✧[tea garden]✧

18♡

İzuku'dan

Yoldaydık. Ve karakola gitmeye karar vermiştik. Şu an shotou arabayı kullanıyordu. Bende kacchan'la birlikte arka koltuklarda o yatarken yanında duruyordum. Neredeyse iki saattir yoldaydık.

"Kacchan yaran daha iyi mi?"

"Eskisine göre daha az acıtıyor. Pansuman yapmasaydın bu kadar iyi olamazdı."

"Hehe."

Onun gibi yanına yattım ve bir elimi yarasının üstüne koyup yavaşça yaranın üzerinde gezdirdim. Kacchan'a baktığımda yüzünün kızarmış olduğunu gördüm.

"Kacchan neden kızardın?"

"Ne ben kızarmadım."

"Kızardın. Baya baya kızardın işte."

"Tch..."

Biraz bana doğru döndü.

"Huylandım."

"Acıyor mu peki?"

"Çok değil."

Kollarından birini aldım ve üstüme koydum. Kendine doğru yaklaştırdı, bende bir kolumu ona sardım. Şimdi aklıma geldi. Biz nasıl hala karakola varmadık? Karakol bize yakındı halbuki.

"Shotou"

"Efendim izuku?"

"Biz nasıl hala karakola varmadık?"

"Haa o konu. Ben size söylemeyi unuttum."

"Neyi!?"

"Şey ben o görevliyi bayılttıktan sonra cebinden telsizini aldım. O doktorlarla iş birliği kuruyormuş meğersem. Bu telsizden ne yapması gerektiğine dair emirler geliyor. Ha birde-"

"Birde ne!?"

"Takip ediliyoruz. Şehrin dışına çıkmaya karar verdim. Size sormadım kusura bakmayın ama başka çaremiz yok maalesef."

"..."

"Birşey söyleyin ya"

"Afferim Todoroki. Şimdi napıyoruz?"

"Todoroki-kun polisi arasaydık neden kaçıyoruz?"

"Çünkü kaçmak daha mantıklı gibi geldi ve polisi aramak aklıma gelmedi."

"Ahh..."

"Afferim kanada bayrağı. Neyse. İzuku üstümden kalksana bi."

"Ah kusura bakma."

La adamın üstüne çıkmışım. Üstünden kalktım. Hafifçe kalkmaya çalıştı. Fark ettiğim anda yardım ettim. Koltukta dikleşti.

"Ahh.. izuku su var mı?"

"Uhm dur bakıyım."

Ön koltukta bir tane olması gerekiyordu sanki.

"İzuku burda var."

"Ah saol Todoroki-kun."

"Birşey değil."

Suyu alıp kacchan'a verdim. Ve şimdi kafama birşey dank etti.

"Çocuklar bizim ailelerimizin hiçbirinin  haberi yok."

İkiside aynı anda:

"Ee yani?"

Dedi.

"Bi tek benim annem mi benim için çok endişeleniyo?"

"Hmm sanırım öyle izuku. Gerçi senin annen de başka şehirde... Lan! Alkıma bi fikir geldi!"