Bulunduğu masanın sandalyesini geri çekip, ayağa kalktı. Bütün gözler ikimizin üzerindeydi. Bana doğru gelmeye başladığında, Korkmaz Bey'de ayağa kalktı. Ne gözümden firar eden damlalara engel olabiliyordum, nede hareket edebiliyordum.
'' Siz tanışıyor musunuz.?'' dedi Korkmaz Bey.
'' Malesef.'' dedim çatallaşan sesimle. Orhan'ın gülümseyen yüzünü hüzün almıştı. Onun da gözleri dolmuş beni izliyordu. Masada 2 Bayan ve 2 Adam vardı onlarda merakla bizi izliyordu.
'' Aylardır seni arıyorum.'' dedi utanmadan. Bana doğru bir adım attığında başımı olumsuz anlamda sallayıp geriye doğru bir adım attım.
'' Yaklaşma bana.!'' Öfke dolu bağırışım bütün bakışları üzerime toplamıştı.
'' Açıklamama izin ver.''
'' Sus.! Seni affetmek istemiyorum.'' dedim. Ağlamam şiddetlenmiş hıçkırıklara boğulmuştum. Onunda gözünden akan bir damla olan öfkemi götürse de, ondan nefret etmeye direndim. Ağlaması hiç bir şeyi çözmeyecekti... Korkmaz Bey onu es geçip yanıma geldi.
'' İyi misin.?'' Yok ben öyle arada keyfimden ağlıyorum. Başımı olumsuz anlamda salladım. Tekrar konuştu.
'' Orhan Bey Sorun ne bilmiyorum ve özel hayatınız beni ilgilendirmiyor fakat, Asistanımın üstüne gitmenize izin veremem.'' boğazıma düğümlenen öfke gözlerimi yakıyordu.
'' İstesem de Onun canını acıtacak hiç bir şey yapmam, Çünkü O Benim Nişanlım.'' Nişanlım kelimesini vurguladığında, içimde ki kin arttı.
'' Nişanlındım , Sen beni terkedip gitmeden önce.'' Korkmaz Bey'e döndüm.
'' Özür dilerim daha fazla böyle bir insanla aynı ortamda kalmaya dayanamayacağım.'' Koşmaya başladım, Arkamdan seslendi.
'' Ayşe.!''
merdivenleri hızla inerken arkamdan ayak seslerinin olduğunu hissettim. Arkamdan o da geliyordu. Daha da hızlandım nefes alamayana kadar koştum. Ciğerimi yakan bu acı bile ona olan kinim karşısında çok hafifti. Sonunda Resteurantan çıktığımda , topuklu ayakabılarımı elime alıp tekrar hızlandım. Kaldırımda koşarken insanlar bana deliymişim gibi bakıyordu. Bileğimi kavrayan elle durup sert bir şeye çarptım. Orhan olduğunu anlayınca elimi kurtarıp bütün gücümle ittim onu.
'' Ne istiyorsun Allah'ın belası!''
'' Sadece Beni dinle istiyorum.''
'' Hiçbir açıklama seni affetmemi gerek kılmıyacak, boşuna çabalama.''
'' Şu inatçı tavırlarını bile özledim.''
'' Senden Nefret ediyorum.''
'' Yalan söylemeyi bile beceremiyorsun.''
'' Gözün de Seveceğin bir kız olmayı beceremediğim gibi mi.?''
'' Saçmalıyorsun.''
'' Boşuna uğraşıyorsun.'' Deyip arkamı dönüp gidecekken elimi tuttu. Kurtulmaya çalışsam da nafile.
'' Beni Hala seviyorsun.''
'' Sevmiyorum.''
'' Parmağında bana ait bir parça taşıyorsun.'' Elimde ki alyansa kaydı bakışlarım, keşke ondan kurtulmayı becerebilseydim. Yapmalıydım, Yapabilirdim. Elimi elinden zor da olsa kurtarıp, elimdeki alyansı çıkarıp yüzüne fırlattım. Yere düşen alyans tiz bir ses çıkarıp durduğunda ,gözlerimiz sabitlendi. O son kelimeleri sıraladım gözlerine.
'' Artık sana ait nefret ve öfkeden başka hiç bir şey taşımıyorum.'' Gözlerimden akan damlalar tekrar yerini almıştı. Koşarak uzaklaşmaya başladım. O ise bulunduğu yere çakılmış sadece beni izliyordu. Ciğerlerimi yakan hava hayattan nefret etmememi sağlıyordu. Sonunda dayanamayıp durduğumda, dizlerimin üzerine çöktüm. Gök gürledi, yağmur yağacaktı. Koşmak yerine ıslanmayı tercih ettim. Damlalar halinde yere damlayan yağmur uzun sürmeden şiddetlenmiş, Sudan çıkmış balığa dönmüştüm adeta. Göz yaşlarıma karışan yağmur damlaları tenimden süzülüyordu. Saçlarım sırılsıklam olmuştu. Yanımda bir araba durdu. Araba 'nın kapısı açılınca bakışlarım arabaya kaydı. Korkmaz Bey'di arabadan çıkan. Soğuk havadan dolayı titriyordum, kollarımı vücuduma sardım. Korkmaz bey yanıma gelip yanımda durdu.
'' Gidelim hasta olucaksın.'' tek kelime etmeden durdum.
'' Siz gidin Korkmaz Bey ben başımın çaresine bakarım.''
'' Fazla dik başlısın Asistan.'' deyip Giydiği takım elbisenin ceketini, omuzlarımın üzerine koydu. Beyaz gömleği sırılsıklam olmuştu yağmurdan.
'' Korkmaz Bey Islanıyorsunuz arabaya binin.''
'' Şu inadını kır da beraber binelim arabaya.'' Sırf ıslanmasın diye kabul ettim. Benim yüzümden birinin hastalanmasına göz yumamazdım. Başımı olumlu anlamda salladım.
O Şöför koltuğuna bindiğinde, bende yanında ki koltuğa bindim. Sırtımda ki ceketi çıkarıp korkmaz beye uzattım, saçları sırılsıklam olmuştu.
'' Sanırım biraz ıslandı.'' Hafif bir tebessüm belirdi yüzünde.
'' Biraz mı.?'' mahçup bir şekilde başımı eğdim.
'' Bak Asistan, Orhan Bey, Anlaşmalı olduğumuz bir firmanın yöneticisi ve yakın bir arkadaşım. Fakat, Bu ona seni rahatsız etme hakkını vermiyor. Bir daha seni rahatsız ederse bana söylemen yeterli Anlaşıldı mı.?'' başımı olumlu anlamda salladım. Evin adresini zorda olsa söylemiş ve 30 dakikanın ardından, sonunda evimin bulunduğu caddeye gelmiştim. Arabadan inip teşekkür ettim. Nasıl bakacaktım adamın yüzüne, önemli iş yemeğini mahvetmiştim. Üstüne üstlük izin almadan terketmiştim orayı...
***
Şirkette Korkmaz Bey'in bana yapmamı istediklerini not almıştım. Dün yaşanılanları hiç yaşanmamış sayması da beni çok mutlu etmişti, Masamda oturup kalemle oynarken, Pelin hanım geldi yanıma.
'' Korkmaz bey odada mı.?''
'' Evet Efendim.'' Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Canım sıkıldığı için not defterimin bir sayfasına resim çizmeye başladım. Amatörce Bir adam çizip üzerini kalemle karalayıp şiidetle nokta atmaya başaldım.
'' Bu beni terkettiğin için.''
'' Bu bana bir elvedayı çok gördüğün için.''
'' Bu açıklama bile yapmayıp beni umursamadığın için.'' her nokta atışımda intikam alırmış gibi bir sebep üretiyordum. O kadar dalmıştım ki yanımda beni izleyen Korkmaz Bey'i farkedememiştim. Pelin hanım ne ara çıkmıştı.
'' İlginç bir öfke yöntemi.'' dedi gülümserken.
'' Ben onları sesli mi söyledim.?''
'' Sanırım evet.'' Yanımdan geçip giderken elimle anlıma vurdum aptal kızın tekiydim. Arkasını dönüp bana baktı.
'' Asistan neyi bekliyorsun.''
'' Özür dilerim hemen geliyorum efendim.'' Arkasından koştum. O önde ben arkasında ilerliyordum. Bir bir söylediklerini elimdeki not defterine yazıyordum. Bakışlarını bana döndürdü.
'' Her dediğimi yazıyor musun.?''
'' Her...de..diğimi. Korkmaz bey tekrar söyler misiniz.'' Salak gibi bana sorduğu soruyu da yazınca bana şaşırarak baktı.
'' Seninle çok işim var.'' dedi başını umutsuz bir vakaymışım gibi salladı.
'' Özür dilerim.'' tek yapabildiğim özür dilemek evet... Tekrar önüne dönüp yürümeye başladı.
'' Bugün ki toplantıyı da yazmayı ihmal etme.''
'' Peki Efendim.'' Not defterine o kadar dalmıştım ki yanlışlıkla, Kaygan zemini farketmedim. Dengemi kaybedip, Yeri boylayacaktım ki tabi ki Korkmaz Bey beni tutmadı spiderman gibi bir uçuş sergileyip amele sümüğü gibi yüz üstü yere yapıştım. Çalışanlar halime kıkırdarken.
'' Asistan.'' beni arayan Korkmaz Bey beni yerde görünce, derin bir çekiti ve dizlerini kırıp, bir elini dizinin üstüne koydu.
'' Tam bir Ayaklı belasın Asistan.'' Allah'ım bu utançla nasıl yaşayacaktım.?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)
Chick-LitSakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron ve asistanın hikayesi. '' Asistan neyi bekliyorsun.'' '' Özür dilerim hemen geliyorum efendim.'' Arkasından koştum. O önde ben arkasında il...