Eflah'ın hastaneden taburcu edilmesi üzerinden günler geçmişti. Oğuz'un kız kardeşi Eflah'ın yabancılık çekmemesi için elinden geleni yapmıştı ama Eflah'ın asla yıkılamayacak bir duvarı vardı. Oğuz Eflah'ın defterini getirmişti ama ne Eflah'ın defteri isteyeceği cesareti vardı ne de benim defteri ona verme cesaretim vardı. Eflah hasta yatağından çıkmıştı, yaptığı tek şey gün boyunca dışarıyı izlemekti. Karşısına oturup onu izledim, bazen onu izlediğimde karıma benzetirdim yüz hatlarını, bakışlarını. gözlerine hüzün, omuzlarına yorgunluk çökmüştü gözlerini kapattığında gözyaşları aktı o ağlamaktan asla çekinmezdi.
- Hep böyle mi devam edeceğiz ?
yanlış anlamasından korkup devam ettim.
- Sen hep ağlayacaksın ben ise seni hep izleyeceğim.
cevap vermedi onu konuşturmak çok zordu. Sinirle bana döndü ama kırgın ve yorgundu aslında.
- Eflah : Neden bana yardım ediyorsun ? kazadan kurtardın, günlerce uyanmamı bekledin ve günlerdir evine almış iyileşmem için uğraşıyorsun . Neden ? neden ? neden ?
Sesi giderek yükselmişti oturduğu yerden ayağa kalkmıştı.
- Eflah : Tüm bunları yaparak yardım ettiğini mi düşünüyorsun ? O gün ölmeme izin verseydin acılarım dinerdi ve o zaman yardım etmiş olurdun şu an bu yaptıklarının hiçbiri doğru değil, iyi değilim.
Cümleleri kalbime bıçak gibi saplanmıştı şu an sinirden saçmalıyordu. Ama onun gözünden bakınca haklıydı, yaşamasına yardım ederek en büyük kötülüğü ben yapmıştım ona. Aramızdaki mesafeyi kapatarak önümde diz çöktü.
- Eflah : Senden , bir başkasından , defterde ki o insanlardan bir şey beklemiyorum anlıyor musun ? Hayır anlamıyorsun.
Yanına diz çöktüm elimi omzuna koydum. O gerçekten acı çekiyordu.
- Peki Efe ? Ondan da bir şey beklemiyorsun ama onun için evinden kaçtın yollara düşüp kaza geçirdin .
Önüne eğdiği başını kaldırıp yorgun gözleriyle gözlerimin içine baktı.
- Eflah : Benim de sizden farkım yok onu ben kendi ellerimle gönderdim. Ben çok kötü biriyim iyi olan hiçbir şeyi hak etmiyorum. Efe'ye iyi gelmiyorum ama onu çok seviyorum o olmadan yaşamak çok zor. Bende herkes gibi bencil davranıp onu kendi mutluluğum için kullanmak istiyorum kontrolden sonra gidip onu bulacağım.
- Tek başına mı? Elinde onun hakkında bir bilgi olmadan mı? yüzünü hiç görmeden mi ?
- Eflah : Sana söylemiştim değil mi? Sen beni sadece yazdıklarımı okuduğun kadar tanıyorsun işte diğer insanlara benzeyen bir yönün daha " Hayat bildiklerinizden ve yaşadıklarınızdan ibaret değil"
" Hayat bildiklerinizden ve yaşadıklarınızdan ibaret değil" kendimden yaşça küçük bir kızdan bir şey öğrenmiştim.
- Efe'yi bulmanda yardım edeceğim. Geçmişine müdahale edemiyorum ama geleceğine yön vereceğim söz veriyorum.
Eflah başını iki yana sallayarak ayağa kalktı gözyaşlarını sildi.
- Eflah : Aynı hatadasın , senden yardım istemedim. Bir şey de beklemiyorum o kadar konuştum beni anladın sandım.
- Seni dinledim çünkü söylediklerin bende çok değerli sen de beni bir kez olsun dinle , belki sevmedin beni belki senin için yaptıklarım umrunda değil ama yanıma otur ve dinle beni.
Onaylarcasına başını salladı yanıma oturdu.
- Yaşına rağmen çok acı çektin biliyorum ama bende yaşıma göre az şey yaşamadım. Seni yaşına göre küçümsemem aksine beni çoğu kişiden daha iyi anlarsın. Bundan 11 yıl önce Doğan Demirel'in herkesin sahip olmak isteyeceği bir hayatı vardı. Eksik olan tek şeyi hayatını beraber geçirebileceği biriydi. Sevdiğim biri vardı ama sinir hastasıydı. En mutlu anlarında bile sinirlenecek bir şey bulurdu. Ben bu sorununu beraber aşacağımıza inanıyordum. Onu sahiplendim evlendim. Çok mutluyduk onu mutlu etmek için elimden geleni yaptım başardım da annem ve kız kardeşim karıma olan bu ilgimi çekemediler ve bu emeklerimi boşa çıkarmaya çalıştılar. Bu yüzden ailelerimizle aramıza mesafe koyduk. Bir kızımız oldu karımın iyileştiğine inandırıyordum kendimi ama iyileşmediğini biliyordum. Sevdiğine toz konduramamak misali. Kızım 6 yaşındaydı bir gece dışarı çıkmıştık kızımın elindeki içecek biraz karımın elbisesine döküldü başta fazla tepki göstermedi ama eve dönüşte kızımı camdan atacağını söyleyerek korkuttu beni , bende arabayı durdurdum hava alması için arabadan indirmeye gidecekken arabayı çalıştırdı ve şarampole yuvarlandılar. Onlar aşağı yuvarlanıyordu benim ise elimden gelen bir şey yoktu arkalarından indim onları kurtaramadım . Ben katilim o kadını iyileşebilirdim hayatını kurtarmak isterken mahvettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•~•𝑬𝒇𝒍𝒂𝒉 •~•
RomanceO yemyeşil ıssız araziyi beyaza bürüyen kar artık kan gölüydü evet kıpkırmızıydı kızımın kanlı ellerini görebiliyordum, karımın çığlıklarını duyabiliyordum, evet onlar orda beni bekliyor kızım babasını bekliyor,onları kaybedemezdim ormanlığa giden y...