#Mutlide bir adet korkmaz😍😍😍
🙈🙈🙈 öldürmeyin ne olur sebeplerim var. Geç oldu ama sonda anlayacaksınız sebebini. Keyifli okumalar...
Kuaförün yarattığı sanat eserine şaşkınlıkla baktım. Aynada ki yansımama sırıtmadan edemedim. Bu ben miydim? Beyaz elbise öyle şık duruyordu ki ben sadece onun dik durmasını sağlayan işe yaramaz bir ayrıntıydım. Saçlarım dağınık topuzla şekillendirilmiş ve yüzümde ki makyaj beni bambaşka birine dönüştürmüştü. Ayağa kalkarak, dışarıya yöneldim. 1 saat geçmişti ve Korkmaz bey kapıda beni bekliyordu muhtemelen. Kapıdan dışarı çıktığımda, arabaya yaslandığını ve telefonuyla ilgilendiğini farkettim. Dikkatini çekebilmek için yalandan öksürmeyi tercih ettim. Bakışları ayaklarımdan itibaren başlayarak gözlerime odaklandığında, yüzünde ki şaşkınlığa keyifle sırıttım. Başını olumlu anlamda sallayıp şöför koltuğuna yöneldi.
'' İnsan bir kapıyı açar değil mi? Odunsun başka diyecek bir şey bulamıyorum.''
'' Umursamıyorum. Bin arabaya.'' kaşlarımı çatarak eteğimin kenarlarından kavradım ve arabaya yaklaşarak ön kapıyı açtım. Baya uzun olduğundan arabaya binmekte zorluk çekmiştim. Kapıyı kapatıp nihayet emniyet kemerini taktığımda derin bir nefes aldım.
'' İnsana benzemişsin.'' başımı ona çevirdiğim de gözlerimi kısarak baktım. Bu tepkime gülerek başını geriye yasladı.
'' İltifat mıydı şimdi bu?''
'' Ben iltifat etmem. Gerekeni söyledim sadece.''
'' Ha.Ha.Ha'' gülerek arabayı çalıştırdığın da caddeye sapmıştık.
'' Ee nereye gidiyoruz şimdi?'' dediğimi umursamadı bile. Gözleri hala yolla kesişiyordu. Bu arabaya ne zaman binsek gözüm hep o radyoda kalıyordu. Çok sıkıldığım bir anda elimi uzatarak açmayı denedim fakat öfkeyle elimden kavradı.
'' Rahat durmaz mısın sen?'' omuz silktim elim hala ona esirken.
'' Sıkıldım. Ne olur yani şarkı açsam?''
'' Açma.'' açık ve net bir ses tonuyla vurguladığı tehdide öfkelendim. Sonra aklım elime takıldı. Hızla çekip başımı yan cama çevirdim. O da aynı şekilde yola çevirmişti bakışlarını. Aynaya bakarak yanağıma düşen bir kaç tutam teli kulağımın arkasına sıkıştırdım. Bir müddet yüzüme baktıktan sonra '' Ben terk edilecek kız mıyım?'' triplerine çoktan girmiştim. Yüzüm asıldığından dolayı bakışlarımı aynadan ayırıp yola sabitledim.
'' Kendine bu kadar yüklenme.'' şaşkınlıkla ona baktığımda, ne dediğini kavramaya çalışıyordum fakat sözlerine bir türlü anlam vermedim.
'' Bakma öyle. Kimi düşündüğünü tahmin etmek zor değil.'' Bakışlarım dizlerime düştüğünde acıyla sırıttım.
'' Çok mu belli oluyor?''
'' Kaldır kafanı. Sen bunu hak etmiyorsun.'' zorlukla başımı dik tuttuğumda, başımı koltuğa yasladım. Yüzüm beş karıştı...derin bir nefes aldım toparlanmak için ama fayda etmemişti. Birden radyodan ses gelmeye başladığında başımı yan yatırıp Korkmaz Bey'e baktım.
'' Gülmeni sağlayacaksa, bu defalık müsade edeceğim.'' Gözyaşlarım yanaklarıma düştüğünde elimin tersiyle silip iç çektim. Arabayı dolduran ses içimi yakıyordu. Huzursuzlukla kıpırdanıp gözlerimi yumdum ve kendimi müziğin akışına bıraktım. Yapmayın gözyaşlarım bu makyaja ne kadar para gitti biliyor musunuz siz? sessizlikle boğuşmamın ardından, araba durdu. Hala ne olduğunu anlamaya çalışırken kapım açıldı ve Korkmaz Bey elini uzattı. Hiç bir şey demeden elinden tutarak arabadan indim. Görkemli bir villanın önündeydik. Güvenlik görevlileri başıyla selam verip geçmemiz için işaret ettiler. Elimi çekmeye çalıştım lakin Korkmaz bey bırakmıyordu. Parmaklarını iyice kenetlemiş düz bir biçimde gözlerimin içine bakıyordu. ''Sen hayırdır?" der gibi baktığımda beni çekiştiretek villanın bahçesine sürükledi. Toparlanarak ona itiraz etmek yerine ayak uydurdum. Her taraf ağaçlarla döşeli minik bir cennet... değişik figürlerde heykellere şaşkınlıkla bakarken büyük bir kapıdan geçtik. Salon ayrı bir muazzamdı. Duvarlar tablolara boyanmış vazolar ve tarihle dokunmuş motifler. Bu villanın ihtişamı göz kamaştırıcıydı. Yoğun bir kalabalık vardı ve salonu aşarak arka bahçeye çıkıyorlardı. Hala ne yaptığımızın farkında değildim. Arka bahçeye çıktığımızda oluşturulan düzeneğin bir partiye ait olduğunu anladım. Masalar, garsonların ikramları ortada ki koca havuz...kendimi bir masanın başında buldum.
"Burda ne işimiz var?" Keskin bakışları hemen karşı masaya sabitlenmişti. Huzursuca kaşlarını çatarak boştaki eliyle alnını ovuşturdu.
" Şu adam...Savaş Önder şirketin hisselerine göz dikmiş ve zayıf olduğumuz bir anı kolluyor. Yapacağımız her yalnış hamle şirketi batıracaktır. Bu partide bulunan çoğu iş adamı bu adamın emrinde. Kısacası düşmanımının yapacağı saldırı için tedbir alıyorum. Burda kalıp ne karıştırdığını öğrenmem lazım."
"İyi de neden siz.''
" Çok istediği ihaleyi hilelere başvurarak almak istedi ancak benim doğru hamlem onun planlarını suya düşürdü ve ihaleyi biz kazandık. Şimdi de tutuşuyor şerefsiz." dudaklarımı büzüp kaşlarımı çattım.
" ee ben ne yapacağım."
" Şuanlık sevgilim sayılıyorsun."
"Ne!?"
" Kulağımın hasarını sana ödeteceğim bağırma!"
"Sen bağırma!"
"Beni de kendine benzettin şempanze!"
"Hay o şempanze sana ne yapsın..."
" Bir sus be!"
" Bakın ben böyle bir işkenceye katlanamam."
" Ben sanki meraklıyım. Adamlara sevgilimi tanıştıracağım bahanesiyle geldim. Onlar da biliyor hayatta partilere katılmam sen sadece işimi kolaylaştıracak bir ayrıntısın. Aynı zamanda şüphe çekmemem lazım."
" Resmen kullanılıyorum." Gülerek başını salladı.
*****
Biriciklerim. Bilgisayar bozuldu ve yazdıklarımın yarısı gitti. Şimdilik bu kadar ancak bir dahakine uzun.bir bölüm sözü veriyorum. Telefondan yazdım yalnışlarım varsa affola. Yeni #okurcanlar'ada hoşgeldiniz diyeyim . Bir dahaki bölümde görüşmek dileğiyle😘😘😘
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)
Romanzi rosa / ChickLitSakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron ve asistanın hikayesi. '' Asistan neyi bekliyorsun.'' '' Özür dilerim hemen geliyorum efendim.'' Arkasından koştum. O önde ben arkasında il...