Chapter : Eighteen

849 62 299
                                    

➕ Süpriz bir bölüm ile karşınızdayımm... Umarım bildirim panelinizde, yeni bölüm yazısını görmek sizi mutlu etmiştir...🤭 Uzun bir aradan sonra ilk defa boş vaktim olunca, dedim ki neden süpriz bir bölüm yayınlamayayım? 😅

➕ Yine severek okuduğunuz bir bölüm olması dileği ile herkese iyi okumalar diliyorum... 🌸

"Yaşamları, bir mumun alevi kadar parlaktı. Tabi söndürmesi de en az bir mum alevi kadar kolaydı. (Cassandra Clare - Kemikler Şehri)

 (Cassandra Clare - Kemikler Şehri)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️

Areum;

Alevler, giderek yayılım göstermeye devam ederlerken, kapıya vurmaya ve var gücümle bağırmaya artık bir son vermiştim. Çünkü ne gelen vardı, ne de sesimi duyan birileri... Kulaklarımda sadece, tuvalette çıkan yangının, dumanlarının uyardığı, binanın yangın sirenleri yankılanıyordu.

Korku içinde kilitlenip kalmış olan bedenimi ve zihnimi, kendine getirebilmek için hafifçe silkelendim. Kendime gelmeye mecburdum çünkü şu anda yapabileceğim en mantıksızca davranış, bir köşede durup, hiçbir şey yapmadan, alevlerin gelip beni ne zaman çevreleyeceğinin korkusunu yaşamak olurdu. Üyelerden birisi veya herhangi birisi beni kurtarmaya gelene kadar beklersem, her şey için çok geç olabilirdi. Bu yüzden, kendi başımın çaresine bakmalıydım.

Kendime bir söz vermiştim ve şimdi o sözü tutmanın vakti gelmişti. O adamın yaptıklarına karşılık asla ama asla boyun eğmeyecektim. Beni yenemeyecekti. Dumandan dolayı, girdiğim öksürük krizinden kaynaklı gözümden gelen yaşları elimin tersi ile sildim. Üzerimdeki gömleği çıkarttım ve gözlerim açıkta kalacak ama burnum ile ağzımı kapatacak şekilde yüzüme bağladım.

Tuvaletteki kabinlerden birisine ilerledim ve içerisine su doldurabilmek için bir çöp kovasını boşaltarak, elime aldım. Dumandan dolayı acıyan ve sulanan gözlerimle, görebildiğim kadarı ile kovayı, musluklardan birisinin altına koydum ve vanayı çevirdim. Fakat gördüklerim, sinirle inlememe neden olmuştu. Musluktan, tek damla su bile gelmiyordu. Şerefsiz herif, benim bunu yapabileceğimi akıl ederek tüm suları kesmiş olmalıydı.

Sinirle bağırarak kovayı kapıya doğru fırlattım. Stresli bir şekilde önüme gelen saçları elimle geriye doğru atarken, bir yandan da başka bir fikir bulmaya çalıştım. Yaşayabilmek için herhangi bir fikir... Bu savaşta pes etmeye, hele de hayallerime böyle bir tuvalet köşesinde canice bir şekilde can vererek, veda etmeye hiç ama hiç niyetim yoktu.

Aklıma gelen fikirle, tekrardan kovayı elime aldım ve kabinlerden birisine girdim. Koltuk değneklerimi bir kenara bırakarak, klozetin önünde, alçılı bacağıma dikkat ederek oturdum. Üzerimdeki kazağı da, demin gömleğimi çıkarttığım gibi çıkarttım ve klozetin içinde bulunan birikmiş suyun içerisine batırdım. Yaşamak için başka şansım yoktu, bunu yapmak zorundaydım. Kazak, sırılsıklam olurken, zaman kaybetmeden onu kovanın içerisine sıktım ve kendime, yangını söndürmek için su yaratmaya çalıştım.

Serendipity : 8th Member (°JJK°)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin