Dicle sabahtan beri yürüyoruz lütfen duralımm "Çok çabuk pes ettiniz Barış bey" "Çabuk mu 4 saat oldu sevgilim" "Tamam geldik geldik..." "İki sokak ilerideki restorana gidiyoruz" "Efsane bowl'lar yapıyorlar" "Bowl mu yiyeceğiz o kadar yürüdük" Dicle Barış'ın elinde tutup yürümeye devam eder "Hadi ama pişman olmayacaksın güven banaaa" "Peki Dicle Hanım size güveniyorum o zaman." "Sonra eve gider üstümüzü değiştirip çıkarız tekrar. Harika bir bar var bildiğim gitmek ister misin" "Bu gece ben evde sana hazırlasam bir şeyler? Yani gitmek istersen gidebiliriz tabi ama..." "Aslındaa, iyi fikir, zaten daha zamanımız çok... gideriz, gezeriz, içeriz..." İkili yürümeye devam etmiş kısa bir süre sonra da Dicle'nin bahsettiği restorana gelmişlerdi sokağa koyulmuş küçük masalar ve bohem tarzıyla etraftaki mekanlardan sıyrılan çok tatlı bir mekandı bu. Dicle orman meyveli ve açaili bir Bowl söylemiş içecek olarak ise yine orman meyveli bir mojito tercih etmişti. Barış ise sevgilisine eşlik etmek için orman meyveli mojito söylerken bowl tercihini kiviliden yana kullanmıştı. Bir süre orada oturup sohbet ettiler hava biraz serinleyince de geri evin yolunu tutmuşlardı. Dicle bu sefer ara sokakları da kullanarak eve olabildiğince kısa bir sürede dönmelerini sağlamıştı. Eve döndüklerinde biraz birlikte yeni çıkan filmlerden izlemişlerdi. Özellikle bilim kurgu olanı Dicle de Barış da çok beğenmiş Türkiye'de böyle işlerin henüz yapılmamasının eksikliğini tartışmışlardı. Saat iyice ilerlerken Barış yemek hazırlamak için kalkmış Dicle'yi de üstünü değişmesi ve hazırlanması için yukarıya göndermişti, bu gece onların buradaki ilk date'leri olacaktı. Barış romantik bir şeyler hazırlamak istiyordu. Önce dolaptan çıkardığı etleri şarapta marine etmiş sonrasında ise etin altı için püre hazırlıyordu. Bu sırada kız ise duştan çıkmış nemlendirici sürmüş, saçlarını kurutuyordu. Barış etleri pişirmeye geçtiğinde Dicle hazır sayılırdı. Üstünü değiştirmiş makyaja geçmişti. Siyah kısa bir elbise giymiş saçlarını düzleştirmişti. Makyajı içinse siyah bir eyeliner çekmiş, kırmızı rujuyla ve kullandığı azıcık allığıyla bütünlüğü tamamlamıştı. Odadan çıkıp alt kata indi ve oradaki odalardan birine geçip yatağa oturdu, Barış da hazır olana kadar onu görsün istemiyordu. Seslense duymayacağını bildiğinden telefonla Barış'ı aradı: "Ben hazırım sevgilim üstünü değiştireceksen eğer odaya çıkabilirsin" "Sen nerdesin" "Yatak odalarından birinde oturuyorum, aşağıda gör istedim" "Siyah takım giyeyim mi peki" "Giy bence gece gibi ol" "Hazır olunca da alt kata in gece'm" "Peki gece'nin kızı" "Yaaaa çok tatlıymış bu" "Giyiniyorum ben o zaman" "Tamam gece'm öptüm" Barış evin içinde bağırarak Dicle'ye seslendi "sevgilim hazırım" "merdivenlerden iner misin o zaman" "tamam" Barış aşağı inerken içini heyecan kaplamıştı, kızı tonlarca kez her halde görmüştü ama her seferinde daha da etkileniyordu, hızlıca indi merdivenlerden gördüğü manzarayla yerine çakılmıştı sanki donakaldı önce sonra toparladı kendini "çok güzel olmuşsun sevgilim. Büyüleyicisin" "Sen de sevgilim" Barış kıza iyice yaklaştı aralarındaki mesafeyi kapattı "fermuarımın sonunu kapatamadım yapabilir misin" "Açmayı tercih ederim ama" kısık ama tahrik edici bir ses tonuyla konuşuyordu. Soğuk parmak uçları önce elbisenin açık bıraktığı yerlerde dolaşıyor, değdirdiği yerler hem yanıyor hem de ürperiyordu. Yavaşça çekti fermuarı yukarı doğru sonra tekrar kızın kulağına fısıldadı tahrik etmekti amacı, "rujunu bozmak istiyorum" "boz o zaman" bu cesur hareket etkilemişti genç adamı, Barış kızın dudaklarıyla arasındaki mesafeyi kapattı. Uzun uzun öptü kızı sanki içine çekmek istercesine. Nefes ihtiyacıyla ayrıldılar. Barış kızın boynunu öperken Kesik kesik konuştu Dicle "yemek vardı aşağıda" B: "seni yesem ben olmaz mı daha güzel hem" D: "olur tabi ama karşılıklı olur bazı şeyler de" "İnelim o zaman Dicle Hanım zira içimden bir ses enerjiye ihtiyacınızın olacağını söylüyor" Bu cümlenin ardından iki adımla genç adamın üstüne yürüdü onu duvarla kendi arasına aldı kontrol ondaydı bu sefer. Dicle dudaklarıyla Barış'ınkileri ele geçirdi, sevgilisinin alt dudağını dudakları arasına aldı, emdi hafifçe önce sonraysa küçük bir diş darbesiyle adamın canını yaktı "Ahh." "İntikamı olur bunun Dicle Hanım" "Olsun Barış bey uyar bana" Aynadan fotoğraflarını çekti Barış uyumları tartışılmazdı,
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Masaya geçtiklerinde Barış sunumları yaptı önce özenle dizdiği mumları yakmış, pikaba en sevdiği plağı koymuş fon oluşturmuştu. Şarap isteyip istemediğini sordu önce kıza "şarap sevgilim?" "rose lütfen" "hemen geliyor" Barış şarapları masaya koymuş, mumların müziğin ve şarapların eşliğinde yemeklerini yemişlerdi. Barış masadan kalktı kızın önünde hafifçe diz çöktü. "Bu dansı bana lütfeder misiniz" "tabii ki" Barış elini kızın sırtına yerleştirdi, Dicle'nin bir eli sevgilisinin elini tutarken diğeri genç adamın ensesindeydi. Müzikle dans ettiler bir süre, şarkı biterken ikilinin dudakları buluşmuştu önce yumuşak başlayan öpüşleri gittikçe sertleşiyordu bir saniyeliğine dudakları ayrıldığında göz göze geldiler, ikisi de emindi yaptıklarından kızın gözlerinde en ufak bi kaygı yoktu. Barış'ın dudakları kızın boynuna doğru ilerlerken Dicle Barış'ın papyonunu çıkarıyordu. Barış bi yandan kızın vücuduna izlerini bırakırken bir yandan da merdivenlere doğru adımlıyordu, merdivenlerin başına geldiklerinde Barış kızı kucağına aldı, elini elbisesinin altından kalçasına yerleştirdi. Dicle Barış'ın gömleğinin düğmelerine yönelmişti önce elini gezdirmişti şimdi ise tek tek söküyordu iki yakayı bir arada tutan düğmeleri. Barış kucağındaki kızla düşmeden merdivenleri çıktı karanlık koridoru geçip odaya girdiler. Saatler öncesinde açmayı tercih ederim ama diyerek kapattığı fermuarı açıyordu şimdi. Dicle'nin sırtı yatağa değdiğinde çok başka bir evrendeydiler artık.
Helloooo çok uzun zamandır duruyo bu bölüm neyse atıyorum ama içime pek sinmedi gibi. Amannnn yazdım arkadaşlarrrr. Lütfen yorum ve vote atın motivasyona ihtiyacım var 🤍🤍🤍 —✨Alissa—
