1.BÖLÜM:DOĞUM GÜNÜ

71 12 31
                                    

Sabah uyandım. Yeni bir gün yeni bir umut, hayallerle başladım. Bu gün tam hava istediğim gibi kasvetli;yağacakmışta yağmuyo. Bugün farklı olacaktı içimde hem mutluluk hemde kasvet var,olsun. Ben yine iyi olacağını düşünüp, okul için hazırlanıp aşağıya indim. Annem ve babam birlikte kahvaltı hazırlıyorlar. Evin tek çocuğuyum, annem doğumun zor olunca bir daha çocuk istememiş. Zaten olsada çok fazla ilgilenemezler, annemle babam sürekli çalışıyorlar. Bir şirkette beraber çalışıyorlar ama ne iş yaptıkları hakkında bir fikrim yok. İş yerlerine bir defa gitmiştim ama ondanda çok küçüktüm;bir gün Serkan ile top oynarken düşüp kolumu çatlatmıştım. Annemde beni bırakacak yer bulamayınca yanında götürmüştü. Serkan da bizimle birlikte gelmişti. İş yerini merak edip gezmeye çıkmıştık o sırada annem ve babamın yanlarında bir adamla üzerinde girilmez yazan bir kapıdan geçmişlerdir, peşlerinden gitmek istesekte kapı kilitli olduğu için girememiştik. Annemle babam dışarı çıktıklarında bizi kapıda gördüklerine hiç sevinmediler. Bize anlamsız sorular sormuşlardı. O gün annem bize çok kızmış hatta Serkanla bir daha asla görüştürmemişlerdi. O günden sonra Serkangil taşınmıştı. En yakın arkadaşımı görmemiştim. O odada ne var, bize niye kızdılar hiç bir fikrim yok. O günden sonra annem ve babam beni oraya götürmediler. Bende soru sormaya çok korktum. Sürekli iş yerine gidip çalışıyorlar, sadece haftasonu zaman geçirebiliyoruz oda telefon çalıp çağrılmadıkları zaman. Bu yüzden çok zaman geçiremiyoruz, ama her fırsatı değerlendiriyoruz. Annemle babamın okul gösterilerim hiç birini kaçırmazlar. Bende kapıdan onları izliyordum. Birbirlerinin gözlerine sonsuz sevgiyle bakıyorlar. Babam ve annem her akşam mutlaka bahçede kahve içerler. Babam:40 yaşında, orta boylu, kıvırcık siyah saçlı, koyu kahve renkli siyaha çalan bir renkte gözleri var. Annem:37yaşında, sarışın düz saçlı, kahverengi gözleri var.
Hazır yakalamışken içeri girerken"Günaydın tatlı aşk kuşları. " dedim. İkisinde aynı anda " Günanydın prenses"dediler. Saate baktım saat 7.39 okula geç kalmak üzereydim. Seneye LGS var. Sofraya oturmadan "Ben kaçar" dedim. Kapıdan acaleyle çıktım.
Okula karşısındaki ana yoldan geçerken biri beni kolumdan tuttu ve çekti, yere düştüm. Bir hızla kalktım. Kalkmamla birlikte arkamda son sürat araba geçti. Ayağa kalktım karşımda:tarçın gözlüğü,kumaral hafif dağınık saçlı, uzun boylu, beyaz tenli, biri duruyordu. Sersemledim çünkü çok yakışıklı. Bağırmaya başladım. "Sen ne yaptığını sanıyorsun? Hiç yoldan geçen birine böyle yapılır mı? Nerden geldin dağdan mı? Hangi dağdan geldiysen oraya git. Burada ya mezara gidersin ya hapse. Kaba. " dedim. Yüzüme anlamsızca baktı sonra "Yolda yürümesini bilmeyen sen hayatını kurtaran ben kaba oluyorum. Buradaki mantık ne?" "Bak senle uğraşacak zamanım yok. Okula geç kalıyorum." "Ozaman okuluna git. Bir dahaki sefere karşıdan karşıya geçerken dikkat et." dedi.
O konuşurken ben bittim. O sesi kadife gibi nasıl güzel ama. Kendine gel senin sevgilin var. İnsanı hipnoz eden bir sesi var. Daha fazla oyalanmadan gitsem iyi olur ama gözlerinin, sesinin etkisinden bir türlü kurtulamıyorum. Daha fazla bu şekilde durursam okula kesin geç kalcam. Geç kaldığımı görünce endişelenmiş olmalılar. Kafamı toparlayıp okula hızla gitmeye başladım.
Okulun kapısının önünde Musa her zamanki gibiduvara yaslanmış bir vaziyette beni bekliyordu. Ben de gizlice arkasından yaklaşıp gözünü kapattım. " Ben kimim?" önce Bir durdu sonra cevap veedi "Ayşe, Fatma yaksa şey şey ismi neydi?" Bende gözlerini açtım sorgular Bi vaziyet alarak "Ayşe ha, Fatma ha" diyerek vurmaya başladım. "Yav şaka yaptım, şaka. Valla şaka. Yoksa ben seni tanımam mı?" "Tanıman tabi. Onu bunu boşver. Kankam nerde sen onu söyle." " Bugün gemlediler. Ben de seni bekliyordum." "Neyse biz sınıfa çıkalım hadi" dedim ve yukarı sınıfa çıktık. Bir gün en fazla ne kadar kötü olabilirki. Bide akşam doğum gününe gidecekmişiz. Bunca yıl aradan sonra görüşme fikri nerden geldi? Serkanla uzun zaman aradan sonra görüşmek biraz tuhaf olcak. Acaba nasıl oldu? Beni özlemişmindir? Acaba beni tanıyacak mı yada ben onu? Onu çok özledim. Eskiden oynadığımız oyunlar geldi aklıma. Ne güzel günlerdi. Haylazlığımız hiç bitmezdi. Annelerimiz sürekli"Açalya in o ağacın tepesinden" Feyza teyze de "Serkan kaydıraktan kaykayla kayılmaz." her oynadığımız oyunda aynı şeyleri söyler dururlardı. Onu görmek bana iyi gelebilir. Neyseki dersler hızlı bitti.
Eve gittim. Doğum gününe hazırlanmak için odama çıktım. Uzun aradan sonra Serkan'ı görücem. Yatağımın üzerinde bir kutu buldum. İçinde mavi kadife, kalın askılı, diz hizasında ve çok derin olmayan bir yırtma var. Elbiseyi kaldırdım, içinden bir küçük kutu daha vardı. İçini açtım;içinden kolye çıktı. Babamın koyduğunu düşünerekten üstümü değiştirdim. Baabm böyle küçük sürprizler yapmayı çok sever Camdan esinti oluştu ve içeri biri girdi.
Tam arkamı döneceğim vzaman "Arkana bakma" "kimsin?" "seni korumaya çalışıyorum. İzabella" dedi ve gitti. Bir not bıraktı. Notta;

VAZGEÇMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin