yalnızca ruhlarımız

148 21 1
                                    

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀ ⠀⠀⠀⠀

Bugün beraber geçirdiğimiz beşinci günümüz olacak. Buna rağmen hiç olmadığı kadar yakınız birbirimize. Gülümsüyor, konuşuyor, dans ediyor ve farklı yakınlıklar kuruyoruz birbirimizle. Tüm benliğini benimsemiş gibi hissediyorum. Ayaktayım ve geziniyorum, bankın etrafında. Sıradan geliyor her şey gözüme ve bu hissi değiştirebilecek olan seni bekliyorum oracıkta.

Bir güz günü daha diye düşünüyorum. Gülümsüyor ve esen rüzgârın tüm bedenimi sardığını hissediyorum. Ellerim cebimde, umutsuzca eziyorum yaprakları. Geziniyorum etrafta. Yol kenarından geçen her bir insan bana bakıyor ve bunun yarattığı etki ile vücudumu titreten çekingenlik omuzlarımı kasıyor. Bir süre sonra bırakıyorum gezinmeyi ve banka oturuyorum.

Dün yaşadıklarımız geliyor aklıma. Bedeninin bitkin düşüşü ve bununla beraber bana bakan, korunmayı dilenen gözlerin. Her biri vücudumun kasılmasını artırırken denize bakıyor ve tüm düşüncelerimden soyutlanıyorum. Kollarımı birleştiriyor ve bir süreliğine kapatıyorum gözlerimi. Bir başka düşüncelere kafa yormaya çalışıyorum fakat pek de becerikli olamıyorum. Düşünmeye yeltendiğim tek kişi olmanı istiyorum.

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Çok zaman geçmeden gözlerimin açılmasına sebep olan ayak sesleri ile kafamı sesin geldiği yöne çeviriyorum. Baştan aşağı kaba bir şaşkınlık sarıyor bedenimi. Elinde büyük bir şövale, tuval ve fırçaların ile bana doğru yürüyorsun. Gülümsüyorsun. Bu kadar ağırlığı nasıl taşıyabildiğine akıl erdiremezken yanıma ulaşıyorsun.

Eşyalarını yerleştiriyor ve derin bir nefes bırakarak gözlerini bana çeviriyorsun. Yüzündeki yara varlığını soyutlamaya yeltenirken, orada olan benini tekrardan görme imkanı sağlıyordu bana. Dağınık saçların ve iyileşmeye başlayan bacaklarındaki yaralar... Bugün ayrı bir güzel olduğun düşüncesini benimsetiyordu âdeta.

Derin bir nefes alıyorum ve seninle tanıştığım ilk gün geliyor aklıma. Ne kadar değiştiğini fark ediyorum. Sonra ikimizi hatırlıyorum, çekingen olan bizi. Konuşmalarımız ve anılarımız. Her biri aklımda yer ediniyor. Hayattan bir umudumuz, bir amacımızın olmadığını hatırlıyorum. Geçen her bir zamanda birbirimizi nasıl dış dünyaya açtığımız, bulunduğumuz karanlık alandan nasıl çıkardığımız düşüncesini benimsiyorum. Bu ben de sana dalmış bakıyorken kocaman gülümsememe sebep oluyor. İlk günümüzdeki bizden eser kalmadığını anlıyorum oracıkta. Bu kısa sürede, birbirimizi benimsemiş olmamızı ve artık ikimizin de yaşama amaçlarının olduğunu anlıyorum.

⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
"Bizi çizeceğim." diyorsun bir süre sonra.

Bizi. Yere çeviriyorum gözlerimi. Biz. Yalnızca ikimiz. Sen ve ben.

Fırçalarını eline alıyor ve birkaç şey karalamaya başlıyorsun. Sonucu merak ediyor ve bu süre zarfı içinde seninle konuşmak istiyorum. Karşımızda deniz, hava aydınlık ve rüzgâr esiyor. Bunun etkisiyle yapraklar etrafa uyum sağlıyor. Olduğundan fazla dikkatlisin, çizebildiğin her detayı çizmek istiyorsun. Hata yapmaya göz yumamayacak kadar sıkı tutuyorsun fırçayı sol elinde.

Önce yere bakıyor, sonra ise kaldırıyorum kafamı.

"Eskiden bir yazardım." diyorum aniden.

Kalbim hızlanmaya ve bedenim istemsizce titremeye başlıyor. Uzun bir süredir aklımda yer edinen düşünceyi, benim hakkımda olan bir düşünceyi sana söylemem bedenimin bu şekilde titremesine sebep oluyor. Bunu sana belli etmemek üzere elimden geleni yapmaya çalışırken vereceğin cevabı bekliyorum.

Çok zaman geçmeden gözlerin önce yüzümü sonra ise titreyen bedenimi buluyor. Durdurmaya çalışıyorum fakat sana kendim hakkımda bir şey söyleme düşüncesi aklımda gezinirken titrememi artırıyor. Bir şey söylemem üzere bana bakıyorsun, birkaç cümle eklememi istiyorsun.

güneş yüzlü çocuk, markhyuckHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin