18. Karar

292 40 9
                                    

İyi okumalar...


"Jimin?" Jimin'in bakışları masaya yaklaşan çocuğu buldu. "Bora gelmiş diye duydum. Senin için mi döndü?"

"Seungjae, kendi işine mi baksan?" Jungkook'un yumruğunu sıkarak konuşmasına kaşlarını çattı çocuk.

"Ben Jimin'le konuşuyordum Jungkook. Seni ilgilendiren bir konu göremiyorum burada. Jimin'in aşk hayatına Bora varken fazlasıyla maruz kaldık. Merak etmek hakkımız değil mi?" Jimin dudaklarını gitmesini söylemek için araladı. Ancak ondan önce olaya bir başkası müdahale etmişti.

"Jimin'in aşk hayatının ağzının ortasına çakmasını istemiyorsan merak etme bence." dedi kalın bir ses. Kısa boylu gözlerini yeniden önündeki kahveye çevirmişti. Bora hakkında konuşmak bile boktan zamanları hatırlatıyordu ona. Taehyung'u bu çukura sokmayı istememişti, oysa kız çoktan okulda dolaşıp Jimin'i o dönem tanıyan herkese kendini göstermişti.

"Siz çıkıyordunuz değil mi?" diye sordu Seungjae işaret parmağı Jimin ve Taehyung arasında hareket ederken. Taehyung ona sertçe omuz atmış, sevgilisinin yanına oturmuştu.

"Git saz arkadaşlarına söyle, eğer Jimin'i bu konuda bir kez daha sıkıştırdığınızı görürsem canınızı çok pis yakarım. Duydun mu beni?" Seungjae surat assa da ortamı terk etti. Esmerin bakışları hızla Jimin'e döndü. "Güzelim? İyi misin?"

"İyiyim Taehyung. Korunmaya ihtiyacım yoktu." Soğuk ses tonu afallatırken tereddütle ona cevap verdi.

"Jimin, ben korumak için yapmamış..." Sözü bıçak gibi kesildi.

"Yapma Taehyung. Tamam mı? Karışma benim geçmişimle ilgili hiçbir şeye." Onun kahvesini alıp tek dikişte kafasına diken çocuk şaşırtmıştı. Kahve kaynar olmasa da sıcaktı, boğazı yanmış olmalıydı. "Ya o sıcaktı, neden diktin kafana? Delirdin mi sen?"

"Jimin, bak o gün anlatmadan çekip gittin zaten. Ne olduğunu bilmeden devam etmeye çalışıyorum. Seni anlıyorum, anlatmayışına ve aklından silmeye çalışmana bir lafım da yok. Ama bilmezsem sana nasıl yardım edeceğim? Anlatmayacaksan bile bana böyle davranma, lütfen." Oflayarak oturduğu yerden ayaklandı diğeri.

"Tek dileğim herkes gibi olmaman Taehyung. Herkes gibi bana bunu sorma, bunun hakkında konuşma ve beni bu konuda koruma. İlişkimize devam edeceksek edelim. Yok anlatmadığın sürece yapamam diyorsan da ayrılalım bitsin." Onun gibi ayağa kalktı sevgilisi de. Jungkook şaşkınlık içinde ikiliyi izliyordu.

"Bitirmek için ne zamandan beri bir bahaneye ihtiyaç duyuyorsun Jimin?" Gözleri doldu. Taehyung donuk gözlerini yüzünden ayırmazken dolan gözlerini ondan gizleyemedi turuncu saçlı.

O gün anlatmak hakkında çok düşünmüştü, ders sırasında hocanın anlattıklarının bir kelimesini bile dinlememişti. Anlatmak ve anlatmamak arasında gidip gelmesini engelleyemiyordu. Taehyung sevgilisiydi, ona aşık olmuştu ve ondan bir şey gizleme fikri aptalca geliyordu. Yine de bu geçmişti, değil mi? Taehyung bunu sorgulayacaksa daha önce takıldığı tüm kızları ona anlatması gerekecek demekti bu. Onu geçmişinden bir parça taşımaya zorlamamalıydı. Taehyung ekonomiden çıktığı kızı da Bora'dan ayrıldıktan sonra aynı gecenin farklı dakikalarında bir bar köşesinde öpüştüğü iki tarih öğrencisi kızı da bilmek zorunda değildi. Geçmişteki çapkınlıklarının mimarı yine geçmişte kalan Jimin'di. Aşık olduğunda her şeyin değişebileceğini o hayal edemezdi.

"Kim Taehyung, fazla oluyorsun." Ağzının içinde homurdandığı cümle Taehyung'un kulaklarına ulaşmış ancak Jungkook'a kadar gidememişti.

"Jimin neden anlatmıyorsun bana? Seni yargılayacağımı falan mı sanıyorsun amına koyayım? Sence umrumda mı geçmişte ne yaşadığın seni şimdi de etkilemediği sürece?" Jungkook oturduğu yerde dikleşip fısıldadı.

"Keser misiniz şunu? Herkes size bakıyor." Etrafına bir bakış attı Jimin. Kafeteryanın bir kısmı gözlerini ayaktaki ikiliye çevirmişti. Sonra az önceki gürültünün gitgide kısılan bir uğultuya dönüştüğünü fark etti. Mükemmel, şimdi tüm kafeterya onların kavgasının sonucunu merak ediyor olmalıydı. Topuklu ayakkabı sesleri, parke zeminde yankılandı. Jimin'in gözleri Taehyung'un arkasını buldu.

"Selam." Kız bakışlarını Jungkook'la kesiştirdi. "Selam Jungkook, görüşemedik uzun zamandır."

"Bora, benimle uğraşma seninle çok pis uğraşırım." Tehditkar tonu kızı ürkütmüş gibi durmuyordu.

"Aa, ne yapacaksın? Jimin'i benden kaçıracak mısın, yine?" Omuzlarını dikleştirip sözü aldı Jimin.

"Bora şu an hiç zamanı değil." Takma kirpiklerini kırpıştırdı ve eski sevgilisine döndü.

"Benden daha ne kadar kaçacaksın Jimin? Seneler önce yaptığının aynısını mı yapacaksın yoksa? Aklını kim karıştırdı sevgilim? Bu uzun boylu çocuk mu?" Taehyung'un kolunu refleksle tuttuğunda fısıldamıştı diğeri.

"Tae, lütfen bir şey söyleme. Cevap verme, görmezden gel. Lütfen." Bir adım geriye atıp susmasını beklediği çocuk kollarından birini Jimin'in beline sardı onu kendine yapıştırmak için. Dudakları turuncu tutamlara yumuşak bir öpücük bırakmıştı.

"Özür dilerim ama az önce beni terk etmenin eşiğindeyken şimdi istediğini yapmamı bekleyemezsin Park Jimin. Ağzımı açacağım ve inan bana çok ağır konuşacağım." Onu kendinden uzaklaştırdı ama arkasından ayırmamıştı. "Ne halt istiyorsun Jimin'den? Geçmiş bitmiş bir konuyu yeniden gündeme getirmeye utanmıyor musun? Üstelik onun bir sevgilisi varken."

"Bunun seni ilgilen..." Taehyung sesini yükselterek kızın lafını böldüğünde Jimin onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmemişti.

"Bu buradaki herkesten çok beni ilgilendiriyor çünkü uğraştığın kişi benim sevgilim! Bu yüzden bir daha Jimin'e yaklaşmaya çalışırsan o çıkıp geldiğin yerin kilometrelerce altına gönderirim seni!" Kız afallamıştı ama tek şaşıran o değildi. Jimin şaşkınlıkla Taehyung'un sırtını izlerken bir anda uzun boylu çocuk ona döndü.

"Tae." diye fısıldamakla yetindi alnını alnına yaslayan çocuğa. Taehyung gözlerini onun gözlerine dikmiş, ondan başka kimsenin duyamayacağı bir tonda mırıldanmıştı.

"Bir süre düşünüp ilişkimizin gidişatına bakmamız ikimiz için de en iyisi. İstemiyorsan seni benimle kalmaya zorlamayacağım, benimle olmak için beni araman yeterli, tamam mı? Unutma, ne olursa olsun seni çok seviyorum güzelim."

Sonra dudaklarına kuru ama içten bir öpücük bıraktı ve kafeteryadan çıkıp gitti. Onun bu ani gidişini Jimin dışında kimse anlamamıştı. Şimdi onunla ne yapmak istediği tamamen Jimin'e kalmıştı.


Biraz üzülelim çünkü neden olmasın?

God Damn ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin