12. Hırsız

369 60 23
                                    

İyi okumalar...


"Yah Kim Taehyung!" Telefonundan başını kaldırıp koridorun ilerisinden gelen sese döndü Taehyung'un gözleri. Yürüyen birkaç kişi de durmuştu bu bağırışın etkisiyle. Sinirli bir ördeğin kendine doğru yürüdüğünü görünce gözlerini yumdu. Belki duymamış gibi yaparsa geçip giderdi, değil mi? Ancak sesin sahibi tam karşısına dikilmişti. "Gözünü kapatınca görünmez olduğunu mu sanıyorsun aptal?"

"Ya ben acaba sabahın 9'unda neden hakaret işitiyorum şu an? Ben ne gibi bir günah işledim ya?" Gözlerini yukarı dikerek sorduğu sorulara Jimin kaşlarını çatmıştı.

"Bana bak, benimle konuşsana. Nereye bakıyorsun öyle?" Taehyung'un işaret parmağı tavana doğrulunca Jimin de başını kaldırmıştı.

"Tavandaki floresanlara diyordum ya, ben ne yaptım da kafama düşmüyorsunuz şu an diye. Nereye bakacağım Jimin? Göğe bakıyorum ve Tanrı'yla konuşuyorum." Omzuna sert bir tokat yedi. "Ya, bu ne içindi?"

"Varlığı kanıtlanmış bir şeyle konuşman içindi. Ben buradayım, bana söylesene ne söyleyeceksen." Taehyung ellerini cebine soktu.

"Ne oldu Jimin? Sabah sabah neden koridorda adımı haykırıyorsun?" Jimin'in kaşları bir kez daha çatıldı.

"Çünkü seni gördüm. Eğer bağırmasaydım beni görüp kaçabilirdin. Ama bağırdığım için kaçamadın." Uzun boylu onun yüzüne doğru eğildi.

"Bağırdığın halde de kaçabilirdim Jimin. Azılı bir suçlu değilim, kimseden beni durdurmasını isteyemezdin." Jimin'in irileşen bakışlarıyla duruşu yeniden dikleşti. "Ama beni görmek istemeyen birinin adımı koridorun ortasında haykıracak kadar benimle ne derdi olduğunu merak ettim. Sorun ne?"

"Hırsızsın sen!" Yakınlardaki birkaç çift göz onları buldu bu cümleyle ancak Taehyung onlara dik dik bakarak bunu çözmüştü.

"Sesini kısar mısın biraz? Ayrıca ne hırsızı Jimin? Ne saçmalıyorsun acaba?" Kollarını önünde bağlarken somurtuyordu çocuk. Gerçekten ne derdi vardı, meraklanmıştı diğeri.

"Hırsızsın işte. Bana ait olan bir şeyi çaldın." Taehyung gözlerini devirince bu hareketi Jimin'i şaşırttı. Çünkü Taehyung ona göz devirmezdi, en azından şimdiye dek hiç yapmamıştı.

"Kalbimi çaldın dersen seni öpeceğim Park Jimin. Çünkü fazla klişe, gerçekten çok fazla klişe ve öperek cezalandırılmayı hak ediyorsun böyle bir klişenin üzerine." Jimin yutkundu. Oldukça yakınına gelerek kurmuştu bu cümleleri Taehyung ve etraftaki kimsenin duymadığından emindi. Sadece ve sadece Jimin'eydi sözleri. Jimin yüzündeki sırıtışı gizleyemezken ona uyum sağladı.

"Tüh, keşke onu söyleyecek olsaydım. Ne güzel beleşten öpücük kazanırdım ya, bu nasıl aklıma gelmedi benim?" Taehyung yüzünü ona biraz daha yaklaştırınca gözleri irileşti. "Taehyung, ne yapıyorsun?"

"Söyleyecek misin artık ne söyleyeceksen yoksa öpeyim mi?" Jimin de başını biraz kaldırdığında dudakları bir anlığına çarpıştı. Koridorun kalabalığı oldukça azalmıştı ve şanslarına kimse onlara bakmıyordu. "Jimin, benimle oynamayı kes."

"Yoksa cezalandırır mısın beni Kim toksik ama yakışıklı Taehyung?" Belinden kavranıp Taehyung'un bedenine yapıştırılışı o kadar aniydi ki bağırmasını son saniyede engellemişti. Uzun boylu onun kulağına eğildi.

"Park Jimin, peşinden koşmayacağımı sana söylemiştim. Senin de beni çevrende görmek istemediğini sanıyordum. Ne yapmaya çalışıyorsun?" Jimin'in alaycı bakışları ciddileşti. Ellerini Taehyung'un omuzlarına bıraktı.

"Sadece çaldığın şeyi geri vermeni istemeye gelmiştim Taehyung. Bana ait bir şeyi alıp götürdün." Hala anlamadığı için sorgulayan gözlerini çekmedi Jimin'in üzerinden esmer çocuk. Jimin sesli bir nefes verip devam etti konuşmaya. "Güllerim. Güllerimi o gün Vespanın çantasına koymuştum. Beni yurda bıraktıktan sonra basıp gittiğin için alamadım. Güllerimi çaldın resmen." Taehyung önce gözlerini kırpıştırdı. Ardından bir kahkaha patlatmış, gülerken Jimin'in omzuna yaslamıştı alnını.

"Jimin, sen..." Bir kez daha güldü. Zorlukla konuşuyordu. "Bu kadar yaygarayı birkaç gül için mi kopardın cidden? Sen delirdin mi?" Hala belini bırakmadığı için Jimin zar zor hareket ediyordu. Onun omuzlarına vurmaya başladığında acının etkisiyle dişlerini sıktı Taehyung.

"Gülmesene! Taehyung gülme diyorum! Nerede benim güllerim?" Başını iki yana salladı karşısındaki çocuk.

"Bilmiyorum ki. Vespayı Hoseok'a bıraktım, güller de aklımdan çıkmış. Ya hala oradadır ya da Hoseok atmıştır herhalde." Jimin'in gözleri büyüdü onun rahatlığına.

"Ya ne demek atmıştır? Atılır mı, ne kadar güzeldi o güller! Taehyung güllerimi geri getir hemen!" Sırıtan çocuğa yüzünü buruşturdu. "Kes sırıtmayı ya! Güllerimi getir!"

"Sana gül mü almamı istiyorsun? Ama Jimin biz çıkmıyoruz ki." Omuz silkti Jimin. Diğeri bunun üzerine ikna edici bir cümle geleceğini biliyordu. Jimin'i birazcık tanıdıysa o gülleri Taehyung'a aldırırdı kısa boylu, emindi.

"Gül için çıkmamız gerekmediğini söylememiş miydin?" Taehyung'un yüzünde mahcup bir ifade belirdi.

"Yani öyle dedim ama sonradan senin haklı olduğunu anladım. Bence de birine çiçek almak için aranda en azından romantik bir şey geçmeli, diğer türlüsü gülün aşktaki rolünü küçümsemekten farksız olur." Jimin'in belinden ayrıldı kolları. Onu eski uzaklığına geri iterken gitmeye yeltendi. Ama Jimin önüne geçmekte gecikmemişti.

"Dur. Romantik bir şey dedin, değil mi?" Taehyung hafızasını taradığında kaşlarını kaldırmıştı. Onunla romantik bir an yaşamışlar mıydı? Jimin yüksek ateşli halini doğru düzgün anımsamıyordu, bundan emindi. Eh, tuvalette yaptığı da romantik bir andan çok taciz gibi hissettirmişti. Jimin'le hiç romantik bir anları olmamıştı gerçekten de, en azından gül alması için bir sebebi olamazdı. Jimin bunu kabullenmeliydi.

"Evet ama aramızda hiç öyle..." diyerek başladığı lafı dudaklarıyla bölmüştü turuncu saçlı. Öpücüğü kısa ama derindi, dolgun dudaklarını Taehyung'un kırmızılıklarına iyice bastırmaktan gocunmamıştı. Taehyung irileşen gözleriyle baktı ona ayrıldıklarında. Jimin gülümsedi.

"Artık romantik bir şey yaşadık, güllerimi getirmeni bekleyeceğim Kim Taehyung."

Onun romantik bir an yaşamadıklarını kabullenerek vazgeçeceğini düşünmüştü gerçekten. Ancak Park Jimin o gözlerini parlatan güller için her riske hazırdı. Bu, koridorda uzaklaşırken ellerini dudaklarına götürmesine ve onu bir kez daha öpmek istemesine sebep olsa da o gülleri alacaktı.


Arkadaşlar son dönemde bu anilikleri çok yapıyorum, umarım seviyorsunuzdur ya...

Yorumlarınızı ve oylarınızı beklerim.

God Damn ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin