3♡

756 51 14
                                    

Akşama doğru olunca Mitsuki teyze evden gitti. Ve ben de kacchan la odama çıktım. Ders çalışmamız lazımdı. Ders kitaplarını aldım ve çalışmaya başladım- ay pardon başladık.

Neredeyse bir buçuk saattir aynı konuyu kacchan'a anlatmaya çalışıyordum ama...

Anlamamakta ısrar ediyordu. 41. Anlatışımdan sonra anladığını söyledi. Ben de onu test etmeye karar verdim.

"O zaman kacchan bu soruyu bana çöz bakalım."

Çözmeye çalıştı fakat çözemedi.

"Bak kacchan bunu buraya koyman lazım 41 kere anlattım anlamadın mı?"

"Bak deku ben sen değilim! Anlat bi daha."

"Pekala bunu buraya şunu da şurdaki boşluğa yerleştir."

Yaptıktan sonra olayı kavramış gibi başka bir soruya geçti ve yapmayı denedi. Ve bilin bakalım ne oldu dersiniz? Yine yapamadı. Yoruldum ve anlatmaktan vazgeçip kitapları kaldırdım.

"Oi deku napıcaz ben sıkıldım."

Bu soruya karşılık ona baktım ve aklıma bi fikir geldi;

"Manga okuyabiliriz! y-yani istersen."

"Olur yapıcak başka işim yok, getir bakalım inek."

Bu sözden sonra manga dolu kutumu getirip önüne koydum. "Birini seç kacchan"

"Bana emir verme deku"

"T-tamam kacchan."

Kacchan kutuyu karıştırıp içinden bir manga aldı. Yani ven öyle zannediyordum. Aslında yazdığım günlüğü oraya koyduğumu unutmuşum. Bende bir manga seçtim ve okumaya başladık. Okurken arada çaktırmadan kacchan'a bakıyordum, tepkisini merak ettiğim için. Bi kez daha baktıktan sonra şaşkınlığımı gizlemeye çalıştım, Kacchan hiç bu kadar heyecanlı okumazdı ki kitapları. Hatta sıkılırdı. Kitabı biraz daha incelediğimde fark ettim

Elindeki... Benim günlüğüm!

Elindeki günlüğü almak için üstüne atladım. Kısılmış yakut gözleriyle bana endişelenmiş bir biçimde baktı. Bense sadece aldığım günlüğü sıkmakla yetindim. Ağzını açtığında sadece bunu diyebilmişti;

"D-deku..."

Ben yerime daha çok sinip kafamı aşağıya eğdiğimde konuşmaya başladım;

"Ö-özür d-dilerim o günlüğü u-uzun zaman önce y-yakmam gerekirdi."

Ellerimi tuttu ve sweatimin kolunu kaldırıp koluma baktı. Birden bana dönüp bağırmaya başladı;

" LAN SEN MANYAKMISIN Deku kendine nasıl zarar verirsin!"

"K-kac-hık!"

Ağladığım için konuşamamaıştım. Kollarımdaki sargıların üstünden belli olan kandan dolayı derin bi yara olduğu belliydi. Benş kendine doğru çekti ve sarıldı. Dur! nE! SARILDI!
___________________________

Katsuki'den;

Deku'nun getirdiği kutuya öylece elimi soktum ve bir kitap seçtim. O da seçince okumaya başladık. Kitabın kapağını açtığımda içierisinde "İzuku'nun günlüğü" yazan bir başlık vardı. Bu onun günlüğüydü. Aslında ilk başta

"şu salak günlüğü al ve bana yeni bir kitap ver!"

Dicektim ama merak ettiğim için okumaya başladım. Deku'nun günlüğü...
_____________________________

12. Sayfaya geldiğimde sayfanın kenarındaki kan lekesi beni şaşırttı.
Kan ne alaka?! Sonra okumaya başladım.

Okuduğum şeyle korkmuştum şöyle yazıyordu;

Sevgili günlük;

Bu gün okulda yine zorbalığa uğradım.
Artık alışmıştım ama bu gün söylediği sözler yaptıklarından sonra kalbime bıçak gibi saplanmıştı. Bana demişti ki

'kahraman mı olmak istiyorsun? Bunun daha kolay bir yolu var, yüksek bir binanın tepesinden atla ve bir sonraki hayatında bi özgünlüğün olduğuna inan!'

O gün okul çıkışı okul binasının tepesine çıkmıştım, en uçta duruyordum.

"Bu kadarmış demek, daha güzel birşeyler yaşamak isterdim aslında."

Tam atlayacaktım ki aklıma gelen bi düşünce beni durdurdu. İnsanların yaptığı güzel şeyler,eğlenmek için birbirleriyle olmaları, ben... Vazgeçmiştim. Hayat ne kadar acımasız olsa da daha yaşayacak çok şeyim vardı. Atlamaktan vazgeçip oradan uzaklaştım. Elime bi maket bıçağı aldım. Tanrım bunu yaptığıma inanamıyorum, koluma çizikler attım.
Sonra kanama fark edilmesin diye sargı bezi ile sardım. Umarım annem fark etmez.
____________________________

Çok tuhaf hissediyordum. Benim yüzümden az daha intihar edecekti!
Gerçi ona intihar etmesi için ben emir vermişim ama yinede...

Bir anda aklıma kolları geldi sonra deku bi anda üstüme atlayıp defteri aldı ve sıkıca tuttu.

"Bu kitabı uzun zaman önce y-yakmam gerekirdi"

Sadece baktım, sayıklıyordu;

"Özür dilerim özür dilerim özür dilerim..."

Kolunu kendime çektim ve sweati kaldırdım. Kolunda kan ın belli olduğu sargılar vardı. Korktum ve bağırmaya başladım;

"Lan Deku Manykmısın Nasıl Kendine Zarar Verirsin?!"

Sadece ağladı. Elindeki defteri daha çok sıktı ve kafasını daha da indirdi aşağıya. Sonra aniden gelen bi cesaretle kolundan tutup çektim ve sıkıca sarıldım. Ağlaması şiddetlendi ve ellerini t-shirt'üme koyup sıktı. Bir elimde belinden tutup sarılırken (detay vermeyi severim:) ] bir elimle de nazikçe saçlarını okşuyordum...
___________________________________

Güzel bi yerde bitirdiğimin farkındayım ama neden olmasın heheh pislikliğine yapıyom. Şaka bi yana oy tuşuna bassanıza bee sizin oylarınız beni heveslendiriyo şimdiden teşekkürler yb de bayyi
<3

✧[tea garden]✧Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin