Jungkook'un ağzından
Duşun ardından yine beraber uyumuştuk
Gözlerimi açtığım an taehyung'un zaten uyanmış beni izlediğini gördüm. Başıma feci bir sancı girdi birden. "ayh başım" diyip başımı tuttum hemen. "başın ağrıyor değil mi?" diye sordu Taehyung. "evet" dedim kafamı sallayarak. Ona baktım. Ona bakar bakmaz dün akşam yaşadığımız şeyler geldi aklıma.Gözlerim şokla açıldı. Utanıp kafamı eğdim hemen. "ne oldu?" diye sordu. "b-ben elimi yüzümü yıkıyım" dedim kekeleyerek. Hemen ayağa kalktım yataktan. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Tanrım dün gece gerçekten onunla birlikte mi olmuştum, yoksa rüyaymıydı? Bi yandan rüya olmasını istemiyordum, çünkü seviyordum onu. Ama ya o beni sevmiyorsa?
Sonuçta beni kaçırmıştı, onun için belkide sadece esiriydim. Bu yönden düşününce rüya olmasını istiyordum. Yüzümü kurulayıp banyodan çıktım. Taehyung'u odada görememiştim, çıkmıştı odadan. Ahh yüzüne bakmaya utanıyordum neden utandığımı bilmeden. Mutfağa gittim taehyung'un kahvaltı hazırladığını gördüm.
"günaydın" dedim sessizce. Arkasını dönüp "günaydın" dedi gülümseyerek. "masaya otur sen hemen hazırlıyorum ben kahvaltıyı" dedi kahvaltılıkları masaya bırakırken. Kahvaltı hazırlanmasını izledim.
Kahvaltıyı hazırlayıp karşıma oturdu. "başlayalım" dedi bana bakıp gülümseyerek. Dalmıştım aklım hala dün gecedeydi. Benim tam tersime o güne çok güzel başlamıştı sanki, çok mutlu görünüyordu. "suskunsun ne oldu" dedi çayından yudumlarken. "şey" diye mırıldandım.
"hmm?"
"D-dün gece... of ben utanıyorum" dedim kafamı eğerek. "dün gece, evet oldu birşeyler ama bu utanmanı gerektiricek anlamına gelmiyor, böyle utanırsan yani" dedikten sonra ağzında birseyler daha gevelemisti ama anlamamıştım. "Yani sonuçta biz arkadas bile değiliz böyle bir şey yapmamız, Of ne biliyim utanıyorum" dedim.Güldü. "utanırken bu kadar tatlı olucağını bilsem daha önceden utandırırdım seni" dedi gülmeye devam ederken. Kafamı kaldırıp ona baktım. "ah bu arada bu gece akşam yemeği dışarıda yiyelim seni götürmek istediğim bir yer var" dedi elindeki çatalı masaya bırakırken.
"peki sen nasıl istersen" dedim ona bakarak. "benim şimdi çıkmam gerek akşam seni almaya gelirim" dedi masadan kalkarken. Ardından mutfaktan çıktı. Dış kapının sesini duyunca evden çıktığını anladım. Taehyung evden çıktıktan sonra masayı toparladım güzelce. Mutfaktan çıkıp salona geçtim. Televizyon'u açtım kendime. Koltuğa oturup izlemeye başladım. Televizyon'a dalmıştım çalan kapı sesiyle kendime geldim. Tavandaki saate baktım üç saate yakın televizyon izliyordum resmen.
Televizyon'u kapatıp ayağa kalktım. Gidip kapıyı açtım. Elinde bir paketle duran bir adam gördüm. Kargocu olmalıydı. "jeon jungkook?"dedi adam bana bakarak." buyrun benim "dedim." bu size efendim "dedi elindeki büyük kutuyu bana uzatarak.
Elindeki paketi alıp adamın uzattığı kağıda imza attım. Kapıyı kapatıp içeri geçtim. Kutuyu açtım hemen. İçerisinde şık bir kıyafet vardı. Kutunun içerisinden çıkarınca bir not kağıdı olduğunu gördüm. Elime alıp okudum notu.
'bu kıyafetlerin sana yakışıcağına eminim, güzelce giyip hazırlan bir saate araba gönderirim seni yanıma getiricek, - kim taehyung'
Kutuyu alıp hemen odaya gittim Hazirlanmaya başladım. Saçlarımı da güzelce yapıp aynadan kendime baktım.
Zevki gerçekten çok iyiydi. Kıyafetler yakışmıştı bana. Aşağıdan korna sesi duydum, son kez kendime bakıp evden çıktım ve arabaya bindim.
Taehyung'un ağzından
Jungkook'un yanına araba göndereli yaklaşık yarım saat oluyordu. Dikkatli gözlerle etrafı incelerken jungkook'un restorant'ın kapısından içeri girdiğini gördüm. Ona gönderdiğim kıyafeti giymişti. Tam tahmin ettiğim gibi kıyafet onun için yaratılmıştı adeta. Üzerinde güzelliğin vücut bulmuş hali gibiydi.
Ben gözlerimle onu yerken masaya gelip karşıma oturdu. "hosgeldin" dedim gülümseyerek. "hosbuldum" dedi. Ayarladığım garson yanımıza geldi. "hoşgeldiniz efendim" dedi garson."bu sizin içinmiş efendim" dedi garson elindeki gülü jungkook'a uzatırken. Jungkook gülü alıp teşekkür etti garsona. Garson siparişlerimizi alıp yanımızdan uzaklaştı.
"senin yanında sönük kaldım ama herneyse" dedim ona bakarken. "saçmalama şuanda yanında sönük kalan benim" diyip gülü masaya bıraktı. "burayı parlatma için ışığın ve gülümsemen yetiyor zaten ve ben bu yönde senin yanında sönük kalıyorum" dedim gözlerine bakarken.
Dediğim şey onu utandırmış olmalıydı ki yanakları kızardı hemen. Bana bakıp gülümsedi. O sırada garson yemeklerimizi getirdi. "her neyse yemeklerimizi yiyelim nasıl olsa gece uzun daha çok sohbet ederiz" dedim yemeğime başlarken. Biz yemeğimizi yerken restorant'ın ışıkları hafif loş bir ışık oldu ve müzik çalmaya başladı.
Bi kaç çift restorant'ın pistine çıkıp dans etmeye başladı. Yemeği bırakıp onlara baktım. "ne güzel dans ediyorlar" dedi jungkook. Bakışlarım jungkook'a döndü. "bence onlardan daha güzel dans edebiliriz" dedim ayağa kalkarak. Önüne gittim. Elimi uzatarak "bu dansı bana lütfedermisiniz bayım" dedim.
Bana bakıp "ederim" dedi. Ayağa kalktı. Dans eden insanların yanına gittik. Elimi beline yerleştirdim. Parmaklarım ne güzel sarmıştı ince belini. Sanki beli benim ellerim için yaratılmış gibiydi. Ellerini omzuma yerleştirdi. Yavaş hareketlerle dans etmeye başladık.
"Taehyung"
"efendim be-jungkook" dedim toparlayarak. Ahh ağzıma hakim olmam gerekiyordu. "baksana herkes bizi izliyor" dedi jungkook utanarak.
"herkes bizi izlemiyor, herkes senin güzelliğini izliyor jungkook."
"bugün çok güzel şeyler söylüyorsun bana"
"sadece bugün değil bundan sonra hep söyleyeceğim, Jungkook... Ben pek süslü cümleler kurmayı beceremem aslında, aşk ne demek onu bilmem daha doğrusu bilmezdim, ta ki sana aşık olana kadar... Jungkook kalbini tüm benliğinle bana verebilir misin? Benim sevgilim olur musun? "
Dediğim şeyle gözleri dolmuştu neredeyse ağlayacaktı. Mutluluktan olsa gerekti bu." kalbimi tüm benliğiyle sana verebilirim Taehyung, senin sevgilin olurum. "dedi genişçe gülümseyerek.
" seni seviyorum jungkook "
" seni seviyorum taehyung"
Ve onu kendime çekerek dudaklarımı onun yumuşak kiraz gibi olan dudaklarına bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer // taekook
Fanfichapishaneden kaçan kim taehyung. Ve hapishaneden kaçan adamın arabasına binen jeon jungkook. "aç şu kapıyı!" "bu arabaya bindiysen giriş var çıkış yok, şimdi çeneni kes"