Namjoon'la bar'a geleli 2 saat oluyordu. Bol bol içirmişti bana. Hala neden burada bu halde olduğumu çözememiştim. Ben 5.bardağımı bitirirken "jungkook ben şimdi gidicem, seni burada tek bırakıcam tamam mı?" dedi namjoon. "neden? " dedim elimde ki bardağı masaya bırakırken.
"aptal ben burda seni tek bırakıp eve gidersem Taehyung gelicek yanina kesin, seni alıp eve götürür eee malum çok güzel olmuşsun bizde evde olmicaz birseyler yaparsınız artık" dedi göz kırparak. Ciddimisin der gibi baktım ona. Şaka gibi beni böyle giydirip buraya getirmesinin sebebi bumuydu yani.
Namjoon'a söylenirken beni burada bırakıp bardan çıkmıştı. Ya Taehyung gelmezse burda ne yapıcaktım. Başımda çatlıyordu. Keşke gelmeseydim diyordum kendi içimde. Namjoon gideli çok olmuştu ama Taehyung hala gelmemişti. Etrafıma bakarken birinin "jungkook" dediğini duydum.
Arkama bakmamla Taehyung'u gördüm. "Taehyung" dedim gülümseyerek. Ümidi kesmiştim. Gelemicek sandım. "daha durucak mısın burda? Yoksa gidelim mi?" dedi. "gidelim gidelim" dedim hemen. Bakışları üzerime döndü "bu halde olup yanında kimsenin olmaması şaşırtıcı ama güzel" dedi üzerimi incelerken. "neyse çıkalım hadi artık" dedi bakışlarını gözlerime çevirirken.
Kafamla onu onaylayıp bardan çıkıp arabaya bindim. Oda peşimden çıkıp arabaya bindi. Arabayi çalıştırıp eve doğru sürmeye başladı.
Taehyung'un ağzından
Arabayı durdurup indim. Benimle beraber jungkook da inmişti. Beraber eve girdik. Kapıyı kapatıp direkt salona geçtim. Koltuğa oturdum. Jungkook da yanıma gelip oturdu. Masada su dolu iki bardak ve not kağıdı bulunuyordu. Kağıdın üzerinde 'kendinizi susuz bırakmayın için güzelce' yazıyordu. Altında da öpücük ve namjoon'un ismi. Namjoondan beklemediğim hareketlerdi bunlar.
Kağıdı bırakıp bardağa uzandım. Bir tanesini jungkook'a verip diğerini kendime aldım. Kafama dikip içtim suyu. Jungkook da benimle beraber içti. Bardakları geri masaya koydum. "ee ne yapalım" dedim koltuğa yaslanırken. "bilmem" dedi jungkook omuz silkerek.
Bakışlarım üzerindeki kıyafete daldı. Gözlerimi kamaştırmıştı adeta üzerindeki o. Kıyafet. Tanrının ona verdiği vücudu en güzel taşıyabilecek biri olabilir di jungkook. Nitelikte insanlığın güzelliğin'in karşısında nefes alınamaz bir hale getiren o kusursuz vücudu vardı.
Tanrının elinden çıkmış bir portrenin eşsizliği gibi. Gözlerimi ondan alamıyordum. Sanki beni duyuyormuşcasına üzerinde ki hırkayı yavaş yavaş çıkartıyordu. "burası sıcak oldu ya" dedi hırkasını koltuğun kenarına atarak.
Banada sıcak olmuştu ama onun güzelliğinin ateşinden. O ateşte yanıp yanıp kavrulabilirdim. Benden cevap gelmeyince ayağa kalkıp camı açtı. Geri yanıma oturdu. Gerçek anlamda bana da sıcak olmaya başlamıştı.
Eğilip masanın üzerinde ki not kağıdını aldı eline. "baksana namjoon öpücükte çizmiş" dedi gülerek. Jungkook kağıda bakarken kağıdın arkasında ki yazıyı fark ettim. Kağıdı hemen jungkook'un elinden çekip aldım. Sinirli gözlerle kağıtdaki yazıyı okudum. "sikik herif namjoon" diye tısladım sinirle.
"noldu niye küfür ettin ona, öpücük çizmiş diye mi" dedi jungkook bana bakarak. Kağıdı ona uzattım. "al oku" dedim. Elimden alıp okumaya başladı. "suyun içinde çok güzel azdırıcı var özellikle seninkinde Taehyung, bol şans size" dedi gözlerini açarak. "eyvah yani ölücekmiyiz" dedi şaşkınlıkla. "hayır tabiki" dedim.
"ne olucak peki?"
"azdırıcı koymuş piç"
"azıcak mıyız"
"hani sıcakladık ya daha demin"
"hıhı"
"küçük birsey dikleşecek o kadar" dedim gülmemeye çalışarak. Şuan hem sinirliydim hemde jungkook 'un bu haline bakarak gülmem geliyordu. Tanrım sarhoştu nasıl uğraşacaktım şimdi. "küçük bir şey mi? Ne ki bu?" dedi merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Killer // taekook
Fanfictionhapishaneden kaçan kim taehyung. Ve hapishaneden kaçan adamın arabasına binen jeon jungkook. "aç şu kapıyı!" "bu arabaya bindiysen giriş var çıkış yok, şimdi çeneni kes"