5.Bölüm ( Blöf)

11.3K 576 73
                                    


Biliyorum bana çok kızacaksınız ama kısa süreli yazmayı bıraktığım için yeni döndüm ve yb ısrarları için tekrar yazmayı deneyeceğim. Bu bölüm kısa olacak ancak bir dahaki bölümleri uzun uzun yazacağım.



Bir kadın topukluyla halay çekebiliyorsa o kadından korkmalısınız. Elimdeki temizlik beziyle hem masamı temizlerken bir yandan da mahmut tuncer edasıyla halay çekiyordum. Etrafta çalışanların şimdilik olmaması rahatlamamı sağlamıştı. Korkmaz Bey'in aramasıyla bir tane kahve kapıp odasına çıktım. Kapıyı tıklattığımda cevap vermedi ancak ben yine de girmeyi tercih ettim. Telefonla konuşuyordu. Yine sözleşme dosyalar ıvır zıvır anlamadığım bir sürü konu. Kahveyi masasına bıraktıktan sonra, etrafa bir göz gezdirdim. Boş durmaktan canım çok sıkılıyordu Gözüm vitrindeki kupaya kaydı hayranlıkla gözlerimi alamdığım kupaya yaklaşıp avuçlarıma aldım. Korkmaz Bey çatık kaşlarla bana bakıyordu ama yinede elime almak istedim çünkü çok hoşuma gitmişti. Ben daha önce hiç ödül almamıştım.  Küçük emrah'a bağladım yine. Hayatımın en büyük hatalarından biriydi o kupayı elime almam. Masamı temizlerken elime bulaşan deterjan elimin kayganlaşmasına neden olmuştu ve kupa avuçlarımdan kayıp büyük bir gürültüyle yeri boyladı. Bir kükreme sesi doldurdu kulaklarımı. Şeytan bakışlar... ecel kapıya dayanmıştı.

'' Asistan!'' Avlanmadan koş ayşe...koş. Topuklularla kaçamayacağımı anlayınca ayakkabılarımı elime aldığım gibi koşmaya başladım. Arkamdan gelen  Korkmaz Bey çita gibi kovalıyordu beni Çalışanların tuhaf bakışları eşliğinde bayanlar tuvaletine kilitledim kendimi. Yumruklanan kapı kalbimi delecekti.

'' Sana işin olmayan şeylere karışmamanı söyledim. Bitirdin lan beni.''

'' Ama korkmaz Bey  küçük bir kupadan ne olur sanki.''

'' Delirtme beni aç şu kapıyı.''

'' Olmaz. Ölmek için çok gencim.''

'' Sana da... gençliğine de...''

'' Aaaaa çok ayıp.'' yavru ceylan gibi titremeye başladım ve klozet kapağını kapatıp üstüne oturdum.

'' Çıkmaya niyetin yok ha.. bekle sen.''

'' Ama korkmaz bey bakın ben sizi düşünüyorum. Şu anda bayanlar lavabosundasınız ve söz konusu itibarınız.'' Tuvalet kapısının üst boşluğundan su gelmesiyle neye uğradığımı şaşırdım. Başımdan aşağı dökülen su bunu korkmaz beyin yaptığını kanıtlamıştı. Çığlığım tuvaleti doldururken daha fazla ıslanmadan kapıyı açtım ve karşılaştığım bir adet Korkmaz bir adet kova... aman ne güzel Yüzüme yapışan saçları geri çektim ve elimi göğsümde birleştirdim. Kaşlarım çatılmıştı. Üzerime doğru bir adım attığında işaret parmağımı salladım.

'' Yaklaşmayın tekvando biliyorum.''

'' Dosyanda öyle bir eğitim aldığına dair bir bilgi yoktu.'' 

'' Bizimki genetik.'' kahkahası tuvaleti doldururken, ayaklarıma kaydı bakışlarım.

'' Yeter ya yeter.! İyice şempanzeye döndüm.''

'' Bu kadar rezillik yeter. Şimdi o odaya gidiyorsun ve o kupayı eski haline getiriyorsun.''

***

Dizlerimin üzerine çöküp cam parçalarını doldurdum avuçlarıma. Sırılsıklamdım ve üşüyordum. Ben onları birleştirmeye çalıştırırken Korkmaz Bey dikkatlice beni izliyor ara ara bıyık altından gülüyordu. Daha fazla dayanamayıp parçaları öfkeyle yere attım. Sinirden kasılan Korkmaz Bey'e sinirli sinirli bakıp cama doğru ilerledim. Camın kolunu açıp, bir ayağımı camdan aşağı sarkıttım.

'' Atacam kendimi.'' Şakınlıkla korku arasında kalan Korkmaz Bey hızlı adımlarla yanıma geldi.

'' Yaklaşmayın.''

'' Sakin ol Ayşe.''

'' Şu halime baksanıza iyice soytarıya döndüm.''

'' Mantıklı düşünmüyorsun gel buraya.''

'' Hayır. Bu dünyanın bir mal kaybına ihtiyacı var artık.''

'' Asistan kendine gel.'' 

'' Sizene alla alla. Ben ölmek istiyorum. Bu hayattan bir cacık olmaz.''

'' Tamam atla lan.'' aldığım cevapla şaşkınlıklıkla gözlerimi araladım ve camdan sarkıttığım ayağımı duvardan destek alarak geri çektim. Blöfte kurtarmamıştı beni.

'' Şey ben düşünmüştüm de bu dünyanın böyle bir güzelliğe ihtiyacı var.''

'' Allah'ım sabır. Sana diyorum niye vazgeçtin.''

'' Şşş. İnsan biraz teselli eder siz resmen yangını körüklüyorsunuz.'' Kolumdan tutup beni geri çekti ve bu sefer kendini sarkıtmaya çalıştı.

'' Dayanamıyorum Allah'ım bu belaya nerden rastladım.''

'' Korkmaz bey daha çok gençsiniz ne yapıyorsunuz.'' Sırtına sarılıp onu çekmeye çalışmam onu daha çok sinirlendiriyordu. 

'' Bırak atacağım kendimi.'' Bu adamın şalterleriyle oynamışlar. Nihayet onu çektiğimde, Sinirlerinde yumruklarını sıkıyordu. Şirin şirin gülmeyi deneyip aramızı iyileştirmeye çalıştım. Kolumdan kavrayıp arkasından sürükleye sürükleye dışarı çıkardı ve beni masama oturttu.

'' Mümkünse bir müddet karşıma çıkma. Çünkü her an gırtlağını sıkabilirim.'' Korkuyla başımı aşağı yukarı salladım. Odasına sinirle geçip hızlıca kapıyı örttü. Yutkunup ayağa kalktım ve iyi olup olmadığını merak ettim. Kapıyı tıklatıp içeri girmeye kalkıştığımda üzerime fırlatılan kalemden kıl payı kurtulmuştum. Özür dileyerek kapıyı kapattım. Hapı yutmuştum.

ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin