✍
izuku'nun anlatımından:
"katsuki, yeter."
"ama bebeğim..."
yeminle daraldım, şuraya bayılacağım. o bilmem kaçıncı açıklamasını yaparken bezmiş bir ifadeyle suratına bakıyordum. söyledikleri bir kulağımdan giriyor diğerinden çıkıyordu. kaç gündür aynı şeyleri söylüyordu. hayır, ben salak mıydım? bilmiyor muydum yapmam gerekenleri? suratına yapıştırasım vardı da kıyamıyordum.
enaki, şeftali reçelim. al şu babanı başımdan, ne olur. "...nefes alırken bile dikkatli olman lazım. düzenli nefes almazsan ne olur? bebeğimiz zarar görebilir. şimdi nefeslerini-"
"katsuki, şimdi ben sana bir dalacağım; göreceksin düzenli nefes almayı! kalp hastası mıyım ben? uzak dur benden, manyak alfa!"
sinirle feromonlarımı tutamazken hızla ayağa kalkarak enaki'nin yanına gittim. katsuki de arkamdan dikkatli olmam gerektiğine dair bilmem kaçıncı nutuğunu çekiyordu. tanrı aşkına, sadece hamileydim. bu hisleri ilk defa tadıyordu, biliyordum. yine de fazla abartmıyor muydu? fazla ilgiden bayılacaktım, az kalmıştı. rahatlamam için durmaksızın feromon salgılıyordu. bundan kesinlikle şikayetçi değildim. ıslak toprak kokusu beni mayıştırıyor, huzura boğuyordu. yine de her şeyin fazlası zarardı. üstelik hamileydim. onu daha yoğun arzulamama sebep oluyordu. cinsellikten nefret eden biri olarak bu durumun hoşuma gittiği söylenemezdi.
sayıları öğrenebilmesi için aldığımız oyuncakla oynayan enaki'nin yanına oturdum. renkleri çoktan öğrenmişti. o kadar hevesliydi ki yeni şeyler öğrenmeye. hemen kavrıyor, durmak bilmeden yenilerine atılıyordu. kesinlikle onunla gurur duyuyordum. aynı annesi işte. babasına çekmese bari. katsuki'nin salaklıkları bana yetiyordu da artıyordu. enaki'ye hamileyken çok zorluk yaşadığım söylenemezdi. ağrılarım, sancılarım normale göre az olıyordu. ama çok fazla aşeriyordum. ve aşerdiğim şeyin tadına bakmadan asla aklımdan atamıyordum. ta başından belliyi enaki'nin bu kadar inatçı olacağı. umuyordum ki bu hamileliğimde güzel, acısız ve sorunsuz geçerdi.
feromonlarım yüzünden yüzü buruştu, dolmuş gözleriyle bana baktı. ah, hayır. sana sinirli değilim bebeğim. sinirli feromonlarımdan kendisine kızdığımı düşünmüştü. gülümseyerek feromon salgılamayı kestim, kucağıma aldım minik bedenini. gerçekten de çok hassastı. belki de daha bebek olduğu içindi, bilmiyordum ama bize olan bağlılığı çok hoşuma gidiyordu. üçümüz de birbirimize tutunuyorduk. birimiz elini bıraksa her şey yerle bir olacak gibiydi. bundan korkuyordum. enaki'yi bırakmazdım, o benim bebeğimdi. ama katsuki gidebilirdi. aslında gideceğini sanmıyordum, gözlerindeki parıltıyı görebiliyordum. yine de geleceği bilemezdim.
"hop, sakin ol bakalım. ağlamak yok. sana sinirli değilim, bebeğim. sadece baba biraz yaramazlık yaptı, ona kızdım."
dolmuş gözlerini ellerimle sildim. küçük kollarını boynuma doladığında sımsıkı sarmaladım vücudunu. boynuma sarılabilmek için ayağa kalkmış, bacaklarıma basıyordu. ama ben seni yerim ki. "anne babayı şevmiyoy mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
culaccino - bakudeku
Fanfictionbakudeku [omegaverse, yarı texting, özgünlüksüz au] alfa katsuki x omega izuku +81**: bakugou katsuki, seni boktan alfa. geçen yaz bir kızın oldu, tebrik ederim. baba oluşunu kutlayalım istersen, ha? (görüldü) 📌uyarı: karakterlerin hepsi reşitti...