Tarih 13 Haziran 2013... Tüm dünyayı şarkıları ile kasıp kavuracak bir grup doğdu. Fakat bu grubu diğer K-Pop gruplarından ayıran farklı bir özelliği vardı.
7 erkeğin arasında, kendini dünyaya ve fanlara kabul ettirmek için, çektiği o kadar zorluğu...
➕ Merhabalar, yeni bir bölüm ile yine, yine ve yeniden tekrar karşınızdayım. 🤍 Yeni bölüme geçmeden önce sizlerle anlaşmaya varmak istediğim bir konuya değinmek istiyorum. 😊
➕ Kitabın yeni yayımlanıyor olması dolayısı ile fazla okuyucusu yok fakat okuyanlardan ricam, vote vererek ve birkaç kelime bile olsa yorum yazarak kitap hakkında, kurgunun gidişatı hakkında düşüncelerinizi belirtmeniz. En başından beri söylediğim gibi saygı çerçevesinde ve güzel bir dille yapılan eleştirilere de açığım. Bu, benim kalemimi ve kitabımı geliştirmeme yardımcı olacaktır, dolayısıyla size daha güzel, daha kaliteli yazılmış bölümler sunmamı da sağlayacaktır. 🌸
➕ Size bildirmek istediklerim bu kadardı, artık yeni bölüme geçebiliriz...
➕ Bölüm Şarkısı ; Magic Shop - Bts
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️〰️
Areum ;
Burnuma gelen güzel kokular ve kulaklarımı dolduran kahkahalar ile gözlerimi, hayatımın boş sayfalarından birisini daha doldurabilmek adına, yeni güne araladım. Uykulu gözlerimi, duvarda asılı duran saate çevirdim. Saat, tam 13:00'ı gösteriyordu. Dün, bugünün tatil günümüz olmasından cesaret alarak, çocuklarla bayağı bir sohbet etmiş ve geç uyumuştuk. Dolayısıyla da uykumu alıp, ancak kalkabilmiştim.
Yüzümü iyice ayılabilmek için sıvazlayıp, yataktan çıkacakken kapımın tıklatılması ile kısa bir an durakladım. Hemen ardından Jungkook Hyung'un sesi kulaklarıma doldu.
"Areum, uyanık mısın? Müsaitsen gelebilir miyim?"
Gözlerimi ovalayıp, bedenimi gevşetmek amacı ile gerindim ve onun sorusunu cevaplandırdım.
"Gelebilirsin, müsaitim."
Onayımdan sonra o, kapıyı yavaşça açarak odaya girerken, bende panduflarımı ayağıma geçirmekle meşguldüm. Bakışlarımı kapıda pijamaları ile dikilen 'Golden Maknae'ye çevirirken, o da uykudan yeni kalkmasının etkisi ile hala şiş olan gözlerini bana çevirmişti.
"Günaydın Bambi. Jin Hyung, kahvaltı hazırlamış. Elini, yüzünü yıka ve aşağıya gel hemen. Hepimiz başlamak için seni bekliyoruz."
Söyledikleri ile kendimi, gözlerimi devirmekten alıkoyamadım. Jungkook Hyung, gözlerimin büyük olduğunu ve -her ne kadar ben benzetemesem de- bir ceylanın gözlerine benzediğini söyleyerek bana 'Bambi' lakabını takmıştı. Ne kadar uyarırsam uyarayım, bana böyle seslenmesini engelleyememiştim, bu yüzden bende onu uyarmak yerine lakabıma alışmayı tercih etmiştim. Sonuç olarak, alışmayı tercih ettiğim bu lakap, hem üyelerin hem de hayranlarımızın, benimle bütünleştirdikleri bir lakaba dönüşmüştü.
