Gece ataklarının devam ettiği endişeli bir gecenin ardından, sabah beliriyor. Yanından bir süre bile ayrılmamış, seni izleyerek geçirmiştim zamanımı, tümüyle. Seni her çaresiz gördüğümde, bedenim kasılmış ve sana yardım etmek adına elinden geleni yapmaya yeltenmişti. Nefesimi ve benliğimi her yanında hissettiğinde gülümsemiş ve iyileşen ruhunu yatağa bırakıvermiştin. Uzun bir gecemiz, böyle geçmişti.Üzerimi giyiniyor ve yanına ulaşıyorum.
Seni inceliyorum bir süre.
Kalbim hızlanmaya başlıyor ve, bir kez daha âşık oluyorum her bir zerrene.Saçını öpüyorum bir süre sonra, seni uyandırmak adına.
Gözlerini aralar aralamaz gülümseyerek dudaklarını uzatıyorsun bana ve ben de henüz tek bir söz etmemiş o dudakların, bir bahçenin gün doğmadan önceki sessizliği gibi huzur veren tazeliğini tadıyorum.
Buruk bir gülümseme bırakıyoruz.
Sana bakıyorum.
Yanına bir süreliğine uzanmam adına kırılgan elinle yatağı işaret ediyorsun. Gülümsüyorum. Bedenim, bedeninin yanına ulaşıyor. Uzunca bakıyoruz gözlerimize. Saçlarını buluyor ellerim. Masum nefesler bırakıyoruz etrafa."Meleğim benim." Fısıldıyorum. "Gökten düşmüş meleğim benim."
Gülümsüyorum, gülümsüyorsun.
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Zamanımızın her bir saniye azaldığını hissettiğimde, doğruluyorum bulunduğum yerden."Uyan, sevgilim. Benim güzel sevgilim. Dışarısı tüm ihtişamıyla bizi bekliyor."
Senin için asıl ihtişamın karşında olduğunu söylüyorsun bir süre sonra, alaycı bir ses ve hâl ile gülümseyerek.
Gülümsüyorum.
Alay olmadığını biliyorum, sevgilim.
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Yataktan doğruluyor ve, duşa gireceğini söylüyorsun. Dün geceden kalan yorgunluğun tetiklediğinde sendeliyorsun, dengeni bir süreliğine kaybediyorsun.Ellerinden tutuyorum. Yardım edebileceğimi, elimden gelen her olanağı sana sağlayabileceğimi söylemeye yelteniyorum. Gülümsüyorsun. Sorun olmadığını, yapabileceğini söylüyorsun. Israr etmeye devam ettiğimde ise utanıyor ve geri çekiliyorsun. Kızaran yüzün beliriyor bakış açımda.
Hafifçe gülümsüyor ve banyoya kadar eşlik ediyorum sana. Kapıyı kapatıyorsun. Senden uzak kalmış bedenim ile söylüyorum. Bir sorun olduğunda, beni çağırabileceğini söylüyorum.
Yaklaşık on dakika geçiyor ve ben, tümüyle yatakta oturmuş seni beklemeye devam ediyorum. Bazı zamanlar odayı inceliyor veya ayakta geziniyorum.
Kapı açılıyor.
Islak bedenin ve kıyafetlerin karşılıyor gözlerimi.
Kolaylıkla üşütebileceğini söylüyorum.
Gülümsüyor ve sorun olmadığını söylüyorsun.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Uzun bir zaman geçiyor. Üzerine paltonu geçiriyorsun ve beraber ilk kahvaltımızı yapıyoruz. Sohbet ediyor ve gülümsüyoruz.Etrafı tamamen topladığımızda ise, kendini iyi hissedip hissetmediğini soruyorum. Olumlu bir yanıt aldığımda gülümsüyor ve kitap okuyabileceğimizi söylüyorum. Büyük ve ağır kitaplar.
Kocaman gülümsüyorsun. Koşuyor ve eline bir kitap alıveriyorsun. İkimizinde evde vakit geçirip, gece dışarı çıkmak istediğimizi anlıyorum.
Yatakta seni bekliyorken, yanıma uzanıyorsun. Sıcak ve güzel kokun tümüyle ulaştığında benliğime, kendime çekiyorum seni. Saçlarını kokluyor ve öpüyorum. Gülümsüyor ve kitabın ilk sayfasını açıyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
güneş yüzlü çocuk, markhyuck
Fanfictiondonghyuck, insanlardan uzak, kendi yalnızlığıyla çevrilmiş alanlarda bir şeyler karalamayı çokça severdi. mark ise onun soyutlaşmış hayal gücüne istemsizce katılan sıradan bir insandan ibaretti. © rosauvl all rights reserved [#1 markchan]