Ben Gerçekten Yaşıyor muyum?

486 13 0
                                    

Duyuru : Sevgili arkadaşlar bu benim daha ilk hikayem kusurlarım olursa şimdiden kusura bakmayın . Yazdıklarımı umarım beğeniyorsunuzdur . Öncelikle ben bu hikaye için şu gün yükleyeceğim diye bir kural koymayı düşünmüyorum . Çünkü kafam o gün yazmaya müsait olmayabilir veya bazı sorunlar çıkabilir . Ama size şunu söyleyeyim bulduğum her fırsatta yazmayı düşünüyorum ve haftada en az bir bölüm yüklemeyi planlıyorum . Durumlara göre iki veya üç olabilir . Bunun dışında oy ve yorum olarak size istekte bulunmayacağım . Çünkü siz ne yapacağınızı benden daha iyi bilirsiniz . Gönlünüzden geçtiği gibi davranın . :) Son olarak ta ÖZEL SIRLAR adlı hikayeyi öneriyorum . Gerçekten hoş ve can alıcı bir konusu var . Keyifli okumalar . :)


 Beynimde hücrelerin sinirden fokurdadığını duyabiliyordum . Adeta özgürleşmek için kenetlenmiş , beynime yumruklar savuruyorlardı . Kendimi hücrelerin istilasından kurtararak toparlandım ve Çiğdem 'e gerçekten ölümcül bakışlarımı attım . Bu kız buraya ne yüzle gelmişti ? O an saçına yapışıp diplerini tek tek yolmak istesem de Yankı bunu tahmin etmiş olmalı ki kolumu adeta kelepçe gibi kavramıştı .


 En sonunda sessizliği bozan Çiğdem olmuştu . "Bak canım ben , ben çok özür dilerim " dedi . Ama bu beni daha da sinirlendirdi ve kendimin bile tanımadığı bir sesle bağırdım "Lan , sen ne yüzle geldin buraya ? Çık git evimden ! Derhal ! Yoksa seni gerçekten öldürürüm . Duymuyor musun kızım ? Uza ! "dedim . Bana ne oluyor ? Ben , ben değilim . Berrak ile Yankı şaşkınlıklarını belli etmemeye çalışsalar bile şaşırmışlardı .


 Çiğdem beni daha da çileden çıkartan bir sesle " Canım bak gerçekten böyle olsun istemezdim . Engel olmaya çalıştım inan bana ama yapamadım . Anla beni " dedi . Lan bana canım dedi ! Ne cürretle ?


 O an öyle bir sinirlendim ki Yankı'nın elinden kurtuldum ve Çiğdem ' in boğazına yapıştım . Sanırım yankıyı fazla hızlı itmiştim . Kafasını duvara çarpmıştı ! Yerde kanlar vardı . İnanmıyorum , ne yaptım ben ? Berrak ne tarafa gideceği konusunda tereddüt e düşse de sonradan yapmasını istediğim şeyi yaptı ve Yankı'nın yanına gitti . Her ne kadar Yankı'nın yanına gitmek istesem de geri Çiğdeme döndüm ve boğazını daha fazla sıktım .


 Çiğdem'in kulağına eğildim ve ölümcül bir sesle " Ben seni uyarmıştım . Sen kaşındın ! Git dediğimde gitseydin ne sen genç yaşta ölürdün , ne de ben katil olurdum " dedim . Yüzü artık kızarmaktan çıkıp morarmaya başlamıştı . Açıkçası bırakmayı hiç düşünmüyordum ama Yankı kendine gelmiş olmalı ki bir el belimi kavradı ve beni Çiğdem'den uzaklaştırdı . O kadar sinirliydim ki beni çekenin Yankı'dan başkası olduğunun farkında değildim . Ta ki "Sakin ol " sesi kulağımın tüm bölümüne yayılana dek ...


 Şu an tüm hücrelerim donmuş olmalı ki arkama bakmaya cesaret bile edemedim . Neden bu kadar dehşet vericiydi bu ses? İnanmıyorum ! Bu o olamaz değil mi ? Hangi yüzle ? Ne diyorsun kızım sen , onun karşıma çıkması için on kilo yürek yiyip gelmesi lazım .Buna rağmen hep beni aşağılayan içimden bir ses " Hadi lan oradan . Bildiğin kendini kandırıyorsun . KORKAK . Bu , o " diyordu .


 Bana saatlerce gelen fakat gerçekte saniyeler süren bir zaman dan sonra nihayet arkamı dönebilmiştim . O mavi gözleri , gözümün tam içinde gördüm . Ah inanmıyorum ben buna dayanamazdım ! Beni en derinine çeken o gözler tam karşımdaydı . Ben o gözlere ne zaman baksam mavinin tonlarını tek tek ayıklayarak en derinine iniyordum . Ama şimdi sırası değildi , hiç olmamalıydı ! Ondan nefret etmem gerekmez miydi ? Off yapamıyordum işte . Bu düşünceleri beynimin en uç çekmecesine yerleştirdim ve kilitledim . Anahtarını ise kafamın en ücra köşesine attım . Artık onu kimse bulamazdı . En azından ben öyle umut ediyordum .


Yapabildiğim en hızlı hareketle ellerinden kurtuldum ve suratına gerçekten okkalı bir yumruğu geçirdim . Kaşı patlamıştı . Açıkçası az bile yapmıştım . Hiç beklenmedik , dehşet verici bir sesle bağırdım " Yeter be yeter ! Ne istiyorsunuz lan benden ? Yaptıklarınız yetmedi mi ? Ya ben , ben değilim artık . Yaptınız , başardınız ... Yeter daha fazla ileri gitmeyin . Ya ne yüzle geliyorsunuz buraya ? Çıkın gidin ! Lan aptalım ben ya ! Her şeye rağmen sırf sizin canınız yanmasın diye hiç yapmayacağım şeyi yapıyorum . SABREDİYORUM ! Gidin hayatımdan , yeni hayata başlamama izin verin . Bu kadar bencil olmanızı gerektirecek ne yaptım ben size ? " Sanırım fazlası ile dolmuştum . Resmen suratlarına öfkemi kusuyordum . Bu biraz olsun rahatlamamı sağlar diye ümit ettim ama yine hayal kırıklığına uğradım . Tam tersi olmuştu . Aksine her sözüm on katı ile bana döndü ve omuzlarıma çöktü adeta . Gözlerimin açık mavi renginin yerini kömür karasına bıraktığına emindim . Yanaklarım soba misali cayır cayır yanıyordu . Ne oluyordu bana ? Sanki bir an birisi bacaklarımı kesiyor gibi hissettim ve tüm düşüncelerim benden bağımsız hareket etmeye başlamıştı . Gerçi bundan önce de pek benimle bağımlı olduğunu söyleyemiycem .


 Konuşmalar yavaş yavaş avm'de ki uğultuya benzer sesler halini almıştı ve artık o seslerde kesilmişti . Yerini kocaman bir sessizlik almıştı . Ve o an yine kendime " Ben yaşıyor muyum ? " sorusunu sordum ...

TeMasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin