Odadan bir ses geldi Oğuz sabah sabah ne yapıyordu ki bakmak için kalktığımda elinde bıçak siyahlar içinde bir kadın ayakta durmuş bana bakıyordu, telaş içinde kalkıp sen kimsin diye sordum. Soruma cevap vermeden bıçağı koluna sapladı. Kolundan kan akarken acı bir tane kahkaha patlattı ve kayboldu kapı açıldı Oğuz yanıma gelip ne olduğunu sordu cevap vermek için ağzımı açmıştım ki Oğuz o siyahlar içindeki kadına dönüşmüştü. Kadın ne diyecektin arkadaşına hadi bana da söyle diyerek iğrenç bir kahkaha daha attı. Bıçağı aldı ve kalbine sapladı kalbindeki kanın yüzüme fışkırması ile birden gözlerimi açtım, Oğuz bana sesleniyordu.
- Oğuz : Doğan kalk hadi kâbus görüyorsun.
- Çok kötüydü Oğuz dedim.
- Oğuz : Al şu suyu iç, sakinleş
- Saat kaç ?
- Oğuz : Daha çok erken sesinle uyandım. Uyu hadi Doğan günlerdir uyumuyorsun kendine işkence etmeyi bırak.
Oğuz odadan çıkarken anlamsız gözlerle dışarı baktım henüz güneş doğmamıştı. Sanki hayat durmuştu , uykum yoktu. Gözüm Eflah'ın kutusuna çarptı. Eflah'ı hastanede o halde bırakmanın üzerinden dört gün geçmişti. Onu özlediğimi fark ettim ne kadar kendime itiraf etmesem de Eflah benim eksik bir parçam gibiydi. Sürekli onu düşünüyor, çektiği acıları dindirmek istiyordum. İlk günlerde ailesini bulma umuduyla okuduğum defterini artık acılarını paylaşmak için okuyordum. Şimdi yine Eflah'ın defterini okumak istiyordum daha güneş doğmamışken tanımadığın bir insanın yazdığı defteri kim okurdu ki. Ben okurdum çünkü Eflah'ın hayatımda özel bir yeri vardı. Defteri elime aldım ve kaldığım yerden devam ettim.
O insanlar yıllarca bir yalan ile büyütmüşlerdi beni şimdi yalan söyleme sırası bendeydi onlara bu gerçeği öğrendiğimi söylemeyecektim. Evet dedemin ve diğer aile üyelerinin beni zorluklar ile büyüttükleri gerçekti. Dedem bana sahip çıkmıştı. Ama öğrendiğim bu gerçek emeklerinin yerine bende kocaman ve asla doldurulamayacak bir boşluk bırakmıştı. ALLAH bir kulunu dünyaya gönderirken onu koruması için anne ve baba adında iki tane koruyucu melek verirmiş. Ama benimm koruyucu meleklerim yoktu acaba ALLAH beni neden cezalandırmıştı.
Artık dedemin yüzüne bakmak istemiyordum çünkü yıllarca beni bir yalanla büyütmüştü , dedem olduğunu bildiğim bir adama nasıl baba diyebilirdim. Teyzemle de artık konuşmak istemiyordum yıllarca beni büyütürken nefret ve içindeki zehiri de büyütmüştü. Sabah hava almak için evden çıkarken dedem kızım nereye gideceksen seni ben bırakayım dedi. Hayır dedim sadece Ama her zaman gideceğin yere seni benim bırakmamı isterdin dedi. Ona babamın beni bırakmasını isterdim dedemin değil demek istedim ama kelimelerimi yutmak zorunda kaldım evden çıktım. Uzun bir süre ağladım ağlamaktan asla utanmazdım ağlayan birine de yeter artık ağlama demezdim ağlamasına izin verirdim çünkü ağlamak birikmişliklerimize iyi gelirdi. Artık gerçekten o eve dönmek istemiyordum. Ama gidecek bir yerim de yoktu Çaresizce eve döndüm kimseye görünmeden odama gidecekken biri Eflah diye seslendi bana bu ses yıllarca hasret kaldığım artık unutmak üzere olduğum bir sesti bu annemin sesiydi kafamı kaldırıp baktığımda annem karşımdaydı. Elimdeki çantam yere düştü fısıltı halinde anne dedim. Koşarak sarıldı bana kollarım onu o bir daha gitmesin diye sarmak isterken ben kollarımın bu isteğine karşı geldim. Annemin kokusu, hasret kaldığım o koku ciğerlerimi yakarken annemin bana yaptıkları aramıza duvar örmüştü ben o duvarları yıkamıyordum. Annemden uzaklaşıp çantamı aldım odama giderken bana sen beni özlemedin mi ? diye sordu "seni çok özledim anne hemde çok" diyemedim sorusuna cevap vermeden yürümeye başladım. Bak Eflah sana kardeşini getirdim dedi bu son cümlesi dünyamı yıkmıştı. Küçük kızına baktım sen beni tercih ettiğin adamdan peydahladığın bu p*içine kardeşim mi diyorsun dedim. Annem bu ağır konuşmama dayanamayıp tokat atmak için yanıma geldi dur orada anne dedim. Annem büyükannem'e dönerek ben sana kızıma sahip çık dedim anne onu doldurup bana karşı düşman yap demedim anne dedi . Ben yeter artık anne dedim yaptıkların için kimseyi suçlama artık vazgeç bu huyundan dedim. Sen beni bırakıp giderken yüreğin sızlamadı mı ? dedemi babam teyzemi ablam diye tanıtırken bana hiç mi ALLAH'TAN korkmadın anne dedim. Ağzını konuşmak için açtı ama ben izin vermedim. Ben de senin bu küçük kızın gibi olmak isterdim , annemin elini tutup dedemlerde gelmek isterdim, anne yarım olan kadına sarılıp teyze demek isterdim sen bu haklarımı elimden aldın anne neden yaptın bana anne dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•~•𝑬𝒇𝒍𝒂𝒉 •~•
RomanceO yemyeşil ıssız araziyi beyaza bürüyen kar artık kan gölüydü evet kıpkırmızıydı kızımın kanlı ellerini görebiliyordum, karımın çığlıklarını duyabiliyordum, evet onlar orda beni bekliyor kızım babasını bekliyor,onları kaybedemezdim ormanlığa giden y...