5.BÖLÜM: YARALI

24 1 0
                                    

Hapishanede olay çıkmış, Mert ile Serdar yaralanmıştı.
Mert'ten...
Ben nasıl böyle bir hata yaptım? Denize düşerken yılana sarıldım resmen. Peki şimdi ne olacaktı. Ölecek miydim? Hayır, aslında hafif yaralıyım. Ama ölüm korkusu üzerime bulaşmamış değildi. Sanki üzerimde ateşten gömlek vardı. Onu çıkartınca herşey bitecekti. Ama çıkartamıyordum. Annem ile babamı özlemiştim.
Acaba Serdar'ın durumu nasıldı? İyi miydi yoksa kötü müydü? Onun hayat hikayesi de benden farksızdı. Küçükken babası annesini öldürmüş ve bir süre yetimhanede kalmıştı. Sonra 18 yaşına geldiğinde felçli annesini yanına almıştı. O da olayların bu raddeye geleceğini tahmin etmemişti. Yoksa hayatta sonu belli olmayan bir maceraya atılmazdık.
O piç kurusu olan kuyumcu resmen bizi tuzağa düşürmüştü. Acaba Toygar aşiretinin üyeleri ne zaman bizi öldürecekti? Orası muamma idi.
_Doktor bey, yemekler nerede?
Karnım acıktı. Canım lahmacun istiyordu. Ama bu hastane köşesinde lahmacun ne arasın? Bu arada yanımdaki hasta da taburcu olmak üzereydi. Acaba yeni arkadaşım kim olacaktı? Onunla çok iyi anlaşmıştık. Adı Denizdi. O da benim gibi 15 yaşındaydı. İsminin Deniz olduğuna bakmayın erkekti. Bir arkadaşı tarafından iftiraya uğramış ve linç edilmişti. Hafif yaralanmış ve bu odadan kurtuluyordu. Acaba onu yeni hayatında neler bekliyordu? Ailesi tekrar onu kabul edebilecek miydi? Allah'tan aklanmıştı. Ama mahallesi onu nasıl aklayacaktı bilinmez... Ben biliyorum aklamayacaklar, çünkü aynı iftiraya ben de uğramıştım. Bir çocuk bir çocuğu öldürebilir miydi? Bence öldüremezdi. Çünkü o da çocuktu. Onu anlardı. Ama annem beni anlamamıştı. Babam ise bana güvenmişti. Ama sonradan o da beni terketmişti. Zaten annem ile babam da o olay yüzünden boşanmıştı. Bana bu ailede yalnızca amcam güvenmişti.
_Ne istemiştiniz?
_Su. Sadece su...
Yemek saatine 2 saat vardı. Bu yüzden sadece su istemiştim.
_Hemen getiriyorum efendim.
Bu doktor bile bana ailemden daha fazla saygı duyuyordu. Çünkü bana "efendim" diyordu. Neyse... O doktoru bir daha göremeyeceğime göre çok ta fazla şey etmemek lazımdı. Birden gördüğüm manzara çok korkunçtu. Babam mıydı o? Galiba yaralanmıştı. Birden "Baba" diye bağırdım. Galiba yaralanmıştı.
_Oğlum...
_Baba ne oldu sana böyle?
_Oğlum ben anneni öldürdüm. Sonra kendime zarar vermeye kalktım. Ama olmadı, yapamadım. Çok pişmanım velayetini alamadım oğlum... Amcandan Allah razı olsun sana çok güzel bakmış. Affedebilecek misin?
_ Tabii ki baba... Sen benim babamsın nasıl affetmeyim, dedim ağlamaklı ses tonuyla. Acaba Serdar'ın başına nasıl birşey gelmişti. O da benim gibi hafif yaralanmış mıydı? Yoksa durumu kötü müydü?
_ Oğlum evine geri dönecek misin?
_ Dönemem baba... Dönemem.
_ Neden?
_ Çünkü ben başkasının yerine geçtim baba. Kimliğim kaybolmuş.
Babam bunun üzerine dayanamaz, hemen ağlar. Ah annem ah sen beni hiç sevmedin ki! Sevseydin böyle mi olurdu? Belki olmazdı. Belki de olurdu bilmiyorum. Ama dermanım kalmadı ölüyorum galiba...

ÖLESİYE MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin