7. Suyun Sessizliği

247 24 0
                                    

01/01/2022

Felix sayfaları çevirdi. Changbin'le yaptıkları performanstan bir fotoğraf vardı sonrasında. Altında tarih ve konser adı yazılıydı.

13/12/2018
'Suyun Sesszliği'

Müzik ve dansın birleşimiyle çocuklar, yalnızlığı konu aldıkları bir gösteri sergilemişlerdi. Changbin ve Felix gururla çocukları alkışlarken, geri kalan herkes Changbin ve Felix'i alkışlıyordu fotoğrafta.
Felix o günü hatırladı. İlk kez kendi düzenldiği bir karaeografi sahnelenecekti, ilk kez bu kadar büyük bir programın içindeydi, ilk kez 7 kişi onu sonuna kadar destekliyordu ve ilk öpücük. Hyunjin'i ilk kez öptüğü gündü bugün.
Hyunjin, sahne arkasına tebrik için gelmişti. Felix ise ne yapacağını bilemeyip "Zaten çok gerginim, bir de seni öpeyim tam olsun!" diyerek dudaklarına kapanmıştı. Hyunjin neler olduğunu anlayana kadar Felix koltuklara geçip oturmuştu bile.

13/12/2018

Felix: Çok gerginim Hyunjin bak, elim ayağım titriyor. Tüm biletler satılmış, 200 kişi benim yaptığım karaeografiyi izleyecek. Bana gelmiş sakin ol diyorsun, bak olamıyorum, ay heyecanlıyım! ÇOK!

Hyunjin: -Felix'in heyecandan kızarmış yanaklarını öpmeyi geçirdi içinden, hatta biraz yaklaştı ve Felix'in tepkisini bekledi.- Çok tatlısın Felix.

Felix: Ya ben gerginim diyorum sana. Senin yaptığına b- gelmesene üstüme!

Hyunjin, birkaç adım ilerledi. Felix'in utangaç olduğundan ve tek bir adım atmayacağından emindi bu yüzden aklını başka yere çekip heyecanından uzaklaştırmak istedi.

Felix: Gelme üzerime, gelme. Ya gelemesene! -Felix'in sırtı duvara dayandı ve kendini tutamadan konuştu.- Zaten çok gerginim, bir de seni öpeyim tam olsun!

Felix, Hyunjin'i omzundan tuttu ve yerlerini değiştirdi. Hyunjin, saniyeler içinde gerçekleşen hiçbir şeye tepki veremedi. Tek yapabildiği, Felix'in belini kavramaktı. Felix, Hyunjin'i duvara daha çok bastırdı ve dudaklarına uzandı. Hyunjin, tam karşılık verecekti ki Felix hızlı adımlarla sahne önüne gitti. Hyunjin, donup kaldı. Tek bir hareket yoktu vücudunda. Tam aksine kalbi dışarı çıkacakmış gibi hissediyordu. Ani bir hareketle ellerini kalbine bastırdı, dışardan görünmesini istemedi ve demin çok atılgan görünen çocuğun saç dipleri bile kırmızıya dönmüştü şimdi heyecandan.

"Gösterimiz 5 dakika içinde başlayacak. Telefonlarınızı ve çağrı cihazlarınızı kapatmayı unutmayın, iyi seyirler!"

Duyduğu anonsla kendine gelmeye çalışan Hyunjin, arkadaşlarının yanına gitti.
Gösteri başladı, Hyunjin, Felix'in fikirlerinin nerede nasıl uygulandığını fark etmiş, bir kez daha hayranlık duymuştu. Dönüp baktığında Felix, ellerini kalbinde birleştirmiş, hareket sıralarını fısıldıyordu.

Felix: 1..2..3 dön, 1..2..3 yukarı, son..2..3 bitiş. 1..2.3 sağ, 1.2..3 sol-

Hyunjin: Seni sevdiğimi bilmeni istiyorum.

Felix, cevap veremedi. Elini kaldırdı ve gözlerine düşen saçlarını geriye attı.
Sahneye geri döndüğünde daha rahat bir şekilde izleyebiliyordu. Hyunjin, hâlâ kalbinde birleştirmiş olduğu ellerine uzandı. Kendine çekti ve gösteri bitene kadar bırakmadı.

Gösteri bittiğinde herkes önce çocukları sonra Felix ve Changbin'i alkışladı.

01/01/2022

Düşünürken bir yudum daha aldı birasından. Ne kadar özlediğini düşündü, şuan gelse kendine karşı koyamazdı belki de. Ya da şimdi gidip Hyunjin'i uyandırsa ne olurdu?
Alkolü fazla kaçırdığını fark etti ama kendine engel olmakta güçlük çekiyordu. Aklındaki hiçbir düşünceyi silemedi.

Fotoğraflara bakmaya devam etti. 8 çocuğun beraber mutlu oldukları günler de vardı, kavga ettikleri günlerden konuşmalar da... Bir fotoğrafta Bangchan ve Minho o kadar gerilmişkerdi ki birbirlerine yumruk atmışlardı. Sonrasında çekilen fotoğrafta birinin sağ, birinin sol gözü morarmış, barış işareti yaparak birbirlerine sarılıyorlardı.

Sayfalar ilerledi, Felix devam etti. Aklında, sayfalarda olmayan görüntüler canlandı.

Hyunjin'in gözleri, Hyunjin'in saçları, Hyunjin'in elleri, Hyu-düşüncelerini kontrol etmeye çalıştı-Bangchan, sessiz miydi bugün? Hyunjin'in parmakları, Bangchan, Bangchan neden sessizdi? Hyunjin'in parmaklarının vücudunda gezdiğini anımsadı. Aklından başka şeyler düşünmeye çalışsa da vücudu ona hatırlattı.

Daha önce hiç hissetmediği kadar kontrolsüz hissediyordu.

Felix'ten

Balkonda otururken rüzgarın vücuduma her dokunuşu Hyunjin'in dokunuşu gibi geliyordu. Soğuk elleriyle yanaklarımdan, omuzlarıma, kollarıma ve ellerime kayan parmaklar. İşaret parmağıma ve avucuma dokunarak bir yol çizip kollarıma geri tırmanıyordu.

Daha fazla dayanamayacağımı anladığım için anahtarımı ve telefonumu alıp dışarı çıktım. Bisikletimi yerinden çıkarttım, sabahın 5'i olduğu için yollar bomboştu. Hızlı bir şekilde sahildeki kulübeye varmıştım. Hyunjin'i hayatımda dahil etmediğim ikinci şey bu kulübeydi. Burda ondan ve duygularımdan saklanabileceğimi hissediyordum. Hemen kilidi açtım ve içeriye girdim.

Hyunjin'den kaçıp Rachael'a sığınmıştım ama bu gece son istediğim şey bile değildi onu hatırlamak.

Açık olan perdeleri de kapattım. En son geldiğimde abur cubur dolabını ve içecekleri doldurmuştum.

Dolaptan bir soda aldım ve masanın üstüne bıraktım. Küçük televizyonu açıp telefonumu bağladım. Shrek ile başlamaya hazırdım.

Küçüklüğümden beri en sevdiğim kaçış noktası animasyon filmleriydi. Özellikle Shrek.

Her sahneyi, güleceğim, ağlayacağım ya da sevmediğim sahneleri ezbere bilmek beni güvende hissettiriyordu. Bu yüzden bir filmi yüzlerce kez izlerken sıkılmıyordum. Saatler ilerledikçe yağmur yağmaya başladı.

Filmi izlerken, içimde değişik bir gerginlik hissettim. Saat 06.30'a gelmek üzereydi. Yavaşça perdeyi açıp güneşe bakacaktım ki kulübenin önünden geçen bir şeyin olduğunu gördüm. Önce kedi köpek olabileceğini düşündüm ama sonra o kadar küçük olmadığını fark ettim. Belki sarhoş biri olabilir diye aklımdan geçirdiğim sırada kapının zorlandığını duydum.

Yatağın altındaki kutulardan bir odun aldım ve kapının arkasına geçtim.
Kapı kilitli olduğu için hâlâ zorluyordu ama kapı açılmadı.

Dışarıdaki ses: Hay anasını bir bu eksikti bugün! Yağmuru da sikeyim bastırdı iyice!

Dışarıdan genç bir çocuk sesi geldiğini duyunca kendime güvenerek kapıya uzandım. Yaptığım belki aptallık da olabilirdi ama üzerine çok düşünmeden yaptığım bir hareketti.

Kapının kilidini yavaşça açtım ve çocukla göz göze geldik. Önce biraz gerildi sonra içeri baktı ve hiçbir şey demeden beni geçip içeri girdi.
Sorgulayarak baktığımda gözlerini kaçırdı. Sırılsıklam olmuştu ve şimdi de gerginliği eklendi.

Felix: Bir şey söylemeyecek misin?

Çocuk ne diyeceğini bilemedi. Kekeleyerek "B-ben Sung-hoon!"

Saudade [SKZ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin