NEŞVEGAH

321 27 3
                                    

Karaca alacakaranlıkta varabilmişti. Puslu ve karlı havanın sonunda İstanbul'u kilitlenmişti.

Saatler sonra varmanın sevinciyle açtı.

İçeriye yöneldiğinde, yanması gereken ışıkların yanmadığını görmüştü.

'Azer!'

Ayakkabılarını başarılı bir şekilde çıkarken Azer bir anda ortaya çıktı.

'Hoşgeldin Güzelim'

Karaca montuyla duran Azere bakınca kahkahayı bastı.

'Bu ne hal?'

Azer'in konuşmadan elini Karacaya uzattı. Birlikte mutfaktan bahçeye açılan kapıdan çıktılar.

Yağan yoğun Kar'ı göstermişti. Karacanın kirpiklerine kadar kar dolmuştu.

'Aşkım sen hiç sevmezsin karı bugün bayağı üşüdüm içeri girsek?'

'Kalbim dinlediğim ilk gün...'

Karaca gözleri ile Azere bak.

'Kalbimin 'Karaca' dediğini duyduğum ilk günde böyle kar yağıyordu. Ama ben bir türlü üşümüyordum. Beni ateşlere sürükleyen bir kadın vardı'

'Ben o kara seni anlatmıştım Azer duymuşsun kelimelerini biz gerçekten biriz Azer sen ve iki beden tek ruh'

Azer karısının beline sardı. saçlarından öptü

'öyleyiz canımın içi öyleyiz'

Karaca başını sevdiğinin göğsüne yasladı. Sevdiği yanlarındaydı,mutluydu ve mutluydu.

Biraz daha şehri beyaza bürüyen karı seyredip içeri geçtiler. Karacanın Fadik annesinin evindekinin aynısından olan özel istediği şöminenin önüne tıpkı o günkü gibi oturdular.

Önce ikisi de şömineye dönüp uzun uzun şömineyi izlediler. sonra birbirlerine bakıp kahkaha attılar.

Karaca başını koltuğa yasladığında Azer karısının siyah saçlarının ucuyla oynuyordu. Karacanın ona büyülü büyülü baktığını farkediyordu.

Keyifle gülümseyip Karacaya baktı.

'Çok mu yoruldun bugün?'

'Eve gelene kadar çok yorgundum ama seni görünce geçti.'

Azer büyükçe bir kahkaha atıp koltuktan kalkacaktı ki Karaca elini tutup onu durdurdu.

'Hep böyle olsun olur mu? Ömrümüzün sonuna kadar ne derdim ne sıkıntım varsa sen gülünce gamzelerinde saklansın bize hiç uğramasın'

Azer karısını koltuktan kaldırıp onun yüzünü elleri ile tuttu.

'Sana söz güzelim ilk günkü gibi bu eve keder asla uğramayacak. Ben seni sevdikçe ruhum yeşeriyor dalları çiçekleniyor. Biz hep o çiçeklerin gölgesinde gülümseyeceğiz.'

Karaca uzanıp Azerin dudağından kısacık öptü.

'Artık gerçek dünyaya dönüp yemek yapmamız gerekiyor sanırım zaten kuş kadar kaldın anam kızacak bana iyi bakmıyorum gelinine diye'

'E haklı bakmıyorsun zaten yoruldum diyorum dinlemiyorsun beni'

Azer kaşlarını kaldırıp Karacaya baktı. Yan bir gülüş atıp aniden onu sırtına aldı.

'Azer napıyorsun'

'Mutfağa kadar yorulma diye canımın içi'

Karaca gülerek ellerini Azerin boynuna sardı. Birlikte mutfağa doğru ilerlediler. Karaca tezgaha oturtulduğunda inmeye çalışsa da Azer engel oldu.

MEVEDDETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin