9.BÖLÜM:KORKULAN OLAY

3 2 0
                                    

Yasemin'in ağzından.

Okula gittiğimde korktuğum şey başıma geldi, hayır bu olamaz gördüğüm gerçek olamaz, biri beni uyandırsın. İza ile Dylon el ele okula geldiler. Tarih kendini tekrar edicek yada İza için farklı bir son bekliyor. İza'nın yanına gittim.
-selam
-selam
-siz, hayırdır.
-Evet beraberiz.
-vay, ben sevgili istemiyorum diyene bak. Bizden önce yapmış. İstemem diyenden kork.
-bişey demicem. (güldük,İza'nın koluna dokunduğunda onu neler beklediğini gördüm. Olamaz,bu olamaz, öğrenmiş olamaz. İza, İza'nın ölümü Dylon yüzünden olcak.) (benim sahip olduğum bir yetenek, birine dokunduğunda geçmişini ve geleceğini görüyorum. Hızlıca film şeridi gibi geçiyor, arasından anıları yakalamak zor. Yakala yakalayabiliyorsan. Arkasından atlı kovalarcasına gidiyo.)
-neyse, size doyum olmaz. Ortak derste görüşürüz.
-Görüşürüz.
Yanlarından uzaklaştım. Daylon'a dik dik bakarak geçtim, anladı yalnız konuşmak istediğimi, İzayla vedalaştı, yanımdan geçti okulun arkasına doğru gittik. Durdu arkasını döndü.
-İza'dan uzakdur.
-niye?
-anlamıyorsun İza'nın sonu olacaksın.
-sana neden inanayım.
-ilerde göreceksin. İza'nın ölüm sebebi olduğunda göreceksin.
-sen çıldırmışsın.
-emin misin? İnanmadıysan neden telaşlandın?
-telaşlanmadım,
-Belli, sözlerime inanmadıysan telaş yapmana hiç gerek yok. (zihninde "acaba doğru mu söylüyor?" diye geçiriyor"haklı olabilir mi? Yok daha neler, ben İza'ya zarar vermem. Bunun imkanı yok. " gerçek olup olmama konusunda şüpheli. Tedirgin.)
-Düşüncelerimi okumayı bırak.
-Bağrarak düşünme, resmen duymam için barıyorsun. Napıyım kulaklarımı mı kapatıyım, gözümü mü bağşilıyım, ne istiyom?
-Herneyse senle uğraşamıyacağım, dedi ve gitti.
O gün diğer günlerden farlı geçmedi. Dylon dediklerimin etkisinde kalmış benziyordu. Sürekli aklında acaba sorusu hep var. Güzel böyle tetikte olması güzel oldu. Yakında tekrar aynı sözleri duyacak ama bu sefer yaşayacak. Çıkışta Amara hocanın yanına gittim. Amara beni görünce ters giden bir şeyler olduğunu anladı."arabaya geçelim."dedi, beraber arabaya bindik. Arabayı çalıştıramadı yüzüme baktı, bende konuşmaya başladım."sorun var İza senin yaşadığını öğrenmiş." şaşkın telaşlı birşekilde "nasıl, nasıl öğrenmiş?" kaygıyla sordu."Daylon arabadan çıkardığını ve çıkardığında yaşadığını İza'ya söylemiş, sadece yaşadını biliyor." "peşime düşecek." "İza zaten şüpheleniyodu. Daylon seni arabadan çıkardığında yaşıyor dediğinde seni bulma arzusu arttı. Amara İza çok değişti artık o senin büyüttüğün Açalya değil. O melz prenses, avcı ve bu avcılık yeteneğini kaybedeceğini bilmiyor. Şayet bilsede bişey değişmiyecek Daylon'un yanında durmaya devam edecek. Onu seviyor." "hayır İza benim kızım, onu ben doğurdum." "bunu öğrenmek seni üzecek ama İza'nın biyolojik annesi onu hiç istemedi, onu kaç kez öldürme denediysede olmadı. Oda doğumdan sonra senin.. " "benim, çocuğuma ne oldu" gözlerinden yaşlar süzülerek sordu bu soruyu. Yıllar sonra ağladığını görmek beni üzdü."o doğumdan sonra öğrendiğim kadarıyla ölmüş" hıçkırarak ağlıyor "Allah bana onu görmeyi nasip etmedi ama yine de İza benim kızım." arabanın camından gök yüzüne baktı, derin nefes aldı, göz yaşlarını sildi."peki ne iş yaptığımı öğrendi mi?" "hayır ama sizin ölen annesi olduğunuzdan şüpheleniyor." "şüphelerini boşa çıkarmalıyız ama nasıl?" "yani, onu siz niye elalemin çıkarına dokunuyonuz zaman düşünecektiniz. Tamam yaptığınız iş insanlık için iyide sizde birilerin çıkarına dokunursanız oda gelir arabanızı yuvalar." "bir kerede şu işi dalgaya vurma. Deli kız." "eee 200 yılı aşkın süredir yaşarsan seni görcem. " "senin yanındada ağlanmaz, adamı iki dakikada güldürüyon" "ağlama zaten" "şimdi ne yapacan." "bırak olacak olsun." "nasıl durcan mı böyle?" "evet" "hiç bir şey yapmıyacan yani? İza'nın seni öğrenmesine izin mi veren? " "yapmıyacam, bırak öğrensin" yüzüne anlamsız baktım. Arabadan çıkarken "nereye gidiyon" "ee konuştuk işte gidiyom. Bi şey diyom mu?" "hayır." "ozaman bana müsaade. Sonra görüşürüz." "delisin sen. Allah iyiliğini versin, deli kız." "akıllı olup dünyanın kahrını çekmektense, deli olurum dünya benim kahrımı çeksin." "haklısın. Sonra görüşürüz." arabadan indim. Neler yapacağımı bilmiyorum ama gelecekte çok kötü şeyler olcak, kağos ve iki dünyanın savaşı bizi bekliyor. İza'yı korumak için kimliğimi açığa çıkarabilirim ama bunun işe yarayacağını bilmiyorum. Korktuğum şeyle yüzleşmek gerekiyor. Umuyorum ki gelecekte bizi büyük bir savaş beklemesin. İza asıl görevini öğrendiğinde yapabileceğinden emin değilim. Kaçınılmaz olay yaşanacak. Artık saklanmak zorunda değilim. Tahtını almam lazım. Hafta sonu okul yok,5gün boyunca Dylon ve İza beraber geldiler, Daylon'u uyarmama rağmen ondak uzak durmuyor. Bugün ise bir gurup cadı İza'nın yanına gidecek. Onu kendi türüne ihanet etmekle suçluyorlar. Vampirlere karşı bir kabileden geliyor. İza'nın vampir sevgilisi olmasını doğruu bulmuyor ve şiddetlr karşı çıkıyorlar. Bunu şavaş ilanı olarak bile görebilirler.
* * *
(Tarih=10.05.1500)
Çadırımda uyuyorum;sürekli yerdeğiştirdiğimiz ve sürekli seyahet ettiğimizden çadırda kalıyoz. Çadırımın kapısı açıldı önce babam geldi sandım, ava çıkacaktık. Gelen yabancı bana yaklaştı. Yabancı uzun boylu, siyah saçlı, beyaz tenli ve kırmızı gözlü. Böyle birini ilk defa görüyorum, kırmızı göz nasıl olur?
-merhaba
-merhaba, siz kimsiniz ve Çadırımda ne arıyorsunuz?
-benden korkma sana zar vermek istemiyorum. Buraya yeni geldim, yolumu kaybettim yol soracak birini arıyorum.
-nereye gitmek istirsunuz?
-aslında kuzeye gitmek istirum.
-çadırın arkasından doğru düz gidideceksin. Bir şey sormak istiyorum.
-tabik sorun lütfen.
-gözlerin neden kırmızı ve tenin nasıl bukadar beyaz?
-ben soğuk yerde doğup büyüdüm, güneşi çok görmediğimiz için tenim beyaz,gözlerim güneşe reaksiyon gösteriyor bu yüzdende kırmızı, alerji.
-tuhafmış.
-Neyse enyisi ben gidiyim. Teşekkür ederim.
Diyip çıktı. Arkasından bakakaldım.

Birkaç gündür sürekli ormanın içinde oturup konuştuk. Çok kibar ve nazik biri. Bana sırrını söyledi, vampimiş ilk defa duyuyordum. İlk vampir olduğunu söyledi;aslında ikinci, ilk vampiri öldürmüş çünkü insanlardan besleniyormuş ama şimdi oda Onun gibi olmuş. Bunu istemiyor ama mecbur, beslenmesi lazım. Sürekli beni sevdiğini söylüyor.
Yine aynı ağacın önünde buluştuk. Yaklaştı.
-üzgünüm,dedi
-Neye, neyden üzgün?
Çenesi kasıldı,dişleri ortaya çıktı korkuyla geriye doğru gitmeye başladım. Çadırıma koşmaya başladım, birden önümde belirdi korkuyla arkama döndüm yine karşımda bu sefer kaçamayayım diye omzumda tuttu.
-bırak beni gitmek istiyorum.
Elinden kurtulmaya çalışsamda olmuyordu, çok sert ve sıkı tutuyor.
-bunu diyeceğini biliyordum. Artık benden ayrılamayacaksın.
-buda nedemek oluyor?
Boynumdan ısırdı. Acı içinde yere yıkıldım. Acı içinde iniyorum, boğazım yanıyor, boğazım yanıyor. Korkuyorum, ağlamaya başladım. Korkuyorum, bana ne oluyor? Bedenim yanıyor, tüm benim alevler içinde yanıyor, damarlarımdaki kan geriye doğru çekiliyor, nefes alamıyorum, boğuluyorum, yardım etmiyorum önümde dikiliyor, lanet olsun. Bana ne yaptı bu? Bedenim ateş içinde yanıyor, nefes almıyorum, korkuyorum, bağırmak istiyorum sesim çıkmıyor. Bedenim sürekli kasılıp gevşiyor. Başımın etrafında dolanıyor, saçlarımı karıştırıyor "böyle olmaması lazımdı, böyle olmamalıydı, ben üzgünüm, üzgünüm yapabileceğim hiçbirşey yok, yardım alacağım kimsede yok. Üzgünüm, üzgünüm."Yaklaştı yüzüme dokunmak istedi ama yapmadı geri çekildi. Ateş tüm bedenimi sarıyor,alevler içindeydim. Telaşla etrafımda dolanıyor, gözüm yavaşça kapandı, etraf artık karanlık bilincim kapanıyor. Acılar hem artıyor hem azalıyor.

(üç ay sonra)
Gölerimi açtım, etrafta farklı bir koku var, boğazım kurumuş susayurum. Bidakka bende tuhaflık var tenim beyaz değil ve güçlerim hala benimle. Ayağa kalktım, bir kayanın üzerinde oturmuş "aramıza hoşgeldin" ensesinden tuttuğu insanı önüme attı "hadi beslen" "hayır bunu yapmıcam." kayadan kalktı "susadın buna ihtiyacın var. İstemiyosan ben alırım." diyip insanın yanına yaklaştı, tam önünde durdum "hayır, bunu yapmana izin vermiyecem" diyip uzağa fırlattım. Bu güce alışabilirim. İnsanın korkmuş gözlerine baktım "hiçbirşey hatılamıyorsun, bir hayvandan kaçarken kayboldun" gözümle gidelim işareti yaptım. Ağaçların arasından kaybolduk. Durdum yüzüne bakarak;
-Neden beni dönüştürdün.
-Seni seviyorum ve senin bir gün öleceğini düşünmek bile canımı yakıyor. Seninle sonsuza kadar beraber olmak istedim. Anlamıyor musun seni seviyorum. (hüzünle yüzüme baktı. Bu sevgi değil saplantılık, yalnız hayatına birini istedi sadece.)
-acı çektiğimi görmüyor musun? Bunu yaparken bana bile sormadın. Bu sevgi değil, sen sadece yalnızlıktan sıkıldın bunu yaptın.
-yanılıyorsun, seni seviyorum. Anlasana seni seviyorum, senden ayrılmak istemedim.
-Ne kadar süre düşüm geçirdim?
-3 ay
-3 ay nasıl acı çektim senin haberin var mı?
-böyle olmaması gerekiyor. 3gün sürmeliydi.
-ama 3 ay sürdü. 3 ay boyunca sanki ateşin içindeydim, damarımdaki kanın çekildiğini hissetmek, nefes alamamak nasıl bir duygu biliyor musun?
-böyle olmamalıydı. 3 gün sürmesi gerekiyordu. (sesi konuşurken fazla yüksek çıkmıştı. Sesi alçaldı.) üzgünüm.
Uzaktan binin geldiğini gördüm. Elinde ne var onun hançer, hançer mi? Evet elinde hançerle koşuyor tam ona saplayacağı sırada döndürüp sarıldım. Hançer sırtıma saplandı,canım yandı. O kimdi, bize niye saldırdı anlamadım? Ani nefes alarak uyandım mağradayım. Beni dönüştüren karşıma geçmiş telaşlı gözlerle bana bakıyor. "sen ama nasıl bana saplansaydı ölürdüm ama sana etki etmedi." "ölü gibi bir halim mi var?" derin nefes aldı, anlımdan öptü, hiçbir şey demedim. Onu seviyorum, bu yüzden hançerin önüne attım kendimi. Sanırım erken sevindik, bir anda dondu, biri adım arkaya gidip sendeledi ve yere düştü, bedeni yanarak kül oldu. Mağranın girişindeki kişiye baktım, ona doğru koştum ama yakalayamadım. Olduğum yerde diz çöküp yere düştüm. Sevdiğim adamı kaybettim. "Hayır" diye bağırdım. Ağlamaya başladım, ağlaya biliyorum. Ben kimim, bu hale nasıl geldim? Uzun süre ağladım. Yerimden kımıldamadım. Sevgilim, Alaric seni hiç unutmıcam. Ve sna bunu yapan kimse bedelini ödüyecek. Seni benim elimden almak neymiş göstericem. Ne kadar sürer bilmiyorum ama intikamını alcam.

(şimdiki zaman)
Onu hatırlamak bana iyi geldi. Alaric ilk günkü kadar seni çok seviyorum. Ağlamaya başladım. Derin bir nefes aldım hazırlanıp çıktım, Dylon, İza'yı beyzbol oynamak için onlara götürdü. Davetsiz misafirlere gelicek. Agriche ailesi bakalım beni görmek hoşlarına gidecek mi? Sevgilimin intikamını, ban ait olan tahtı en kısa zamanda alıcam artık saklanmama ve gizlenmeme gerek kalmadı. Korkak gibi saklanmaya son veriyorum. Alaric'in ikamını alcam.

VAZGEÇMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin