Bölüm-1/Giriş

104 20 11
                                    

Gözlerimin önüne ilk gelen şey 8 yaşında kaybolan yavru kedimi ararken cesedi ile karşılaşmamdı....

Bu anı hafızamda saniyeler içinde canlandı ve kayboldu.

Uyandığım yer karanlık, siyahın her hâle bürünmüş olduğu bir yerdi.Neresi olduğunu anlamaya çalışırken bedenimin yıllardır hareket etmiyormuş gibi sızladığını hissediyordum. Derin bir nefes aldım. Yerde öylece yattığımı idrak ettiğimde yavaş hareketlerle doğrulup oturdum. Bütün kemiklerim etlerimden, etlerim ise derimden ayrılıyordu adeta.

Issız, herşeyin ölüm kadar soğuk olduğunu düşünürken tüylerim diken diken olmuştu. Burası bir orman olmalıydı ya da öyle olduğunu düşünmem gereken bir yer. Bilmiyordum. Herşey çok saçma geliyordu. Ağaç yaprakları bile yeşilin en koyu tonuna bürünmüş hiçbir canlı belirtisi yoktu. Korkuyordum. Tek istediğim bağırarak yardım istemekti. Yapamadım. Sesim âdeta içime kaçmıştı. Buraya nasıl, neden, ne zaman geldiğimi bilmiyordum. Tek bildiğim burda olmamam gerektiğiydi.Tabii ya ben kimdim? Şuan nerde olmalıydım. Zihnimin boş olduğunu hissediyordum.

Ayağa kalktım. Kalbim yeni atmaya başlamış gibiydi. Damarlarımda akan kanın sıcaklığını, bedenime yayılışını hissedebiliyordum. Etrafı dinlemeye başladım. Rüzgar bile yoktu. Yapraklar bile yaşama boyun kaldırıyordu âdeta. Bir tanesi bile hareket etmiyordu. Rastgele bir yöne doğru yürümeye başladım. Saatler geçmişti. Ayağımın altında ezilen her yaprak ve kuru dal parçası beni ürpertiyor çevremi kontrol etmek zorunda bırakıyordu. Işığını çok az gördüğüm güneş nerdeyse yok olmuş gözükmez hâle gelmişti.Damağımın, dudaklarımın kuruduğunu hissediyordum.Tek isteğim burdan gitmekti. Yürüdüm, yürüdüm.... Ne kadar sürdüğünü bilmiyorum... Güneş tamamen kaybolmuştu. Geceyi burda geçiremezdim. Yüzüme vuran ayın ışığı ile rastgele bir yöne doğru koşmaya başladım. Ağaçların seyrekleştiği, yavaş yavaş kaybolduğu bu yer oldukça tanıdık geliyordu. Neresiydi daha önce gelmiş miydim bunları bile düşünecek hâlim kalmamıştı. Ağaçların tamamen bittiği yolumu bile zar zor gördüğüm yerde ufak bir nehir gördüm. Ay sudan yansıyor eşsiz bir manzara ortaya çıkarıyordu. Suyu avuçlayıp kana kana içtikten sonra nehrin kenarında toprağın üzerine kıvrıldım gökyüzüne bakarak. Başıma gelen bunca şeyin sebebini arıyor fakat hiçbir ipucu bulamıyordum. Gözlerim yorgunlukla kapanırken orman yeni yeni canlanıyor adeta uykudan uyanıyordu... Aldırmadım. Umrumda değildi yaşamak.Şuan tek isteğim uyumaktı.Sonsuza kadar uyumak.

BİLİNÇALTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin