4. Rahatsız

450 65 22
                                    

İyi okumalar...


"Siktim belanı senin!" Koridorun öte ucundan bağıran çocuğa çevirdi bakışlarını Jungkook. Koşmaya başladığında Jimin'in kendisine yetişmekte zorlanacağını biliyordu. Ama gerçekten dayak yiyebilirdi, Jimin'in bu konuda şakası yoktu.

"Jimin, açıklayabilirim gerçekten!" diye bağırdı koşmaya devam ederken. "Ya bir dur be! Açıklayacağım Jimin, yemin ederim!"

"Sen dur asıl gerizekalı! Dur da sıçayım ağzına! Jungkook seni geber..." Bedeni aniden kavranınca önündeki 'Kaygan zemin' tabelasına takılıp düşmekten son anda kurtulmuştu.

Kalabalık yüzünden ikisi de asıl hızlarında koşamıyordu zaten. Ancak Jimin Jungkook'u yakalamaya o kadar odaklıydı ki tam önündeki Jungkook'un kendini rahatça kurtardığı tabelayı görememişti. Hafif bedenini aniden kavrayan kişinin ancak koluna tutunabilmişti ve tek koluyla kendisini nasıl tutabiliyordu bu şahıs? Gözlerini nefes nefese haliyle ona çevirdiğinde sertçe yutkundu.

"Yavaş olsana biraz, ilkokulda mıyız?" Ayakları yeniden zemine değdi. Onun dengesini sağladığından emin olunca bedenini bırakmıştı diğeri.

"Taehyung? Sen nereden çıktın?" Sorduğu sorunun saçmalığını dile getirene kadar anlamamıştı. Aklı hala Jungkook'u sinemaya gelmediği için dövmekte kalmışken o sinemada baş başa romantik bir an yaşadığı adamı karşısında görmek beklenmedikti.

Filmin sonunda yaşadıkları an hala aklını kurcalıyordu Jimin'in. Gece o anı düşünmekten doğru düzgün uyuyamamış, telefonlarına çıkmayan en yakın arkadaşına da hiçbir şey anlatamamıştı. Filmden zaten geç bir saatte çıktıkları için doğruca yurt dairesine gitmeyi planlayan Jimin'e binanın önüne kadar eşlik etmişti Taehyung. Sessizce yanında yürümüş, Jimin içeri girmeden önce iyi geceler dilemiş ve basıp gitmişti. Bu bir randevuya çıkmış gibi hissettirmişti Jimin'e, tek eksik vedalaşırken bir öpücüktü. Gece de zihni sürekli kendisine bir öpücük eksik randevuyu hatırlattığı için Taehyung'un dudakları belirip durmuştu gözünün önünde.

"Ben de burada okuyorum ya hani." diye yanıt verdi Taehyung gülerek. "Sen iyi misin gerçekten? Nereye koşuyordun?" Jimin'in eli koridorun ilerisini gösterdi ancak cümlesinin nesnesi olan çocuk biraz ileride Yoongi'yle konuşuyordu.

"Yoongi mi o?" dedi sesindeki şaşkınlığı gizlemeden. Taehyung da aynı yöne bakmış, arkadaşının Jungkook'la genelin aksine nasıl yumuşak bir yüzle konuştuğunu anlayamamıştı.

"Onlar anlaşamıyor sanıyordum." Jimin başını salladı refleksle.

"Anlaşamıyorlar zaten. Birbirlerinin damarına basıp duruyo... Jungkook'un kolunu mu okşadı o?" Taehyung da aralık ağzıyla devam ettirdi gördüğü sahneyi.

"Jungkook elini Yoongi'nin çenesine mi değdirdi yoksa biz mi halis görüyoruz Jimin? Dün içtiğimiz kolada bir şey mi vardı acaba?" Onun sinemayı hatırlatması Jimin'in aklına yeniden filmin sonunu getirdiğinde Taehyung'a doğru yasladığı bedenini dikleştirdi.

"Her neyse. Hazır durmuşken gidip döveyim şunu." Ancak bir adım atmıştı ki aynı anda isminin seslenildiğini duydu.

"Jimin."

"Jimin oppa, selam!" Kalın ses tonunun kime ait olduğunu biliyordu ancak önüne atlayan kızın kim olduğunu bir an hatırlayamadı.

"Ah, selam." demekle yetindi bu yüzden. Kız gülümseyip elini onun omzuna yerleştirince hafızasında canlanabilmişti. "Hyojeon, naber?"

"Oppa, sana bir teklifim var." Jimin ona yanıt vermeden önce Taehyung'a çevirdi gözlerini.

"Taehyung bir şey mi diyecektin?" Başıyla reddetti arkasında onları izleyen beden. Jimin'in elinin Hyojeon'un koluna değdiğini gördü. "Evet, neymiş teklifin?"

God Damn ~ VminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin