BÖLÜM 22

12.8K 801 43
                                    

BÖLÜM 22

Erdem, erdem içinde yer alır, akıllı olanlar bunu ararlar.

(Confucius)

BENİM BİLİNÇALTI YETENEĞİM

Biz cinsiyetsizler sahip olduğumuz DNA gereği uykuya ihtiyaç duymuyorduk. Şekerleme kelimesini hatırlıyorum. Lee anne babama karşı bolca kullanırdı. Şekerleme yapmak, uyumak demekti. Ama bu nasıl olacaktı? Biz uyumuyorduk ki..

Thomas hepimize gri silindir şeklinde bir hap veriyor ve '' Yutun.'' Diyor. Hapı yuttuğumda acımsı bir tat ağzıma yayılıyor. Yüzümü buruşturuyorum.

'' Yatın.'' Diyor Olivin hırıltılı ve sert sesiyle. Kendime bir yatak seçip uzanıyorum. Hemen sol tarafımda Topaz var.

'' Korkuyor musun?'' diyor Topaz. Başımı iki yana sallıyorum ve gözlerimi Topaz 'ın merhametli olan sarı gözlerinden çekiyorum. '' Sadece merak ediyorum. '' Bu okula geldiğimden beri tüm dünyam merak ve sabırsızlık üzerine kurulmuştu. Meraklı ve sabırsız biri erdemli olabilir miydi? Yanıt yok. Olivin tüm yatakları tek tek geziyor. Sıra bana geliyor. Siyah bir iple ellerimiz ve ayaklarımızdan yatağa bağlanıyoruz. '' Bu güvenliğiniz için.'' Diyor Olivin açıklama yaparak. Bir anda gri tavan dönmeye başlıyor. Zihnime iğneler batarken üzerime çöken halsizliği tanımlamaya çalışıyorum. Uyumak halsiz düşmek olabilir miydi?

Thomas duvarda bulunan bilgisayarın tuşlarına basıyor. Sırasıyla girdiği rakamlar 337428. İstemdışı görmüş olduğum Rakamlar zihnime kazınıyor. Yatağın altından uzun bir boru tıpkı yılan gibi kıvrılarak havaya kalkıyor. Gözlerim büyüyor ve korkuyorum. Cinsiyetsizlerden korku dolu uğultular yükseliyor. Gri yılan boru hızlıca üzerime doğru geliyor ve burnumun dibinde durup garip sesler çıkararak aniden göbek deliğime giriyor. Çığlık atıyorum. Canım aşırı düzeyde yanıyor. Kollarımı ve bacaklarımı çektiğim acıdan dolayı hareket ettirmeye çalışsam da bu imkansız. Çünkü Olivin hareket etmememiz için bizi bağladı. Kafamı kaldırıp göbeğime bakıyorum ve gri kanların aktığını görüyorum. Bu ders bu denli acı verici olmamalıydı. On cinsiyetsiz çığlık atmaya devam ediyoruz.

Bu sefer yatağın iki kenarında yuvarlak camlar kayarak ilerliyor. Camlar kapandığında kendimi bir fanusun içerisindeymişim gibi hissediyorum. Cam bir fanus. Camın arkasından dışarı baktığımda Olivin 'ı görebiliyorum. Dört parmağını sol tarafına götürüyor ve kalbinin üzerine gelince parmaklarına dur emrini veriyor. Sanırım bu sakin ol demek. Kalbimin sesini dinlemeliyim. Ama bunu yapmak çok zor. Cam fanus bir anda su dolmaya başlıyor. Su oldukça soğuk. Çırpınışlarım hem işe yaramaz hem de yersiz. Kafamı havaya kaldırıp suyun yüzeyine çıkarıyorum. Fanus suyla doldukça panikliyorum. Su göbeğimdeki kanla buluşunca grileşiyor. Fanus tamamen su ile doluyor. Bu an çok ilginç. Çırpınışlarım son buluyor ve göbeğimde ki acı azalıyor. Gözlerim istemsizce kapanıyor. Sanki tekrar anne karnında gibiyim. Burası huzurlu ve sakin. Suyun uğultulu sesi kulaklarıma ulaşıyor. Yağmur yağıyormuş gibi.

Binlerce sperm görüyorum. Küçük bir solucan gibi kıvrılarak ana rahminde ilerliyorlar. Zorlu yollardan geçerken bir çoğu ölüyor. Yorucu ve zor yolculuğun ardından yalnızca iki sperm ana rahmine yerleşiyor ve oraYA geliyor. Sperm büyüyor, büyüyor, büyüyor...

Bir ses duyuyorum. Tatlı ve rahatlatıcı bir ses.

'' Bebeklerim.'' Diyor ses. Bu ses annemin. Annem Elsa...

Annem karnındaki çıkıntıyı okşuyor. Babam ise çıkıntıya yüzünü yaslamış. Babam annemin karnındaki çıkıntıyı öpüyor ve okşuyor. Babamı böylesine sevgi dolu görmemiştim hiç. Annemi ve babamı hücrelerimde hissediyorum. Anne karnındayım. Minik bir kordon ile anneme bağlıyız. Annemle aramızdaki bağ kordon. Annemin kalp atışlarını hissedebiliyorum. Oldukça hızlı... Babam '' Çocuklarımız.'' Diyor. Annem '' Kızımız olmalı.'' Diyor. Babam ise '' Hayır.'' Diyor.

Cinsiyetsiz ve Sulh SırdaşlığıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin