Sor Bana Şişman Mıyım?

3-Tanışıklı Dövüş

Multide sürpriz bir isim var. :)) Behzat Egeli olur kendileri.

Annem hep derdi kapatacağın kapının ardında seni neler bekleyeceğini bilmeden sonuna dek kapatma diye. Galiba biraz haklı. Çünkü tam umutlarımı yitirmiş her şeye koyver gitsin gözüyle  bakacakken Bülent Bey'in yaptığı inanılmaz teklifle son raydan dönmüştüm. 

Yani öyle işsiz güçsüzüm diye kendimi öldürecek halim yoktu tabi. Ben bana kıyamazdım ki. En fazla bir 90 kilo daha alıp evde öylece ölmeyi bekleyebilirdim muhtemelen. Annem beni öldürmemiş olursa eğer ki iyi bir ölüm olabilirdi. Elimdeki Bülent Bey'in numarası yazılı karta sırıtarak bakarken yanımda duran ikilinin sesiyle daldığım rüyadan uyanmam çok kısa sürdü.

Yine bir taksi vakası yaşamamak için Yıldırbul bizi bırakmayı teklif etmişti. Bu teklife anında balıklama atlayan pek sevgili arkadaşım ön koltuğa kendini attığı gibi yolculuğumuz başlamıştı.

Ama ne yolculuk.  Gözümün önündeki flörtleşmelerine biraz daha maruz kalırsam kendimi öldürme konusunu biraz daha gözden geçirebilirdim. 

" Aşkım bak, bir de bu var. Bir koala bir diğer koalaya ne demiş? "

" Ne demiş aşkım? "

" Ben kaçayım sen koala. " Esma koca bir kahkahayı ortama salarken uzaylı görmüş gibi ona baktım.  

" Ay ilahi aşkım. Nereden buluyorsun bu esprileri?" 

" Elinin köründen. " dedim mırıldandığımı sanarken.

" Bir şey mi dedin Müjde? " dedi Esma bana dikiz aynasından bakarken.

" He ben mi? Yok yok. Şey Yıld- Yıldocum. " dedim son anda ismini bilmediğim Esma'nın manitasına bakarken.

" Sana böyle diyorum ama sorun yoktur umarım.  Biz yaklaştık istersen bizi müsait bir yerde indir diyecektim. Zahmet oldu sana da. "

" Olur mu öyle şey Müjde abla gitmişken eve kadar bırakayım. " dedi sonlara doğru omuzlarını gururlu bir şey yaparmışcasına kaldırırken.

Gözüm abla lafıyla seyirirken ön koltuktan kemerine uzanıp ümüğünü sıkmamak için kendimi zor tuttum.  Dua etsindi. Minnet eylemem lazımdı. Yoksa ben gösterirdim ona ablayı.

" Ay hiç gerek yok. Hem bizim mahalle biraz dedikoducudur Yıldo. Şimdi sizde daha nişan söz yok  ya. Millet ikinizi görürse yanlış anlar. " dedim ikna olmasını umarak.

Sözlerim onu korkuturmuşcasına yukarı çıkan omuzları aniden iniverdi. Gözleri de biraz korkulu mu bakıyordu ne? Evlilik sendromu ve erkekler. Tahmin ettiğim şeyle gözlerimi devirdim.

" Müjde doğru söylüyor Yılaydın. Anneme bile söyleyemedim daha. Şurada bir yerlerde inelim biz. "

Yılaydın pusmuş gibi denileni yaparken kınar gibi baktım ona. Ulan madem evlenmeye niyetin yok. Benim arkadaşımla gönül mü eğlendiriyorsun sen? Biçimsiz bizon. Ergen hergele.

" Sağol aşkım. Zahmet oldu sana da. " Sandalyeyi çekme gösterişinden sonra arabadan inmeme tırsaklığı gösteren herife ters ters bakıp arabanın kapısını biraz fazla hızlı kapatınca Esma bana döndü. Olayı fark etmiş değildi. Ah Esma ah, ben de olmasam  üzerler seni be kızım.

" Pardon, istemeden oldu. " Başını sallayıp bizonun yanağına hızlı bir öpücük bıraktı. 

Gaza bastığı gibi ortalığı toza bulandırırken Esma yanıma gelip koluma girerek gülümsedi.

" Ee, bu işi de hallettiğimize göre senden mutlusu yoktur kanki. "

" Dur bakalım daha mülakat var önümüzde. " dedim ona hatırlatırken.