・。・
izuku'nun anlatımından:
sessiz, sakin, huzurlu bir yaşam sürerken hayatım bir anda nasıl böyle olmuştu? ben hangi akılla katsuki'ye yazmıştım ki, ona yazmasaydım bunların hiçbiri olmayacaktı. tabii ki pişman değildim ama annesi sinirimi bozuyordu. beni kızımla nasıl tehdit edebilirdi ya? nasıl!? canına mı susamıştı? beni kızımdan kimse ayıramazdı.
"oh, yemekler harika! güzel olduğun kadar marifetlisin de."
bayık gözlerle katsuki'ye tıpatıp benzeyen kadına baktım. iştahla önüne serdiğim yemekleri yiyordu. katsuki ile enaki'yi evden postalamış bayan bakugou'yu eve çağırmıştım. şimdi de birlikte yemek yiyorduk. yüz ifadesi bile o kadar sinirimi bozuyordu ki kadının boğazına yapışmamak için kendimi zor tutuyordum. ukala.
sahte gülümsemelerimden birini gönderdim. "sizi buraya neden çağırdığımı tahmin ediyorsunuzdur."
kenarda duran peçeteyle dudaklarını silerek bana baktı. katsuki'nin gözleri beni içine çekerken annesinin gözleri itiyordu. kızımın gözleri neden kırmızıydı ki? geninin bu kadından gelmesi istemsizce midemi bulandırmıştı. "evlilik meselesi olmalı. ne konuşmak istiyorsun bakalım? oğlum ile torunumu gönderdiğine göre önemli bir konu olmalı. torunumu görmek isterdim."
hah! torununu geçtim sana oğlunu bile göstermeyeceğim! ne katsuki ne de enaki, senin gibi birinin hayatımızda yeri yok. yaptıklarından sonra hâlâ nasıl oğlum diyebiliyordu? annelik öyle olmazdı, değildi. bir anne evladına kıyamazdı ki. saçının teline zarar gelse dünyaları yıkardı. ama bu kadın... sizin gibi bir aileye düştüğü için katsuki'ye üzülüyorum. en azından şimdi gerçek bir aileyi tadabiliyordu.
"katsuki'yle evlenmeyeceğim. ve siz kızıma elinizi bile süremeyeceksiniz. neden oğlunuzun hayatına karışmayı bırakıp kendi kefen paranızı biriktirmeye başlamıyorsunuz? yaşınız gereği yapmanız gereken şey bu."
kahkaha atarak oturduğu sandalyede geriye yaslandı. komik miydi şimdi bu? dediklerimde gayette ciddiydim. tamam, o kadar da yaşlı değildi. hatta şöyle bakınca çok güzel bir kadın olduğunu söyleyebilirdim. ama karakteri öyle çirkindi ki güzelliğini örtüyordu.
"ah, tatlı omega. ağzın güzel laf yapıyor. yatakta da oğlumu tatmin edebiliyor musun bakalım?"
ha!? neler diyordu böyle!? cidden hayatımda bu kadar aşağılık birisi görmemiştim! sol gözüm sinirden seğirmeye başlamış kaşlarım sinirle çatılmıştı. "oğlunuza sormaya ne dersiniz? o bunu benden daha iyi biliyordur. söylediklerimde ciddiyim bayan bakugou. bizimle uğraşacağınıza kendi işlerinize bakın."
yüzündeki sinir bozucu gülümseme daha da yayılmıştı. dizlerimin üzerinde varlığını sürdüren elim deli gibi titriyordu. çatalı alıp gözüne batırmamak için zor duruyordun. katsuki, annen böyleyken sen nasıl bu kadar masum olabilirsin? insan bu kadının yanında delirirdi. kocasına acıyordum şu an! kocasının ne bok olduğunu bilmiyordum gerçi. bok boka baka baka kararır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
culaccino - bakudeku
Fanfictionbakudeku [omegaverse, yarı texting, özgünlüksüz au] alfa katsuki x omega izuku +81**: bakugou katsuki, seni boktan alfa. geçen yaz bir kızın oldu, tebrik ederim. baba oluşunu kutlayalım istersen, ha? (görüldü) 📌uyarı: karakterlerin hepsi reşitti...