4.BÖLÜM: TEHLİKE

25 1 0
                                    

Mert ile Serdar, yerine geçtikleri iki kardeş hakkında her şeyi öğrenmişti. Bu iki kardeşin suç dosyası kabarıktı.
_Nasıl tutunacağız bu şehirde? Ben Ankara'yı çoktan unuttum.
_ Tabii ki suç işleyerek... Sonra hapse girip güvende olacağız.
_İyi de nasıl? Serdar, karşısındaki kuyumcuyu göstererek:
_ Benim elimde silah var. O silahla kuyumcuyu soymuş gibi yapacağız. Sonra polis bizi yakalayacak, dedi.
_ Peki ben ne yapacağım?
_ Sen sadece kuyumcuyu oyalayacaksın.
_Tamam...
Serdar biraz düşündü, taşındı. Sonunda kuyumcuyu soymaya karar vermişti. Ancak yine de endişeliydi. Ya o adamlarla hapiste karşılaşsaydı? Bu ihtimali düşünmek bile istemiyordu.
_ Kaldır ellerini bu bir soygundur!
Kuyumcu ne yapacağını şaşırmıştı. Çünkü ölmek istemiyordu. 2 yaşında erkek bir çocuğu vardı. Onun yetim diye anılmasını istemiyordu.
_ Tamam size zorluk çıkartmayacağım.
_ Kes sesini! Lafla peynir gemisi yürümez. Çabuk paraları ver yoksa ölürsün.
Kuyumcu bir yandan paraları vermeye çalışırken diğer yandan da bu hırsız ikiliden kurtulmaya çalışıyordu. Aklına bir fikir geldi. Bir yandan hırsızları oyalayıp diğer yandan onların silahını almaya çalışıyordu. Ve başardı da...
_ Verin kimlikleri... Polisi arayacağım.
Kuyumcu kendi dükkanına gelen hırsız cahillerin kim olduğunu öğrenmek istiyordu. Kendisine çok güveniyordu.
_ Evet bakalım niçin soymak için benim dükkanı seçtiniz?
_ Abi vallaha özür dileriz. Amacımız bu değildi.
_ Peki neydi o zaman pezevenkler?
_ Abi kimliklerimiz sahte bakma.
Mert ise çok endişeliydi. Ama yine de hapse girmeye değerdi. Çünkü ailesini bir daha görmek istemiyordu. Yalnız tereddütleri vardı. Amcasının bu anı görmesini hiç istemezdi.
_ Verin kimlikleri dedim size...
_ Tamam abi.
Serdar da en az Mert kadar endişeliydi. Çünkü Çin'e gitmekteki amacı bu değildi. Amacı tabii ki annesini iyileştirmekti. Annesi bu halini görseydi kesinlikle kahrından ölürdü.
_ Demek ki sizler Yuva aşiretinin iki serserisi adına sahte kimlik aldınız.
İkisi de kafa sallayarak:
_ Evet, dediler.
_ Ben de onları arıyordum. Çünkü onlar benim emmioğlumun çocuklarını öldürdü. Onlar nerede?
_ Vallahi bilmiyorum abi.
_ Peki sen küçük adam?
_ Ben de bilmiyorum abi.
_ O zaman ölmeyi hakkettiniz. Ya da siz onların yerine geçmeye devam edin ben polis çağırayım.
_ Sağolasın abi.
Kuyumcu içinden:
_ Bunlar deli ya... Ölmek istemiyorlar ama sürünmek istiyorlar. En iyisi polisi arayım, dedi.
...
_ Sonunda hapisteyiz!
Mert, hapse girdiğine çok sevinçliydi. Artık bu zengin mutsuz hayatına bir dur diyecekti. Arkadaşı Serdar ile birlikte kendini daha güvenli hissediyorlardı. Yanlarına birisi gelmişti.
_ Siz neden içeriye girdiniz kardeş?
_ Hırsızlık...
_ Demek ki onlar sizlersiniz. Kuyumcu Adem'in selamı var.
Mert ile Serdar'ın korktukları başlarına gelmişti. Ve o an...

ÖLESİYE MUTLULUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin