Öncelikle Bayramınızı kutluyor ve size hayırı getirmesini umuyorum. Bayramın ikinci gününe ancak yetiştirebildim ve aynı zamanda +100 okunmadan sonra yb yazma ihtimalim oluyor. Beni destekelyerek çok mutlu ediyorsunuz. Dilerimki sizi mutlu edebiliyorumdur. Bu bölümde kızımız yine talihsiz malesef. Beğenmenizi umarak sizi bölümle baş başa bırakıyorum keyifli okumalar. Aynı zamanda kitap konusunda bana destek olup arkadaşlarınıza önerirseniz çok sevinirim beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın lütfen... :)
Multi: Ayşe Korkmaz'a gülerken.
Pelin hanımın odasından aldığım bir kaç evrakı Korkmaz Beye verip temizlik beziyle odanın tozunu aldım. Anlamadığım ben temizlikçisi değil asistanıydım(!) ancak bir tepki gösterirsem alacağım karşılıktan tırsarak sesimi çıkarmıyordum. Adam gibi haklarımı bile savunamıyordum. İnkar etmemeliydim aynı zamanda bu adam dün bana hiç kimsenin yapmadığı bir iyiliği yapmış, nefret ettiğim adamdan uzak durmamı sağlamıştı. Ona minnet borçluydum. Odanın kapısı açıldığında doğrulup camsili aldım ve camları silme işlemine geçtim. Kendimi reklamdaki kadınlar gibi ovalıyorum çıkmıyor havalarına kaptırmışken Korkmaz Beyin sesi ilişti kulaklarıma.
'' Günaydın.'' Arkamı dönüp kaşlarımı kaldırarak baktım ona. Düne kıyasla daha sakin ve daha az ciddiydi.
'' Günaydın efendim.'' O evrakları karıştırmaya devam ederken bütün temizlik işlerini halledip odadan çıktım. Korkmaz Bey günlük olarak bir kural belirlemişti. Her sabah bol köpüklü kahvesini getirmemi istiyordu. Bir kahve kapıp odasına çıktım. Kapıyı çalıp girdiğimde telefonla konuşuyordu ve yüzü kaskası kesilmişti. Patronların bile canını sıkacak olaylar olabiliyordu demek ki kahvesini masasına indirdiğimde telefonu kapattı. Dünkü durumun etkisi hala üzerimdeydi ve daha solgun duruyordum açıkçası. Hatta bela olmayacak kadar sakindim belki hayatımda ilk kez bugün sakarlık bile yapmayabilirdim. Bir yangın vardı bedenimde ruhumu küle çevirip beni yavaş yavaş tüketen. Hayata tutunmaya çalıştıkça dallarıma tekme sallamakla meşguldü Orhan. Üstelik okkalı bir tekmeyi beni bırakıp giderken sallamıştı bana. Aman ne kadar üzücü(!)
'' Başka bir isteğiniz.'' Bir müddet boş boş gözlerimin içine baktı. Yine saydırmasını bekliyordum ancak başını olumsuz anlamda salladı ve kararsız bir şekilde gözlerini ayırıp evraklara odaklandı. Tek kaşımı kaldırdım ve arkamı dönüp kapıya yöneldim.
'' Bekle...'' Duraksadım. Arkamı döndüğümde, evrakları bir kenara ittiğine şahit oldum. Bir elini masanın üzerine eklerken, diğer eliyle gelmem için işaret etti. Verdiği emre itaat edip masaya doğru yaklaştım.
'' Ayakta dikilme otur.'' Şaşkınla ne dediyse bir bir yerine getirdim. Karşısında bulunan koltuğa oturduğumda, elleriyle saçlarını karıştırıp ardından tekrar gözlerime odaklandı ve gözlerini kıstı.
'' Sen iyi misin?'' kaşlarımı kaldırıp şaşkınlıkla ne diyeceğimi seçmeye çalıştım.
iyi değilim ama olmaya çalışıyorum.
'' İyiyim.'' alayla gülümseyip başını olumsuz anlamda salladı.
'' Dünden beri tuhaf davrandığının farkındayım asistan.''
'' Size öyle geldi heralde. Gayet normalim.''
'' Benim tanıdığım kızın şuan burada temizlik yaparken sağlam bir yer bırakmaması gerekiyordu. Hatta şansın var, takılıp camdan düşmemişsin. Hala tek parçasın.''
'' Dalga geçmeyin lütfe...''
'' O adamda sana ait bir şey var. Onu görünce uysallaşıyorsun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ACEMİ ASİSTAN (Sakarlar Kraliçesi)
ChickLitSakarlıklarıyla bezdiren bir kadın... Öfkeli ve bir o kadar anlayışlı bir adam... Klişelere kafa tutan patron ve asistanın hikayesi. '' Asistan neyi bekliyorsun.'' '' Özür dilerim hemen geliyorum efendim.'' Arkasından koştum. O önde ben arkasında il...