Taksiyi çalıştırıp sürmeye başladı. Tabelalara baktım, anladığım kadarıyla seul dışında bir yere götürüyordu beni. Taksiyi durdurdu. Taksiden inip kapımı açtı. "in" dedi yine o soğuk sesiyle.
Hemen indim arabadan. "nereye getirdin beni?" diye sordum. "çok soru sorma" dedi sinirli bir sesle. Ardından elindeki telefonu mu yere atıp üzerine bastı. Şok olmuş gözlerle yerde kırılan telefonuma baktım. "ne yaptın sen" dedim gözlerimi ona çevirerek.
"telefonunu kırdım, sende para boldur yenisini alırsın olur biter, tabi benden kurtulabilirsen" dedi tek kaşını kaldırarak. "sahi senin adın ne?" dedi.
"jungkook" dedim. Yerdeki telefonuma döndü bakışlarım tekrardan. "manyaksın sen" dedim. Anında kolumdan tuttu. "sus da yürü" dedi otoriter bir sesle. Kolumdaki eline baktım "nereye?" diye sordum.
"önünde ki eve jungkook, haa sokakta yatmak istiyorsan bağlıyayım boynuna bir tasma uyu şuradaki kulübede" dedi gözlerini devirerek. "çok komik" dedim aynı onun yaptığı gibi gözlerimi devirerek.
Ardından kolumu çekip önümdeki kapısı açık eve girdim. Ben salona girerken oda arkamdan gelip kapıyı kilitledi. Ardından salona gelip koltuğa oturdu. Adamlarını evde göremeyince "hani adamların vardı hiçbirini göremiyorum?" diye sordum.
Bana baktı. "görmen mi gerekiyordu? Görmesen de olur" dedi. "çünkü yoklar, kim senin gibi birinin adamı olsun ki?" diyince sinirle nefes verdi burnundan. "lanet çeneni kapatmaya ne dersin jungkook'cum? Yoksa ben kapatmak zorunda kalacağım" dedi tehditkar bir tonda.
Susmadan cevap verdim. "nasıl kapatacaksın kafama silah dayayarak mı? Hah! Seni bulacaklar göreceksin, senin gibi bir katilin yanında kalmayacağım" dedim gözlerine bakarak.
"beni kimse bulamayacak jungkook, boşuna dil döküyorsun" dedi sırıtarak. "Polislere haber verilmiştir bile telefon sinyalim en son burayı gösteriyor bulacaklar, Birazdan polis buraya geldiğinde de beni kimse bulamayacak diyebilecek misin bakalım." dedim.
"burada kalacağımızı kim söyledi?" dedi öne doğru biraz gelerek ve ardından kapı çaldı.
Taehyung kalkıp kapıyı açtı. Ve beraberinde iki adamla salona geldi. "bu çocuk kim lan" dedi uzun boylu adam bana bakarak.
"bir taksiyi aldım kaçmak için, dinlenmek için duruncada taksiye bindi, eh bıraksam polis'e giderdi bende yanıma aldım." dedi Taehyung uzun boylu adama bakarak. Uzun boylu adam güldü. "dizi çekiyoruz sanki" dedi.
"namjoon boşver şimdi bunu" dedi taehyung. Uzun boylu adamın isminin namjoon olduğunu öğrendim. Namjoon'un yanındaki adam konuştu bu sefer. "ee ne yapacaksın bu çocuğu?" dedi.
Taehyung sırıtarak "sence seokjin?" dedi ve böylece de diğer adamın isminin seokjin olduğunu öğrendim. "ay ben şimdiden heycanlandım" dedi namjoon heyecanla. "Taehyung ve intikam vakitleri, ahh eğlenceli anlar bizi bekliyor" dedi seokjin gülerek.
Namjoon "öncelikle burdan gitmemiz gerek" dedi. "bende onu düşünüyordum, japonya'ya dört tane bilet al" dedi taehyung bana bakarak. "tamam ben hallederim, o iş bende" dedi namjoon.
"ben sizinle hiçbir yere gelmiyorum" dedim kararlı bir sesle. "sana gelecekmisin diye soran olmadı ufaklık" diye cevap verdi bana namjoon. "biz sürekli konuşan kişilere ne yapıyorduk?" dedi taehyung sırıtarak.
"dillerini kesiyoruz genelde" dedi seokjin gülerek. Namjoon'da gülerek karşılık verdi " sonra da yiyorduk" dedi. Seokjin kahkaha attı. "bak şimdi canım çekti, bu çok konuşan birine benziyor kessek mi ne güzel yeriz" dedi seokjin. "sizin acilen akıl hastanesinde yatmanız gerek" dedim onlara bakarak.
"tamam kesin, namjoon sende siktir git bilet işini hallet" dedi Taehyung sinirle. "tamam be gittim ben seokjin sende gel" dedi namjoon. Seokjin'i alıp odadan çıktı.
Taehyung bana bakarak konuştu. "eğer japonya ya giderken bana hiçbir sorun çıkartmazsan, hayallerinin ötesinde bir hayat yaşatabilirim sana"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer // taekook
Fanfictionhapishaneden kaçan kim taehyung. Ve hapishaneden kaçan adamın arabasına binen jeon jungkook. "aç şu kapıyı!" "bu arabaya bindiysen giriş var çıkış yok, şimdi çeneni kes"