DİCBAR|bana geri dön

Görmeni isteseydim görürdün

Barış ve Aydının arasında da benzer bir konuşma geçtikten sonra kahvaltı edip işlere dağılmışlardı.

Güneşim kişisinden yeni mesaj
Güneşim:sevgilim biletleri alıyorum.
Güneşim:2gün sonraya gece uçuşuna
Güneşim:kimlik bilgilerin lazım ama bir de pasaportun
B:harika olur bebeğim
B:spora geldim şimdi bebeğim akşam alalım mı birlikte?
B:pasaportum diğer evde zaten
B:spora geldim şimdi bebeğim akşam alalım mı birlikte?
Güneşim:olur sevgilim
Güneşim:iyi sporlarrrr
B:akşam bana gelirsin valiz hazırlamaya di mi?
Güneşim:gelirim tabii ki
Güneşim:hem güya dün gece ben valiz hazırlayacaktım yarısını yaptım sen geldin
B:dayanamadık Dicle hanım ne yapalım
Güneşim:ne yapalım artık olsun o kadar diyelim
B:diyelim
B:akşam bekliyorum eski eve ona göre
Güneşim:geliyorum
Güneşim:seni çok seviyorum B
B:seni çok seviyorum Güneşim

Barış'ın eski evi

D:Barış bak yağmur yağıyor
B:Normal ki yaz yağmuru bebeğim
D:Barış biliyor musun benim hep hayalimdi yağmurun altında dans etmek. Yapalım mı
B:tabii ki de hadi hadi hadi (aşırı heyecanlanmış bir şekilde)
D:Gerçekten mi?
B:Evet tabii ki hadi çıkalım, Bekle ben geliyorum şimdi
Barış odasının camından telefonunu kurup kaydetmeye başlamıştı. Bu anı kaydetmek istiyordu.
B:geldimm hadi çıkalım hadi hadi
Barış Diclenin bir elinin parmaklarını kendininkilere kenetleyip diğer eliyle de kızın belini kavramıştı
Barış yavaşça Dicle'nin kulağına fısıldadı"Şimdi kendini tamamen bana bırak" "Dicle bu komutu anladığına işaret olarak Barış'ın dudaklarına uzun ve yumuşak bir öpücük bıraktı.

Sia snowman valtz gibi düşünebilirsiniz.

Birlikte dans ettikten ya da sırılsıklam olduktan sonra içeri geçip Barış'ın odasına çıktılar. Barış'ın yatak odasındaki banyoya yürüdüler. Barış ellerini Dicle'nin vücudunda gezdiriyor, genç kadının nefes alışverişini hızlandırıyordu. Aynanın karşısına geçip sarıldılar, ânı kaydetmek istedi Barış özellikle Dicle'ye barışmalarının ardından sık sık yapmaya başlamıştı bunu Dicle yokken fark etmişti ne kadar az fotoğraflarının olduğunu . Sonra telefonunu kenara bırakıp tüm dikkatini güzel kadına çevirdi. Üstündeki sweatshirtün içine ellerini yavaşça yerleştirdi. Kıza güzelce sarıldı. "Bak ne kadar güzeliz" "iyi ki sen benim yanımdasın." Onlar konuşurken Barış'ın elleri hareketlendi kızın sweat'inin uçlarından tutup kızı ıslak üstten kurtardı. Kız da Barış'ın tişörtünü çıkarttı. Barış eğilip saç kurutma makinesine uzandı. İkili güle oynaya saçlarını kuruttuktan sonra üstlerini değişmek için giyinme odasına geçtiler Dicle önce Barış'ın rafından kendine bir tişört seçti sonra eşofmanını çıkarıp taytını giyecekken Barış'ın hamlesi onu durdurdu.
"Dur dur dur o ne?"

"Ney ne Barış "

Barış Dicle'yi belinden yakalayıp kendisine çevirip hızlıca  kızın üstündeki oversize tişörtü kızın belinde topladı sonrasında iç çamaşırının kenarını hafifçe parmağıyla indireceği sırada Dicle Barış'ın parmaklarını durdurdu.

"Barış ne yapıyorsun?"

"Neydi o"

"Önemli bir şey değil"

"Görebilir miyim lütfen"

"Görmeni isteyeceğim bir şey olsaydı görürdün zaten Barış lütfen"
(Diclecim Barış'taki de kalp yani)

"Peki Dicle, ben aşağıdayım"

Barış fazlasıyla kırılmıştı. Barış kızın hala kendisine tam olarak güvenemediğini hissetti, gitmek istedi içinden daha fazla kalmak istemedi. Sonra tekrar düşündü, yine mi kızı bırakacaktı konuşmadan yüzleşmeden. İstemedi. Konuşmadan sorunu çözmeden gitmek istemedi, ama bir yandan da kız kendisinden ne saklıyordu bilmek istedi, gidip koltuğa oturdu ayaklarını sehpaya uzattı kafasını kaldırıp gözlerini kapattı. Önce birkaç damla yaş aktı gözlerinden sonra fısıldamaya başladı içinden