Chapter : Ten

1.1K 77 129
                                    

➕ Beğenerek okuduğunuz bir bölüm olması dileği ile herkese iyi okumalar...🤍

➕ Bölüm Şarkısı ; The Rose - She's In The Rain

☆ ‎ - Neden kalbimi dinlemek zorundayım?
+ Çünkü onu susturmayı hiç bir zaman başaramazsın... (Simyacı)

〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️

Areum;

Bugün, gözlerimi, odama giren güneş ışıkları ile yeni güne aralayamamıştım. Çünkü bunu yapamamam için geçerli iki nedenim vardı. İlki; Hava bugün, ruh halim gibi sisli ve yağmurluydu. Güneş ışıklarını bırakın, Güneş'in kendisi bile ortalıkta görünmüyordu. İkincisi; Dün geceden beri uyumamış, boş bakışlarla yatağımda oturup, penceremde iz bırakarak ilerleyen yağmur damlalarını seyre dalmıştım...

Gözlerime, küçük iğneler saplıyorlarmış gibi hissediyordum ve büyük ihtimal, uykusuz kaldığım için gözlerimin içi kıpkırmızı olduğundan, ufak ufak sızlıyorlardı. Fakat kalbimdeki ağrının yanında, bu küçük sızının hiçbir ehemmiyeti yoktu. Gerçi dün olanlardan sonra bedenim o kadar hissizleşmiş bir haldeydi ki, şu anda ağrının kalbimden kaynaklı olup olmadığından bile tam emin olamıyordum.

Jungkook ile aramızda geçenler, zihnimin tozlanmış sahnesinde, tekrardan sergilenmeye başlarken onlara, arka fonda hızlanan kalp atışlarım eşlik ediyordu. Karanlık gecenin, tek aydınlığı olan anılar, birer birer saklandıkları yerlerden çıkarlarken elim, istemsiz bir şekilde dudaklarıma gitti. Duygularım, içimi yakıp kavuran o çaresizlik fırtınasına kapılmamak için var güçleri ile kalbimin kapılarını kapatmaya çalışıyorlardı. Fakat nafileydi. Artık bunun için çok geçti.

Gözlerimi sinirle yumup, kafamı yatağımın başlığına sert bir şekilde, birkaç kez vurdum. Bana bunları yaşatan adam, yan odamda horul horul uyurken, benim bu şekilde buhrana sürüklenmem hiç adaletli değildi. Eğer kendi kendimi ele vermeyeceğimi bilsem, çoktan o tavşanın boğazına çökmüştüm. Ona sarhoş olduğunu ve daha fazla saçmalamadan uyuması gerektiğini söylemiştim.

Peki o ne yapmıştı? Ben sarılmasını beklerken, tutup beni öpmüştü ve sonrasında da bayılmıştı! Hiçbir şey olmamış gibi, suratındaki aptal bir gülümseme ile mırıldana mırıldana uykuya dalmıştı! O, birazdan uyandığında hiçbir şey hatırlamayacakken, dün yaşanılan her şey en ince ayrıntısına kadar benim hafızama kazınmıştı. Yani olan yine, yine ve yine bana olmuştu.

Ona, daha önce hiç olmadığım kadar sinirliydim çünkü her ne kadar kendinde olmasa bile dün yaptıkları, bana kendimi kötü hissettirmişti ve dahası, geri kazanmamın imkansız olduğu şeyleri kaybetmeme neden olmuştu. Tamam, belki asla ilk öpücüğü için romantik bir şeyler hayal eden bir kız olmamıştım. Fakat hiçbir zaman bunu, alelade bir şekilde, sarhoşluğun verdiği kendini bilmezlik ile neredeyse birlikte büyüdüğüm grubumun üyesiyle, yaşamak da istememiştim.

Serendipity : 8th Member (°JJK°)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin