10 Ocak 1997
Haftasonunun son gününde Hermione kendini yemekten sonra kütüphaneye kapatmıştı. Uyandığı ilk andan beri bugün ayrı bir keyifsizliği vardı ve bu normalkinden farklı olarak Von-Von ve Lavender hakkında değildi. Tam olarak hatırlamasa da savaşla ilgili gördüğü rüya ödünü koparmıştı. Böyle zamanlarda Harry'nin neler yaşadığını daha iyi anlıyordu. Ama Harry'nin aksine, Hermione'nin sorunlarıyla başa çıkma yolları farklıydı. O arkadaşlarıyla vakit geçirerek kafasını dağıtmazdı, o kütüphaneye giderdi. Her zamanki masasına oturduktan sonra önce ders çalışma planında olduğu gibi verilen ödevleri yapmıştı. Çok fazla değillerdi çünkü her zaman günü gününe yapmaya özen gösterirdi. Sonra da yanına uğrayan Neville ile Bitkibilim dersi için bazı büyülü bitkilerin isimlerini ve kullanım alanlarını ezberlemişlerdi. Neville ile bitkilerden konuşmak çok kolaydı ve Harry ile Ron'un aksine gerçekten ders çalışıyordu. En azından Bitkibilim dersine. O gittikten sonra Hermione biraz da Astronomi çalışmak istese de gözü İksir'e kaymış ve kendini ders kitabında daha gelmedikleri her sayfayı okurken bulmuştu. Sadece okumakla kalmamıştı, başka kaynaklardan bulduğu ek bilgileri de kitabın sığdırabildiği her yerine yazmıştı. Harry elindeki o prens kitabıyla Slughorn'un yıldız öğrencisi olmuş olabilirdi ama Hermione kendini aşağı çekmeyecekti. Hileyle birinci olacağına şerefiyle ikinci olurdu.
Bütün bu ders olayları bittiğinde 2 saatten fazladır kütüphanede olduğunu fark etmiş ve etrafa saçtığı eşyaları toparlamaya başlamıştı. Öteberisini kendi çantasına koyduktan sonra ödevleri için aldığı kitapları geri teslim etti. Ortak Salona gittiğinde Ron ve Harry'i Büyücü Satrancı oynarken bulabileceğini, Huysuz Ginny ve Dean'in şöminenin yanında oturmuş konuşuyor olduklarını, Lavender'in Ron'u bön bön izlediğini, Seamus ve diğerlerinin kart oynadıklarını bildiğinden ayrılmadan önce tekrar rafların arasına döndü. Cassandra Vablatsky'ın Tehlikeli İstek kitabını Noel tatilinde bitirmişti. Şimdi tekrardan Hogwarts'ta olduğuna göre serinin ikincisine başlama zamanı da gelmişti. Sonuçta bütün ödevlerini bitirmiş ve dersine çalışmıştı, değil mi? Keyfi okuma yapabilirdi.
İçinde büyüyen heyecanla önceki kitabı aldığı ders dışı kitapların olduğu rafa gitti. Romanlar için büyük bir bölüm ayrılıydı. Uzun rafın üstlerdeki kısmında Tehlikeli Kaçış'ı gördüğünde elini uzattı ve kitap ona doğru geldi. En son Pablo bunu yapamayacağımı söyleyerek Gerda'yı terk etmişti. İlk kitapta Gerda'nın aşkını okumuşlardı, şimdi de Pablo'nunkini göreceklerdi. Hermione elindeki kitaba bakarak aptal aptal sırıttığını ancak tepesinde bir kuş uçtuğunda fark etti. Doğrusu, bu gerçek bir kuş değildi. Not defterinden koparılmış bir sayfadan yapılmıştı.
Hermione onu yakaladı ve tanıdık figürden hemen kim olduğunu anladı. Anlamasıyla da içine bir kurt düşmesi bir olmuştu. Draco Malfoy neden ona bir not göndersindi ki? Ne olmuştu? Bir şey mi olmuştu? Olmalıydı. Yoksa durduk yere ona not göndermezdi. Hermione hızlanan kalp atışlarıyla bir çırpıda kağıdı açtı.
"En arkadaki rafa gel,
DM"Bu hiçbir şeyi açıklamıyordu. Hermione kaşları çatılı şekilde kısacık notu birkaç kez daha okusa da yeni hiçbir şey bulamadı. En sonunda başka bir yazının gözükeceği fikrinden vazgeçti ve kağıdı buruşturup cebine atarken yürümeye başladı. Hazır eli cebindeyken de asasının yerini kontrol etti. Ne olursa olsun Malfoy'a güvenmiyordu.
Arkadaki rafa doğru ilerlerken yanlarından geçtiği öğrencilere şüpheli gözükmemeye çalıştı. Hermione Granger'i kütüphanede görmek zaten tuhaf bir şey değildi ama eğer Draco Malfoy ile görüşmeye bittiğini bilselerdi bütün işler değişirdi. Notta yazdığı gibi en arka rafa geldiğinde Malfoy'u üst üste dizilmiş bir sürü kitabı geri koyarken buldu ve hemen bir göz attı. Artık iksir kitapları yoktu. Sadece Tılsımlar ve İleri Düzey... Karanlık Sanatlar?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kelid Aynası | Dramione
FanfictionMalfoy onun bu halinden sadistçe bir zevk alıyor gibiydi. Sanki Hermione ne zaman tepki verse onun takıntısını besliyor gibi hissetmişti. Gümüş gözleri öyle bir parlıyordu ki insanın tüylerini diken diken ediyordu. "Öyleyse," dedi Malfoy bir adım at...