı değil mi anlamadım ki! Kafasını tekrar indirdim ve sırtını okşamaya başladım. Titremesi yavaş yavaş azalıyordu ama hala hıçkırmamak için kendini kasıyordu.

✧[tea garden]✧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin