⋄Geçmiş⋄
Jungkook'un en sevdiği şeylerden biri de güneşli açık havalarda kaykay kaymaktı. Sonunda kenarları aşınıp tuğlaları gözükmeye başlayan apartmanın köşesinden döndüğünde sürekli geldiği ancak hiç bıkmadığı o yere ulaştı, kaykay parkı.
Yoongi ise kaldırımda oturmuş onu bekliyor, farkında olmadan da küpesiyle oynuyordu. Hardal ceketini beline bağlamış olan Jungkook onun önünden hızla geçtiğindeyse yavaşça ayağa kalktı.
"Hey Yoongi! N'aber?"
Jungkook'un biraz ileri gidip geri dönmesi gerekmişti fakat siyah saçlı için o kaykayı bu hızda kullanırken kısa sürede durdurabilmek bile büyük bir başarı sayılırdı.
"İyi sanırım. Senden?"
Yoongi istemsizce annesinin sardığı elini arkasına sakladı, Jungkook'un endişelenmesini ya da daha da kötüsü evde bundan dolayı katlanmak zorunda kaldığı azarları öğrenip suçlu hissetmesini istemiyordu.
"Çok acıdı mı? Özür dilerim."
Maalesef Yoongi bunda biraz geç kalmıştı ve saçlarını düzeltmekle meşgul olan Jungkook sarılı elini çoktan fark etmişti.
"Yok. Önemli değil, gerçekten. Acısı geçti zaten."
Yoongi küçük bir iç çekti. Uzaklara bakıyordu, Jungkook'u endişelendirdiği için de çoktan kendisine kızmaya başlamıştı.
"Tamam, süper o zaman! İkinci kaykay dersine hazır mısın?"
Ancak karşısındaki bu durumu hiç önemsemeyip siyah saçlıya heyecan dolu gözlerle bakmaya başladığında şaşkındı çünkü Yoongi etrafındakilerin her şeyi bir probleme dönüştürmesine alışkındı. Tuhaf bir şekilde Jungkook gerçekten de göründüğü gibi çoğu şeyi kafasına takmıyordu.
"Değilim ama... Hiçbir zaman tam anlamıyla olacağımı zannetmiyorum."
Kumral saçlı kafasını aşağı yukarı sallayarak ona onay verdi.
"Haklısın, zaten hiç kimse hiçbir zaman olmaz. Ben bile."
Jungkook onun sözlerine pek inanmamış olan Yoongi'ye yanına gelmesini işaret ederken bir yandan da tek ayağıyla kaykayını ileri geri hareket ettiriyordu, Yoongi ona doğru adımlarken kumral saçlıdaki bu enerji nereden geliyor acaba diye içinden geçirmeden duramamıştı.
"Hadi, hazırsan başlıyoruz."
Her ne kadar Yoongi'nin hazır olup olmadığını kontrol etme nezaketinde bulunsa da ikisi de bunun bir öneminin olmadığını biliyordu, başlamışlardı. Kumral saçlı, ona vereceği eski siyah kaykayı yere yerleştirip biraz kontrol etti; sonra da kendisine doğru yavaşça ayağıyla ittirdi. Dünkü deneyiminden sonra Yoongi'nin içinde hala bir korku varlığını sürdürse de ilginç bir şekilde bu korku hiç binmediği zamanlara kıyasla daha azdı.
Siyah saçlı bindiği kaykayda dengesini sağlamaya çalışırken kafasına geçirilen şeyle az kalsın düşüyordu, neyse ki Jungkook onu kolundan tutarak dengesini yeniden sağlamasına yardımcı oldu.
"Bu sefer düşmediğinden emin olmalıyım diye düşündüm."
Jungkook kafasındaki kaskı az önce kendisine hiç haber vermeden yerleştirdiğine göre Yoongi bundan çok da emin olabileceğini zannetmiyordu. Yine de onu bozmak istemedi, Jungkook dirsekliklerini geçirirken de hiç sesini çıkarmadı.
"Şimdi başlayabiliriz!"
Jungkook oldukça mutlu ve heyecanlıydı. Kaykay kaymayı çok sevdiği belliydi, kendisine bir şey öğretmek de onun için yeni ve hoş bir tecrübe olmalıydı. Bu Yoongi'yi biraz daha rahatlattı, az bir zaman boyunca da olsa korkusu geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asteria જ yoonkook
Fanfiction"İlk parçanın adı Asteria." Siyah saçlının parmakları tellerde geziniyordu. Şarkı başlamıştı: Asteria.